Karamollaoğlu, sosyal medya hesabından yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:
“Hayalleri için yıllardır çalışmasına rağmen atanamayan, atandığı halde aldığı ücretle geçinemeyen öğretmenlerin, çoğu asgari ücret standartlarının altında çalışan ücretli öğretmenlerin ve asgari ücrete mahkum edilen özel okul öğretmenlerinin, beraat ettiği halde görevine iade edilmeyen KHK mağduru öğretmenlerin ve tabi ki Aybüke Yalçın, Necmettin Yılmaz, Arzu Özsoy ve son olarak Gaziantep’teki saldırıda hayatını kaybeden Ayşenur Alkan gibi şehadete uğurladığımız tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.
Yetiştirdikleri öğrencilerin gözünde ışıkla umut dolu olması gereken öğretmenlerimiz, ne yazık ki derin bir hayal kırıklığıyla yorgun haldeler. Çünkü öğretmenlerimiz geçinemiyorlar. En düşük öğretmen maaşı 9 bin lira, ortalama ücret ise 12 bin lira civarında. Buna mukabil; açlık sınırının 7 bin 425 lira, yoksulluk sınırı ise 24 bin lira… Bu şartlar altında hangi öğretmen, öğrencilerine eskiden olduğu gibi ‘okuyup meslek sahibi’ olmalarını öğütleyebilir? Hangi öğretmen öğrencilerine gelecek adına umut verebilir? Büyükşehirler ise artık adeta ‘sürgün’ yeri… Kimse büyükşehirlerde öğretmen olmak istemiyor. Nasıl istesin ki? Kira ortalamaları, memur maaşının yarısından fazlasına tekabül ediyor artık.
Bir ülkenin gençlerine ve geleceğine verdigi değer, öğretmenine verdigi değerden anlaşılır. Maalesef ne mali olarak ne de özlük olarak öğretmenlerimiz hak ettigi değeri göremiyorlar. İşte Ögretmenlik Meslek Kanunu… Ögretmenler yıllarca bunu beklediler. Ama: hükümetin sunduğu sey, öğretmenleri kendi mesleklerine daha da küstüren bir sistem oldu.
7354 sayılı: ‘Ögretmenlik Meslek Kanunu’ daha işin başında kadük kaldı. Bu kanun teklifi; öğretmenliğe saygıyı ve talebi artırmak bir tarafa, öğretmenlerin kaygısını ve derdini artırmıştır.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de yıllarca okumuş, mesleğini kazanmış ögretmenlere talebe muamelesi yapılıyor. Kariyer sınavı adı altında öğretmenler itibarsızlaştırılyor. Öğretmenlerimiz, çocuklarımızı ve gençlerimizi hayata hazırlamak yerine; kariyer için sınava hazırlanmak baskısına maruz bırakılıyor.
Sözde kariyer sınavı, her yönüyle kamu zararı üretmekten baska bir işlev görmemiştir. Hazırlanan sorulara, harcanan paralara ve öğretmenin emeğine, hepsinden öte öğretmenin saygınlığına ve değerine zarar vermekten baska bir iş yapılmamıştır. Bütün bunlardan artık bir ders çıkarılması gerekir. Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlerin beklentileri ve talepleri ile sendikaların teklifleri doğrultusunda yeniden düzenlenmelidir. Sınav kalkmalı, kariyer kıdeme bağlanmalıdır. Kariyer kaynaklı ödeme miktarı hem artırılmala hem de emekliliğe yansıtılmalıdır.
Bu cümleler bugünkü iktidardan talep cümleleri değil, Saadet iktidarinin icraat cümleleridir.
Bu vesile ile, öğretmenlerimizin hak ettikleri değeri gördügü bir Türkiye’yi inşa edeceğimizin sözünü veriyor, bütün öğretmenlerimizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum.
Geleceğimizi inşa eden, çocuklarımıza ışık, bizlere ise umut olan ve her şartta görevlerini hakkıyla yerine getiren tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun.”
Hibya Haber Ajansı