enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,4929
EURO
36,4337
ALTIN
2.955,58
BIST
9.274,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Milletvekili Yeneroğlu: “İktidar, çok önemli bir birikimi heba etti”

Milletvekili Yeneroğlu: “İktidar, çok önemli bir birikimi heba etti”
30.06.2022 16:40
166
A+
A-

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Şehir Üniversitesi’nin kapatılmasının ikinci yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklamada mağduriyetlerin devam ettiğini vurguladı. Açıklamasında Şair Mehmet Akif Ersoy’un “Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen, iki kazma kürek, iki de ırgat gerek. Ancak, hadi gel yapalım şunu geri desen, bir Sinan, bir de Süleyman gerek” dizelerine de yer veren Yeneroğlu şu ifadeleri kullandı:

Liyakatsiz iktidar istese de bir Şehir Üniversitesi oluşturamaz

“İktidar siyasi husumetle hareket ederek çok önemli bir birikimi heba etmiştir. Tersine beyin göçü niteliğindeki yurtdışından dönen öğretim üyeleri işsiz bırakılmış, yabancı öğrenci çekmekte oldukça başarılı bir üniversite ortadan kaldırılmıştır. Yüksek eğitim kalitesi sağlamak için samimi çaba ortaya koyan çok nitelikli bir üniversite bir kalemde kapatılmıştır. Milli Şair Mehmet Akif Ersoy’un şu sözü Şehir Üniversitesi için de ne kadar anlamlıdır: ‘Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen, iki kazma kürek, iki de ırgat gerek. Ancak, hadi gel yapalım şunu geri desen, bir Sinan, bir de Süleyman gerek.

Şehir Üniversitesi’nin haksız yere kapatılmasının üzerinden tam 2 yıl geçmiştir. Şehir Üniversitesi’nin Cumhurbaşkanı kararı ile kapatılması ve kapatılmasından sonraki süreç, kamu yararıyla değil siyasi saik ve kinle hareket edildiğini ortaya koymaktadır. Üniversitenin faaliyetlerine son verildikten sonra yurtdışından gelen öğrencilerin birçoğunun Türkiye’de öğrenimini devam ettirememesi, Türk vatandaşı öğrencilerin ise nakledildikleri üniversitede uyum sorunları yaşamaları, üniversitenin çalışanlarına ise aradan geçen 2 yıla rağmen yasal alacaklarının ödenmemesi ilgililerinin mağduriyetlerinin devam ettiğini göstermektedir.

Şehir Üniversitesi başarılı bir şekilde faaliyet yürüttüğü hâlde, siyasi iktidarın hızla otoriterleştiği bir dönemde, kurucu vakfı olan Bilim ve Sanat Vakfı’nın eski Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu ile hâlen devam ettiği varsayılan ilişkisi nedeniyle iktidarın radarına girmiş durumdaydı. Üniversite, ücretli öğrenci oranını artırmış ve Halkbank’a olan kredi borçlarını ödeyebilecek durumdayken, Halkbank daha önce kabul ettiği teminatları artık kabul etmemiş ve kredi borçlarının yapılandırılması taleplerini de reddetmiştir. Hâlbuki iktidarın kendine yakın iş insanlarının kamu bankalarına olan borçları karşısında ise nasıl farklı bir tavır sergilediği hepimizin malumudur. Üniversitenin kredi borcu nedeniyle temerrüde düşürülmesi üzerine Halkbank’ın talebiyle üniversitenin hesaplarına haciz tatbik edilmiştir. Kısa bir süre sonra 20 Aralık 2019’da YÖK kararı ile üniversiteye kayyum atanmış, 17 Nisan 2020 tarihinde ise Yükseköğretim Kanunu’nda yapılan değişiklik ile Şehir Üniversitesi’nin kapatılmasının altyapısını kurmak üzere, kanun yapım tekniğine ve kamu yararına aykırı olarak kanun değişiklikleri yapılmıştır. Son olarak 30 Haziran 2020 tarihinde gece yarısı Cumhurbaşkanı kararı ile Şehir Üniversitesi’nin faaliyetlerine kesin olarak son verilmiştir. Kamu yararı ile değil siyasi husumet ile hareket ederek bir üniversiteyi baskıyla adım adım kapatmaya götürmek hem TBMM’nin hem de Cumhurbaşkanı’nın işlemlerini hukuka aykırı hâle getirmiştir.

Halkbank, kredi borçlarının yapılandırılmasını kabul etseydi alacağını tahsil edecek olmasına rağmen, okulun kapatılması ve okul arazilerinin bir başka üniversiteye devredilmesi ile birlikte büyük ölçüde alacağından olmuştur. Bunu öngörebilecek olan Halkbank’ın basiretli bir tüccar gibi değil siyasi iktidarın uzantısı olarak hareket ettiği açıktır. Ortaya çıkan kamu zararı mutlaka soruşturma konusu yapılmalıdır ve yapılacaktır.”

Hibya Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.