İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) iştirak şirketi İstanbul Halk Ekmek’in dördüncü fabrikası Hadımköy’de açıldı.
Yaşanan ekonomik kriz ortamında bazı vatandaşların, evlerine ekmek dahi alamayacak duruma geldiklerine dikkat çeken Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Bir ahtım var. Ve onu her ortamda dillendirdim: Bizim belediye başkanlarımızın görev yaptığı yerde, hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecekti. Bunu, Allah nasip eder, milletin oylarıyla göreceksiniz bütün Türkiye’de gerçekleştireceğiz. Her evde huzurun, her evde bereketin, her evde sevginin, saygının, hoşgörünün olduğu bir iklimi Millet İttifakı olarak yaratacağız. Bizim ahtımız bu. Bunu yapacağız. Kavgasız bir toplum, kendi içinde barışık bir toplum. Herkesin inancına, herkesin kimliğine saygı duyulduğu bir toplum. Herkesin yaşam tarzına saygı duyduğumuz bir toplum. Bunu yaratacağız. Beraber yapacağız. Demokrasi içinde yapacağız. Sevgi içinde, hoşgörü içinde yapacağız. Kinden, öfkeden, intikam duygusundan uzaklaşarak yapacağız. O duyguları ruhumuzdan söküp atacağız. Ayrıştık biliyorum. Kavga eden bir toplum haline geldik; onu da biliyorum. Kadın cinayetlerinin arttığını da biliyorum. Yoksulluğun derinleştiğini de biliyorum. Ama Sayın Başkan, ‘Asla biz umutsuz değiliz’ dedi. Bütün baskılara rağmen umudu büyütüyoruz. Aynı umudu Türkiye sathında da büyüteceğiz. Aynı umudu güçlendireceğiz. Herkesin emin olmasını isterim.
Evet, güzel hizmetler yapılıyor. İstanbul’a hizmet etmek, aynı zamanda Türkiye’ye hizmet etmek demektir. Çünkü, 80 ilin bileşkesi, 81’inci ilde, yani İstanbul’da zaten kucaklaşıyor. 80 ilden gelen yurttaşlarımız burada. Üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış bir İstanbul. Kadim bir şehir. Taşı toprağı bereketli, altın diye tanımladığımız bir kent. Dolayısıyla bu kente hizmet etmek, olağanüstü güzel bir görev. Aynı zamanda verdiğiniz her hizmeti takdir etmek için de sadece siyasetçilerin değil, bu kentte ve İstanbul’da değil, Türkiye’de yaşayan herkesin de size bir anlamda gönül dolusu teşekkür etmesi lazım. Bunu da açık yüreklilikle ifade etmek isterim” diye konuştu.
CHP’li belediyelerin bugün olduğu gibi, geçmişte de öncü hizmetler yaptıklarına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, konuşmasını şu sözlerle noktaladı:
“İlk Halk Ekmek fabrikası, burada, Ahmet İsvan döneminde yapılmış. Ankara’da 1979’da rahmetli Ali Dinçer yapmış. Demek ki, ekmeğin kutsiyetini bilen ve her eve girmesini sağlayan ve bu konuda ilk çabayı, ilk adımı atan Cumhuriyet Halk Partili belediyeler. Metro. İstanbul’da metronun ilk kazmasını vuran, bugün aramızda; Sayın Nurettin Sözen. Ankara’da, Sayın Murat Karayalçın. İzmir’de, Yüksel Çakmur. ‘Metroları biz yaptık’ diyorlar. İlk temelini atan, ilk mücadelesini veren, ilk kaynağı sağlayan CHP’li belediyeler. İlk tercihli yol uygulaması nereden kaynaklanıyor? İstanbul’da Aytekin Kotil döneminde yapıldı ilk tercihli yol. Ankara’da, Ali Dinçer döneminde yapıldı. 0-1 yaş arası çocuklara süt dağıtımı. İstanbul’da ilk kez Sayın Nurettin Sözen başlattı. Sayın Sözen’den sonra kesildi. Uzun bir süre vazgeçildi bundan. Ama sonra, İstanbullular genç birisini seçtiler. Sayın Ekrem İmamoğlu, söz verdi ‘Bunu yapacağım’ diye ve onu hayata geçirdi. İhtiyaç sahibi insanlara yaptıkları katkıları, ‘sağ elin verdiğini sol el görmeyecek’ felsefesi içinde yaptıklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Onun için bugün ülkeyi yöneten kişi, Sayın İmamoğlu’nu eleştirdi. ‘Hani’ dedi ‘Siz süt dağıtıyordunuz? Nerede kaldı bu sütler?’ Oysa aylardır dağıtılıyordu. Ama o, illa fakirleri dizeceksin, reklamını yapacaksın, sonra sütü vereceksin… Öyle düşünüyorlar. Biz, öyle değiliz. Biz inancımıza, kimliğimize, yoksulun onuruna saygı duyan bir gelenekten geliyoruz. Dolayısıyla yeniden başlattık.
