MERSİN – 23.11.2022 – HİBYA – Mersin Barosu Hayvan Hakları Komisyonu’ndan “Gerek Anayasa, gerekse normlar hiyerarşisince belediyeler için bağlayıcı olan herhangi bir talimat değil, 5199 Sayılı Kanunun emredici hükümleridir” açıklaması yapıldı.
Mersin Barosu Hayvan Hakları Komisyonu’ndan sokak hayvanlarına ilişkin yapılan ayazılı açıklamada şunlar kaydedildi:
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 17.11.2022 tarihinde, ‘Sahipsiz hayvanların yeri sokaklar değil, barınaklardır. Öncelikli olarak belediyeler, barınaklar inşa ederek sahipsiz, başıboş sokak hayvanlarını toplamalı.’ şeklindeki daha önceki pek çok açıklaması ile paralel konuşması kamuoyunun malumudur.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, toplumumuzda “sokak hayvanlarının” statüsü sadece idarecilerce değil, hayvanseverler tarafından dahi yanlış anlaşılmaktadır. Sahipsiz dostlarımızın yaşam alanı ne sokaklar, ne de barınaklar olmalıdır. Bugün şehirlerimizin sokaklarında dolaşan hayvanlar, vaktiyle insanoğlunun evcilleştirip daha sonra sokağa bıraktığı atalarının soyundan gelmekte, esasen ekolojik sistemde bir yer teşkil etmemektedir.
“Mecburiyetin alternatifi kesinlikle beton duvarların, tel kafeslerin ardındaki barınaklar değildir.”
Her biri sıcak bir yuvayı özleyen ve hak eden sahipsiz dostlarımızın, gerçekten hayvansever insanlarca sahiplenilene kadar şehirlerimizin sokaklarında bakılması, beslenmesi ve barındırılması mecburiyettendir. Ancak bu mecburiyetin alternatifi kesinlikle beton duvarların, tel kafeslerin ardındaki barınaklar değildir. İnsanlık tarihinde “sıcak ve güvenli” bir toplama kampı bu zamana kadar vaki değildir. Hangi şartlarda olursa olsun, barınakların ise toplama kampından farkı yoktur. Hemen hemen her ilde belediyelere ait barınakları bağımsız olarak denetleyen STK’ların raporlarında, barınaklarla ilgili pek çok sıkıntıya rastlanılmaktadır. Üstelik ülkemizin belediyelerinin yalnızca dörtte birinde barınak bulunmaktadır.
Yürürlükte bulunan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunumuzun 6. maddesinin 4. fıkrasında: “Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır” denilmektedir.
“Bazı yerel yönetimlerin cadı avı başlattıkları görülmüştür”
Cumhurbaşkanının açıklamasından sonra dahi gerek Anayasa, gerekse normlar hiyerarşisince Belediyeler için bağlayıcı olan herhangi bir “talimat” değil, 5199. Sayılı Kanunun emredici hükümleridir. Daha önceki açıklamalardan sonra da bir takım yerel yönetimlerin, halk tabiri ile bir cadı avı başlattıkları, sokaklardan sahipsiz dostlarımızı topladıkları, toplama işlemini yapan çalışanların çoğunlukla zorbalık derecesinde hayvanlara karşı zor kullandıkları, hatta bazı belediyelerin tamamen kanunsuz olarak bu işi yaptırmak üzere hizmet alım ihaleleri açtıkları görülmüştür.
“Adli makamlar önünde şikâyetçi olacağız”
Görüntü ve haberlere konu yerel yönetimlerin bazılarının bir barınağının dahi olmadığı tarafımızca tespit edilmiştir. Muhtemeldir ki, benzeri olaylar bu açıklamadan sonra daha şiddetli bir şekilde yaşanacaktır. Tüm bu vaziyet kaygı ve üzüntü vericidir. Mersin Barosu ve Hayvan Hakları Komisyonu olarak, tüm yerel yönetimlere, sahipsiz dostlarımızla ilgili olarak görev, yetki ve sorumluluklarının yasayla bağlı ve sınırlı olduğunu, yasa dışında yahut yasaya aykırı hiçbir emir, talimat yahut tavsiyenin de normlar hiyerarşisi bağlamında bir bağlayıcılığının olmadığını önemle hatırlatır; sahipsiz dostlarımızın sıcak birer yuva ile yuvalandırılması yerine toplama kamplarında kafesler ardına hapsedilmesine, ücra yerlere bırakılmalarına, öldürülmelerine sessiz kalmayacağımızı, böylesi eylemlerin icra edilmesi talimatını veren, talimatı yerine getiren, yahut yardım eden herkesten adli makamlar önünde şikâyetçi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
Hibya Haber Ajansı