Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti’nin açılış konuşmasını yaptığı festivalde; Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Erkan Çakır, Kifder Başkanı İlknur Görgün ve TAMEV Başkanı Nuray Marçak katılımcılarla bir araya geldi.
Liv Hospital Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Erkan Çakır’ın Kistik fibrozisle ilgili soruları yanıtladığı toplantıda aynı zamanda tedavi gören çocuklar; animatör eşliğinde sihirbaz gösterisiyle eğlenirken, aileler de etkinliklere katılarak keyifli bir gün geçirdi. Toplum Gönüllüsü Monik İpekel, sevgili Betül Gülbahar ve Ak Parti Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı da ailelerle buluştu. Kifder’ ile işbirliği içinde olan Liv Hospital Çocuk Göğüs Hastalıkları Kliniği tanı ve tedavi ile ilgili tüm gelişmeleri takip ederek hastalara sunuyor.
“En çok etkilenen organımız akciğer”
Liv Hospital Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Erkan Çakır festival sırasında şu bilgileri aktardı:
“Kistik Fibrozis genetik geçişli bir hastalık. En çok etkilenen organımız akciğer. Akciğerlerde kanalların tıkalı olması broşlarda çok fazla miktarda sekresyon (dokuların ve organların ürettiği sıvı) ve balgam birikmesi neticesinde çocuklarımızda; düzelmeyen öksürükler, balgamlar, hırıltılar ve tekrarlayan akciğer enfeksiyonları olabiliyor. Hatta ilerleyen zamanlarda akciğer yetmezliğine kadar gidebilen bir hastalık. Mide bağırsak, pankreas sistemini tutabiliyor. Buna bağlı olarak çocuklarımızda yağlı dışkılama, yağlı gaita çıkarma ve büyümede gecikmeler olabiliyor. İlerleyen yaşlarda çocuklarda bazen diyabet dediğimiz şeker hastalığı, daha erişkin yaşlarda kronik pankreatit (pankreansın iltihaplanması) veya infertilite kısırlıkla bile karşımıza çıkabiliyor. Aslında baktığımızda hemen hemen vücudun tüm organlarını ilgilendiren tutulumları var ve altta yatan hastalığın erken tanınması ve tedavisi ikincil organ hasarlarının önüne geçmesi açısından kistik fibrozis için çok önemli.
“Şikayetler geç yaşta da ortaya çıkabiliyor”
Bazen şikayetler doğumdan itibaren başlayabiliyorken bazen de daha geç yaşta ortaya çıkabiliyor. Genetik bir hastalık veya doğuştan gelen bir hastalık olarak başlasa da daha sonradan ortaya çıkmayacağının zannedilmesi yanlış bir düşüncedir. En çok etkilenen organa yönelik tedaviler veriyoruz. Yani akciğerlerde enfeksiyon oluşmasının önüne geçmeye çalışıyoruz. Dirençli mikroplar söz konusu olabiliyor, onları tedavi ediyoruz. Akciğerlerdeki balgamların dışarı atılmasını sağlayan, bu balgamları eriten, sulandıran, bazı hava yolu ile kullanılan ilaçlarımızı veriyoruz. Bunlar hastalarımızın hem hayat kalitesinin artmasına hem solunum fonksiyonlarının düzelmesine hem de geçirdikleri sık enfeksiyonların azalmasına sebep oluyor. Bu tedavilerin kesintisiz bir şekilde yapılması son derece önemli” diyerek katılımcıları bilgilendirdi.
Hibya Haber Ajansı