İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu, Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
Kabukcuoğlu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
Baraj puanının 2022 yılında kaldırılmasının, sınava giren gençlere hiçbir faydası olmadığını vurgulayan Kabukcuoğlu, “Bildiğiniz üzere 2022 Yükseköğretim Kurumları Sınav sonuçları açıklandı. Aslında açıklanan bu sonuçla, 20 yıllık iktidarında 8 Milli Eğitim Bakanı ve 17 kez sistem değiştiren AK Parti hükümeti sanki her defasında en kötüsünü hedeflemiş gibi duruyor. Bu sonuçlar niteliksiz nesil yetiştirmenin ikrarıdır. Böyle düşünülürse, AK Parti hedeflerine ulaşmış gözüküyor. En hükümet yanlısı medya dahi sınav sonuçlarını hüsran olduğunu kabullenmek zorunda kalmıştır.
Konuyla ilgili olarak, yer bilimci bir bilim adamımız, YKS sonuçları için eğitim durumumuzun bir depremden daha tehlikeli bir felaket olduğunu, tam anlamıyla bir beka sorunu olduğunu ifade etmiştir.
2022 YKS’ye 3,5 milyon gencimiz katıldı. Baraj puanının 2022 yılında kaldırılmasının, sınava giren gençlere hiçbir faydası yoktur. Yapılan değişiklikle hükümet AK Parti’nin 2023’te daha fazla oy almasını hedeflemekten başka bir şeyi değildir. 2021’de YKS’ye 2,4 milyon gencimiz katıldı, 23.691 kişi sıfır puan aldı. 2022’de ise sıfır puan alan gençlerin sayısı 4’e katlanarak 96 bin oldu.” ifadelerine yer verdi.
İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu, şöyle devam etti:
“2022 yılında Temel Yeterlilik Sınavı’nda öğrenciler Türkçe’de %44, sosyalde %39, temel matematikte %17, fen bilimlerinde %16 doğru cevap verebildiler. 40 türkçe sorusundan 17 tanesine doğru cevap verilmiş olması önemli bir kişisel handikaptır. Bu durum, gençlerimizin kendi kariyerinden başka, meslekleri kavrayışı, kendini ifade edebilmesi gibi hayati becerilerden dahi mahrum olduğunun göstergesidir.
Pandemi süresince 1.5 milyon çocuk uzaktan eğitim sisteminden yararlanamadı. Özel okullarda 8-12 sınıflarda eğitim devam etti. Eğitim Bilişim Ağı (EBA), pandemide fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırmak için düşünüldü. İnternet ağı olmayan, evlerinde bilgisayar olmayan ailelerin çocukları, maalesef son 2 yıllarında eğitim göremediler. Sonuç olarak pandemi dezavantajlı grupların durumunu daha da kötüleştirdi.
Yükseköğrenim planlamamızın tam bir fiyasko oluğu zaten biliniyor, bu günlerde iktidarın amacı insanları oyalamaktır. Tüm yükseköğrenim kurumlarında tıp hariç, ihtiyacın katbekat üzerinde öğrenci mezun olmaktadır. 8.5 milyon yükseköğrenim gençliği övünülecek bir durum değildir. Burada övünülecekse ülkemizin herhangi bir üniversitesinden lisans eğitimi almış genci, dünyanın dört bir yerinde çalışabilir, iş bulabilir, bilgisiyle dünyadaki tüm meslektaşları ile yarışabilir diye övünmeliyiz. Ülkemizde üniversite okuyan öğrenciler nüfusumuzun %10’u kadardır. Bu oran ABD’de %5,9, Güney Kore’de %3,8, Almanya’da %3,5, Japonya’da %2,33’tür. Çok kalifiye olmayan yüksek öğrenim mezunu gençlerimiz, kendileri, aileleri ve ülkemiz için hayal kırıklığıdır. Ara insan gücünde olağanüstü bir yetersizlik yaşanmaktadır. Sanayi kuruluşları devleti baypas ettiler. Firmalar bu sorun ile ilgili çözümü kendi ihtiyaç duydukları elemanı alıp, eğitmekte buldular. Hâlbuki eğitimin en önemli amaçlarından birisi ülkenin ihtiyaç duyduğu beşeri sermayeyi yetiştirerek sosyal hayata vermektir. Böylece hem ihtiyaç duyulan iş gücü karşılanacak hem de uzun yıllar eğitim olarak geleceğini kazanmaya çalışan insanlarımız hayatlarını kazanacaklardır.”
Bedbaht gençler yetiştirildiğini dile getiren Kabukcuoğlu, şunları şöyledi:
“Günümüz Türkiye’sinde eğitim içi boşaltılmış bir kavramdır. Bizde eğitim ailelerimizin ve çocuklarımızın hayallerini istismar edip, onları 4 yıl oyalayıp sonrada sokağa bırakmaktır. Bedbaht gençler yetiştiriyor, ailelerini mutsuz ediyoruz. 160.000 hukuk mezunu, 700.000 atanamayan öğretmen binlerce mühendis hükümetin yaratıığı sosyal yaralardır.
Öğrenciler KYK’dan aldığı krediyi ödeyememekte, borcu katbekat artarak icralık olmaktadır. Gelişmiş ülkeler ise tam bir eğitim planlaması yapmakta, huzur-u kalple gençlere geleceklerini teslim etmekteler.
2020’de TÜİK verilerine göre 1 yüksek öğrenim öğrencisinin Türkiye’ye maliyeti 2.694 eurodur. Oysa batıda 14.519 eurodur. Ülkemizde yükseköğrenime ayrılan bütçe ile 5 öğrenci okutulurken batıda 1 öğrenci okutulmaktadır. Amaç kalifiye eğitim olmayınca, dünyadaki ilerleyen gelişmelere uygun donanımda öğrenci yetiştirmek olmayınca bu bedel Ak Parti’nin amacına hizmete yetmektedir.
Bir kişinin istihdam maliyet tutarı 2021 yılında yurt içi yatırımda 38.000 euro, yurt dışı yatırımda 70.000 eurodur. Gençlerimize yükseköğrenim yaptırmak hükümet için onlara iş yeri açmaktan daha ucuza geliyor.
İYİ Parti olarak ülkemizin dünyada hak ettiği yere gelmesi için, insanlarımızın refah içinde yaşaması için, yegane gereğin eğitilmiş insan gücü olduğunun farkındayız. Örneğin, Antalya’da başlattığımız temel eğitimde beslenme programı toplumda, öğretmenler ve öğrenciler arasında ilgiyle karşılandı. İYİ Parti ülkemizin eğitimdeki sorunlarını bilmekte ve çözüm projeleri hazırdır. Öncelikle eğitim her türlü siyasi mülahazaların üzerinde tutulacaktır. Milli gelirden eğitimin aldığı pay artırılacak, öğretmenlerimizin maddi durumları iyileştirilecektir. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu mesleklere göre eğitim planlaması yapılacaktır. Mesleki yeterliliği olan, dünyayı ve ülke sorunlarını kavramış, bunları çözme kapasitesine sahip gençlerle, ülkemiz ve insanlarımız hak ettikleri yerlere gelecektir.”
Hibya Haber Ajansı