Ders zili çalarken; aileler için de alarm zilleri çaldığını belirten Karamollaoğlu, "Muhterem arkadaşlar; “2023 Türkiyesi”nde ders zili çalarken; aslında insanımız, ailelerimiz için de alarm zilleri çalmaktadır. Zira eğitim-öğretim yılı hayat şartlarının çok zorlaştığı, alım gücünün oldukça düştüğü, eğitim-öğretim masraflarının kat be kat arttığı bir zeminde, hali hazırda var olan birçok sorunun gölgesinde başladı. Sendikaların yaptığı bir araştırmaya göre; Okul öncesinde geçtiğimiz yıl eğitime başlama maliyeti 7 bin 626 TL iken, bu yıl 17 bin 234 TL’ye, İlkokulda ise geçtiğimiz yıl okula başlama maliyeti 12 bin 500 TL iken, bu yıl 28 bin 295 TL'ye yükselmiş. Sadece kırtasiye ürünlerindeki artış oranı da %92 ile %318 oranları arasında değişim gösteriyor. Okula başlamanın maliyetiyle de bitmiyor üstelik. Okulda karnını doyurmak isteyen evlatlarımız kantin fiyatlarıyla da baş etmek zorunda. Hesaplamalara göre; içinde bir meyve, basit bir sandviç ve sütün yer aldığı menülerde haftalık maliyet yaklaşık 200 Liraya, aylık da 800 Liraya ulaşıyor." ifadelerine yer verdi.
Karamollaoğlu, ekonomideki eşitsizlikler, eğitimdeki eşitsizlikleri daha da derinleştirdiğini ifade ederek şunları söyledi:
"2 veya 3 çocuğu okula giden aileler, bu maliyetlerin üstesinden nasıl gelecekler? Babasının hafta başında verdiği 100 liranın iki gün bile yetmediği öğrencilerimiz, iktidarın diline pelesenk ettiği “yüzyıla” nasıl hazırlanacaklar? Özetle ekonomideki eşitsizlikler, eğitimdeki eşitsizlikleri daha da derinleştirmektedir. Tabi, yaşanılan problemler sadece bununla da sınırlı değil. Daha 2018 yılında eğitim sisteminin tüm sorunlarının çözümü olarak ortaya konulan 2023 Eğitim Vizyonu belgesindeki hedeflerin, neredeyse hiçbirine 2023 yılının sonuna gelindiği halde ulaşılamamıştır. Eğitimde büyük bir belirsizlik ve güvensizlik krizi yaşanmaktadır. Ne öğrencilerimiz ne öğretmenlerimiz ne de velilerimiz bu gidişattan memnun değil. Eğitimdeki problemlerimizi şöylece özetleyebiliriz: Kalıcı bir “Milli Eğitim Politikası” ve Kararlılık Eksikliği, “Sınav için Eğitim” Anlayışı, Eşitsizlik Sorunu, Eğitimden İstihdama Geçişin İşlevsizliği, Öğretmenlik Mesleğinin Değer Kaybı ve Çalışma Koşullarındaki Adaletsizlikler Niteliksiz Üniversiteler."
"Niteliği göz ardı ederek sadece niceliği esas alan bir anlayışın bu problemlerin üstesinden gelme imkanı yoktur." diyen Karamollaoğlu, "Planlamadan yoksun, eğitimi sadece bina ve betondan ibaret gören bir anlayışın başarılı olma imkanı yoktur. Defalarca tecrübe edildi, sadece yeni demekle yeni olunmuyor. Reform olarak takdim edilen her şey, problemlere çözüm olmuyor. Ak Parti iktidara geldiğinde hayata gözlerini yeni açan evlatlarımız bugün üniversiteli, o zaman ilkokula başlayan evlatlarımızın bir çoğu ise bugün “diplomalı işsiz” ne yazık ki! Eğitimde kalite ve istikrar sağlanmadan olmaz! Öncelikle, kişilere veya siyasi çıkarlara dayalı olmayan, uzun vadeli hedefleri ve vizyonu olan bir milli eğitim programı acilen hayata geçirilmelidir." şeklinde konuştu.
Kadrolar ve politikalarla eğitimde yaşanan problemlerin çözümü konusunda iddialı olduklarının altını çizen Karamollaoğlu, "Küreselleşme adı altında köleleş(tir)me oyunlarının da farkındayız! Bu nedenle biz kişilerden ziyade düzene itiraz ediyor, sistemle mücadele ediyoruz. Gençlerimizin ömürlerinin en verimli yıllarını çarçur eden, nesillerimizi heba eden bu yanlış anlayış ve zihniyetlerle mücadele etmeye devam etmekte kararlıyız!" dedi.
Hibya Haber Ajansı