''Beyin ölümü gerçekleşmeden organları alabilirler''
Acıbadem Ataşehir Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Berber, Beyin ölümü gerçekleşmeden organları alınabileceğinin yanlış olduğunu söyleyerek ''İnanış kadavradan nakilin önündeki en büyük engellerden biri. Oysa bitkisel hayatta solunum devam ettiğinden bu hastalar aylarca ya da yıllarca yaşayabilirken, bazen iyileşerek normale dönebiliyorlar.'' dedi. Kişi nefes aldığı müddetçe kendisine bütün tıbbi tedavilerin uygulandığını, beyin ölümünde ise tüm tıbbi desteğe rağmen hastanın hayata dönmesinin kesinlikle mümkün olmadığını belirtti.
“Ben organlarımı bağışladım, aileme söylemeye gerek yok”
Prof. Dr. İbrahim Berber, ülkemizdeki yasalar gereğince, kişinin organ bağışı kartı olsa bile aile üyelerinin izin vermemesi durumunda organların alınamadığını belirterek “Bu nedenle hayattayken, organlarınızı bağışladığınızı ailenizden saklamayıp, olası bir vefat durumunda, organlarınızla başkalarına hayat vermek istediğinizi söylemeniz gerekiyor. Organ bağışlamaktan vazgeçerseniz de bunu ailenize söylemeniz yeterli.” ifadelerine yer verdi.
''Organımı bağışlarsam sağlığım bozulabilir''
Prof. Dr. Ülkem Çakır, ''Böbrek ve karaciğer nakli canlı vericiden de yapılabiliyor ancak “karaciğerimin bir kısmını ya da böbreğimin birini bağışlarsam sağlığım olumsuz etkilenebilir.” endişesi nedeniyle mesafeli bakılabiliyor.'' dedi. Oysa karaciğer kendini yenileyebilen bir organ olduğundan dolayı, canlı bir donörün karaciğerinin bir kısmını bağışlamasının sağlığı üzerine olumsuz bir etkisi olmadığını, yapılan titiz ve detaylı incelemelerde eğer sağlık açısından bir risk tespit edilmezse böbrek vericisi olmanın da ileride hiçbir sıkıntı çıkarmayacağını vurgulayan Prof. Dr. Ülkem Çakır, tek böbrekle de uzun ve sağlıklı bir ömür sürülebileceğini vurguladı.
Hibya Haber Ajansı