"Kill The Crows'ta oyuncular, Vahşi Batı'nın çarpık, lo-fi bir versiyonunda intikam peşinde koşan Isabella adlı bir silahşorun tozlu, mahmuzlu botlarını kuşanıyor. Gelin görün ki bu sıradan bir Western hikayesi değil. Cesur kahramanımız, oyun boyunca hepsi karga benzeri yaratıklara dönüşmüş düşman ordularıyla karşı karşıya geliyor. Bu dönüşümün nasıl gerçekleştiği ise oyuncuların hikayenin derinliklerine indikçe keşfedecekleri gizemlerden biri. Kill The Crows'ta tasvir edilen Vahşi Batı, tek bir başıboş kurşunun bile Isabella'nın yolculuğunu bir anda sonlandırabileceği, hatayı affetmeyen bir dünya. Kill the Crows, ekran düşmanlar ve uçan mermilerle gittikçe daha kalabalık hale gelirken oyuncuların hayatta kalmak ve savaşmaya devam etmek için hızlı hareket etmesi ve tepki vermesi gereken bir oyun. Neyse ki bu durum karşısında Isabella da savunmasız değil. Isabella olarak oyuncular, diledikleri yöne yuvarlanarak gelen bir saldırıdan hızla kaçabiliyorlar. Siper arkasına saklanmak için pek çok fırsat sunan Vahşi Batı ortamı da özellikle mermi yağmurlarından kaçınmak için ideal. Oyuncular ilerledikçe isteğe bağlı hedefler, Isabella'nın cephaneliğini yeni ateşli silahlar ve becerilerle yükseltmek için fırsatlar sunuyor. Bununla birlikte, Isabella'nın silahları da oyunun başından itibaren kendisine ateş edenler kadar ölümcül. Standart silah atışları, boss’lar dahil olmak üzere, birçok tehdidi tek vuruşta ortadan kaldırabilecek güçte. Oyuncuların becerikli saldırıları özel bir saldırı gerçekleştirmek için harcanabilen "Güç Gösterisi" (Showdown) sayacını dolduruyor. Bu saldırıda oyuncular, zamanı geçici olarak dondurup bir grup hedefi işaretleyebiliyor ve hepsini aynı anda ortadan kaldırabiliyor. Showdown saldırıları Isabella'nın tabancasının otomatik olarak yeniden yüklenmesiyle sona eriyor ve oyuncular aksiyona hız kesmeden dönebiliyorlar"
Hibya Haber Ajansı