İş dünyası bir süredir yeni çalışma düzenine uyum sağlamak için yenilikçi modeller geliştirmeye odaklandı. Microsoft’un bu yıl mart ayında yayımladığı küresel çalışma trendleri endeksi, çalışanların %73’ünün esnek uzaktan çalışma seçeneklerinin devam etmesini istediğini belirtirken, %67’yi aşkın bir grup ekipleriyle daha fazla zaman geçirmek istediğini söyledi. Öte yandan küresel çapta 30 bini aşkın katılımcıyla gerçekleştirilen ankette, liderlerin yarısının çalışanlarını gelecek yıl tam zamanlı olarak ofise dönmeye teşvik edeceğini söylediği ve bu konuda plan yaptığı görüldü. İşverenlerin de %66’sı ofis alanlarını hibrit çalışma modeline göre yeniden tasarlamayı düşündüğünü belirtti. Küresel trendler, işveren ve çalışanların ofise dönüş ve hibrit çalışma modeli konusunda bir uzlaşıya varamadığını gösterirken, her iki seçeneği de bir arada sunan hazır ofisler ve ortak çalışma alanları yeniden gündeme gelmeye başladı.
Konuyla ilgili gelişmeleri değerlendiren eOfis Kurumsal İletişim Yöneticisi Melis Ataç, “Ofise dönmeyi zorunlu tutan şirketlerle karşılaşsak da esnek çalışmayı benimseyen ve kalıcı hale getiren şirketlerin sayısı da dikkat çekici boyutlarda. Böyle bir durumda çalışanların haftada beş gün boyunca işe gidip gelme zorunluluğunu kabul etmeyeceğini öngörüyoruz. Bu da ortak çalışma alanı ve hazır ofis sektörünün küresel çapta pandemi öncesi popülaritesini kazanmasına olanak tanıyor. eOfis olarak biz de sektörde 55 lokasyonumuz ve 10 bini aşkın üyemizle faaliyet gösteriyoruz” dedi.
Ortak çalışma alanları ofise dönüşü kolaylaştırıyor
Çok sayıda şirketin kendilerine tahsis edilen hazır ofislerde veya ortak alanlarda bir araya gelebildiği bir ofis çözümünü tanımlayan ortak çalışma hizmeti sağlayıcıları, dünya çapında son dönemde güçlü performanslar ve başarılı finansal sonuçlar göstermeye başladı. Sektördeki toparlanmanın hız kazanmasının sebebinin çalışanların her anlamda esneklik talep etmesi olduğuna dikkat çeken Melis Ataç, “Son iki buçuk yılda ofislerin doğası değişti. İş modelleri daha hibrit yapılara bürünürken çalışanlar, çalıştıkları yere karar verme konusunda daha çok seçenek talep ediyor. Evinde veya rahat hissettiği bir mekanda çalışarak daha verimli olabileceğini ve iş-yaşam dengesini daha iyi kurabileceğini gören çalışanlar, ofise giderek yolda zaman kaybetmek istemiyor. Ofise dönüş sürecinde farklı lokasyonlardaki merkezleriyle ortak alanları veya hazır ofisleri tercih eden şirketler, çalışanların düzenini sarsmadan, hem ofise dönüş planını tamamlayabiliyor, hem de çalışan verimliliğini benzer seviyelerde tutabiliyor. Zira çalışanlar kendilerine en yakın çalışma alanını tercih edebiliyor. Ortak çalışma alanı ve hazır ofis servisleri bu yönüyle ofise dönüşü kolaylaştırıyor” ifadelerini kullandı.
“Tek sözleşmede 55 lokasyon”
Hazır ofis seçeneklerinin büyük ve kurumsal şirketler için de kolaylıkla uygulanabilir olduğunu belirten eOfis Kurumsal İletişim Yöneticisi Melis Ataç, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Kurumsal şirketler, bir plazada birkaç kat kiralayarak, kolay ölçeklenemeyen bir model için büyük kira ve işletme maliyetlerine katlanmak yerine eOfis gibi tek sözleşmede 55 lokasyona erişim olanağı sunan hizmet sağlayıcıları seçerek hem çalışan memnuniyetini artırabiliyor, hem de giderlerini düşürebiliyor. Üstelik uzun vadeli kira sözleşmeleri yapmak yerine abonelik modeliyle esnek kiralama avantajından yararlanabiliyor. Tüm masrafları tek kalemde çözen şirketler, eOfis’in ayrıcalıklı etkinliklerinden, büyük topluluğundan ve networking olanaklarından yararlanabiliyor. İstanbul Avrupa ve Anadolu yakalarının yanı sıra İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Gaziantep, Kayseri, Kocaeli, Mersin, Konya, Muğla gibi ülkemizin pek çok farklı lokasyonunda merkezlere sahip olan eOfis’in üyeleri, yetenek havuzlarını da bu sayede büyütebiliyor. eOfis olarak 10 bini aşkın kurumsal üyemizin yanı sıra henüz yolun başındaki girişimlere veya bireysel girişimcilere sanal ofis, ortak ofis ve toplantı odası kullanımı seçenekleri de sunuyoruz. Böylece girişimciler fiziksel bir mekanın tüm yükünü bir anda üstlenmek yerine ihtiyaçları kadar kullanıp, kullandıkları kadar ödeyebiliyorlar.”