İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur, 14 Mayıs Tıp Bayramı dolayısıyla TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Kahramanmaraş merkezli 11 kenti etkileyen depremler sonrası bazı sağlık kurumlarının sağlam yapılmadığının anlaşıldığını belirten Cesur, depremde yıkılan sağlık kuruluşlarını paylaştı.
Cesur, 102’si hekim 448 sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini, 528 sağlık çalışanının ise yaralandığını ifade ederek, “Deprem bölgelerindeki sağlık merkezleri yıkıldığı için yeterli seviyede hizmet yapılamıyor. Koruyucu sağlık hizmetlerinin verilmesinde de büyük noksanlıklar yaşanıyor.” dedi.
Çadır kentlerin büyük bölümünde sağlık birimlerinin olmadığına işaret eden Cesur, “Olanlarda da poliklinik hizmetleri yeterli değil. Ayrıca kırsalda nüfus azlığı nedeniyle çadır kentler kurulamadığı için saha hizmetinin bu bölgelere ulaşması tam olarak yeterli değil.” şeklinde konuştu.
Cesur, Malatya’nın Doğanşehir ilçesindeki izlenimlerini anlatarak, “Bütün köylerini tek tek dolaştık. Barın ve gıda olarak bekleniyor ama en çok sağlıkla ilgili taleplerle karşılaştık. Vatandaşlar sağlık hizmetlerindeki noksanlarla ilgili şikayetlerini söyledi.” ifadelerini kullandı.
Bölgede su bulunmadığını, sanitasyonun son derece yetersiz olduğunu kaydeden Cesur, “Sırtında 15 yaşındaki engelli çocuğunu taşıyan anneler mi dersiniz, 9 aylık bebeğinin 40 derecedeki ateşini karın üzerine yatırarak düşürmeye çalışan anneler mi dersiniz. O kadar içler acısı bir durumla karşı karşıyaydık ki, bunları tekrar söylemeyi ve yetkililerden bu konudaki hassasiyetlerini rica etmeyi kendimi görev biliyorum” dedi.
Cesur, Kovid-19 salgınında olduğu gibi depremde de hekimlerin ve sağlık çalışanlarının bölgeye akın edip kahramanca görev yaptıklarını dile getirerek, Genel Başkan Meral Akşener’in talimatı ile Genel Başkan Başdanışmanı Turhan Çömez’in öncülüğünde İskenderun’da sahra hastanesi kurulduğunu söyledi.
“Depremzede olma hakkı bile tanınmadı”
Depremden sağ çıkan birçok hekim ve sağlık çalışanının ilk günden itibaren hasarlı hastanelere dönerek uykusuz bir şekilde çalışmaya devam ettiğini kaydeden Cesur, “Onlar ailelerini kaybetmişlerdi ama hiç tereddüt etmediler. En ön safta yer aldılar. Hasarlı hastanelerde çalıştılar. Kalacakları konteyner, yüzlerini yıkayacak su yoktu ama çalışmaya devam ettiler. Maalesef onlar depremzede olma hakkı bile kendilerine tanınmamış meslektaşlarımız.” diye konuştu.
Cesur, bölgede çalışan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının barınma, ısınma, temiz su, gıda, yıkanma ve tuvalet gibi temel ihtiyaçlarının tam olarak sağlanmadığını savunarak, bu konuda hala ciddi talepler geldiğine işaret etti.
“Konaklama ve ulaşım sizin yükümlülüğünüz”
“Görev yapılan yerde, bina güvenliği kamu idarelerince teyit edilen binalar veya bölge koşulları gözetilerek öncelikle geçici, ancak sonrasında kalıcı konaklama imkanının kamu idaresince karşılanması gerekiyor.” diyen Cesur, şunları kaydetti:
“Ancak deprem bölgesine atanan bazı hekimler, atandıkları illerin idarecileri tarafından “Konaklama ve ulaşım sizin yükümlülüğünüz” yanıtını aldıklarını da bize ilettiler. Ayrıca gönüllü ve görevlendirme ile bölgeye gidenlerin görevlendirilecekleri birimlerin planlamasında aksamalar olduğu, güvenli olmayan hasarlı binalarda kalmak zorunda oldukları gözlemlendi.”
“14 Mart Tıp Bayramı’nda dört maaş ikramiye verilsin”
Cesur, İYİ Parti adına bir kanun teklifi verdiğini dile getirerek, “Sağlık Hizmeti Sınıfında çalışan tüm sağlık personeline her yıl 14 Mart Tıp Bayramı’nda dört maaş tutarında ikramiye verilmesini; depremzede sağlık çalışanlarımıza veya depremde hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımızın 1. derece yakınlarına iki yıl boyunca, her ay iki maaş ödenmesini ve afet bölgesindeki çalışmalara destek olmak için giden gönüllü sağlık çalışanlarımıza da bölgede bulundukları süre boyunca aylık brüt maaşlarının iki katı verilmesini öngörüyor.” ifadelerini kullandı.
Hibya Haber Ajansı