Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Ahmet Hilmi Kaya, osteoporotik kırıkların neden ortaya çıktığı ve osteoporoz hakkında bilgiler verdi.
Omurga kırıklarının en önemli bulgularından birinin ağrı olduğunu söyleyen Prof. Dr. A. Hilmi Kaya, hastaların çoğu zaman farklı sorunlarla da karıştırabildiği ağrılarla ilgili şu bilgileri verdi:
“Osteoporotik kırıklar istirahat sırasında, uyurken bile şiddetli ağrılara neden olabilir. Genellikle akut şekilde kendini belli eden künt ve şiddetli bir ağrıdır. Omurga üzerinde yoğunlaşan ağrının şiddeti hareketle birlikte artar. Bazen bu ağrıyı farklı hastalık ya da sorunlardan ayırt etmek çok mümkün olamaz. Dolayısıyla ciddi omurga kırıkları eğer içindeki omuriliği destekleyecek stabiliteye sahip olamazsa, deformite hatta ani felç tabloları gelişebilir.”
Omurgada ortaya çıkabilecek kırıklar açısından osteoporozun ciddi şekilde takip edilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. A. Hilmi Kaya, sözlerine şöyle devam etti:
“Önemli olan kırık oluşmadan tedbir alabilmektir. Bunun için birtakım ilaçlarla ve egzersizlerle kemik yapısı güçlendirilmeli. Osteoporozla bağlantılı olabilecek diğer metabolik hastalıklar kontrol altına alınmalı. Ayrıca özellikle kırık riski olan hastalarda bazı kısıtlayıcı tedbirler alınmalı.
Herhangi bir kırık oluştuğu zaman eğer teorik olarak omurilik basısı yoksa, yani kırığın ikincil etkisini ortadan kaldıracak bir işleme ihtiyacımız yoksa, öncelikle sabit bir şekilde o kemiğe iyileşmesi için fırsat veririz. Travmatik kırıklarda da aynı yaklaşım vardır. Ancak ne yazık ki bu her zaman mümkün olmayabilir.
Osteoporotik kırıklarda, kırık oluştuktan sonra erken evrede daha pratik olarak yapabileceğimiz vertebroplasti yani kemik içini doldurma yöntemi son derece önemli. Halk arasında kemik çimentosu olarak bilinen bu işlemde, kemik içine verdiğimiz madde donarken kemiği sağlamlaştırır. Aynı zamanda ağrı hissini ortadan kaldırır. Dolayısıyla ileriki dönemde daha büyük sorunları önlemek için çok gerekli bir işlem olabileceği unutulmamalı.”
“Kırık ilerleyici değilse ve hastaya güveniyorsak konservatif yani korumacı davranırız” diyen Prof. Dr. Ahmet Hilmi Kaya, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu durumda hastayı ameliyat etmeden ciddi disiplinli korse ile destek verebiliriz. Daha ilerleyici bir kırık olacaksa ve biz içini doldurarak da tedavi edemeyeceksek ileride çok ciddi bir ameliyat yapmak zorunda kalabiliriz.
Diğer normal kırıklarda kemikte eğer patolojik bir durum yoksa yaptığımız uyguladığımız vidalama tekniği ile oldukça başarılı sonuçlara ulaşabiliyor. Bunun ötesinde bazı patolojik kırıklarda gerekirse tüm omurgayı çepeçevre suni yeni bir omurgayla da destekleyebiliriz. Vidalamada gibi farklı enstrümantasyon teknikleriyle tamamen omurgayı destekleyerek tedavi ederiz. Yani hastalığa, hastanın yapısına ve kırığın durumuna göre çok farklı tedavi yöntemlerimiz olabilir. Amacımız kırığı daha ciddi ikincil sorunlar ortaya çıkmadan zarar görmesini engellemektir.
Bu hastaların bir kırık yaşamaması için birtakım tedbirlerin alınması gerekiyor. Bunun için fizik tedavi uzmanları, romatologlar hatta günümüzde endokrinologlar çok yardımcı olur. Bir sorun olduğunda ise biz devreye gireriz. Omurga kırıklarında risk oranının belirlenmesi için mutlaka en kısa sürede hekime başvurulmalı. Çünkü tedavi sırasında, “omurga etkilenecek mi, içerisindeki omuriliğimiz zarar görecek mi, kırık stabil mi?” gibi sorulara yanıt bulmamız çok önemli.”
Hibya Haber Ajansı