16 milyon diyoruz ama, 20 milyonun üstünde bir nüfus var burada mültecileri, diğerlerini de sayarsanız. Bu kente hizmet etmek, olağanüstü çabayı gerektiriyor. Ve bu kente hizmet etmek için, aynı zamanda liyakatli kadrolarla çalışmak gerekiyor. Dolayısıyla burayı temel attığımız süreçle, bittiği sürece baktığımız zaman liyakatli kadrolarla, kararlı kadrolarla, azimli bir ekiple çalıştığınızı da görüyoruz. Bu çerçevede yine bütün İstanbulluların huzurunda yürekten teşekkür ederim. Çalıştığınız sürece göreceksiniz; bu halk kadirşinastır. Halk, hakkını ve desteğini verir. Bu çerçevede çalışmak gerekiyor. Şu anda Türkiye’nin en çok ihtiyaç duyduğu alan, adalet. Hapishaneler tıka basa doluysa, adalet yoktur. Gazetecileri hapisteyse, adalet yoktur. Uyuşturucu baronları dışarıda, ama ekmek çaldı diye insan hapisteyse, bu ülkede adalet yoktur. Uyuşturucu baronlarının desteklediği bir siyasal iktidar varsa, bu ülkede adalet yoktur ve olamaz. Adaleti sağlayacağız her alanda. Ekmekte de adalet, suda da adalet, mahkemede de adalet, hakta da adalet, kurda da adalet kuşa da adaleti sağlayacağız. Sözüm sözdür, söz. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye, kendi içinde barışık olan bir Türkiye’yi, Millet İttifakı olarak ayağa kaldıracağız. Ve beraber bu güzel Türkiye’yi yöneteceğiz; hep birlikte.”
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, konuşmasına şu sözlerle başladı:
“Kendi alanında Türkiye’nin en büyük, aynı zamanda teknolojik olarak en modern tesislerinden birisine açmanın onurunu, gururunu yaşıyoruz. O yüzden 2022 yılı bütçemizi, bir yatırım bütçesi olarak tanımlıyoruz. Öte yandan, en zor anında halkımızın yanında olma sorumluluğumuzu asla unutmuyoruz. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza yaptığımız çeşitli kalemlerdeki ayni veya nakdi yardımları da bizden önceki dönemlere göre yaklaşık olarak 5 katına çıkardık. Bir başka ifadeyle, giderlerimizin yüzde 9,4’ünü ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza destek olmak için kullanıyoruz. Adil İstanbul’ vizyonumuzun öznesi, insan. Ama sadece bize oy veren insan değil. Bize oy veren, vermeyen, bu ülkede yaşayan herkes. Yüzbinlerce çocuğumuzun süte ücretsiz ulaşması, bu yüzden bizim için çok önemli. Binlerce aileye nakit desteği ve alışveriş yardımı vermek; üniversite öğrencimize eğitim desteği sunmak; ilkokul çağındaki çocuklarımıza tablet dağıtmak; yardım kolilerimizle, yeni doğan paketlerimizle hep ihtiyacı olanın, zorda kalanın yanında olmak; yetime, öksüze, engelliye can-ı gönülden hizmet etmek; bunların hepsi bizim önceliğimiz. Çünkü, son 3 yıldır bu şehirde sosyal adalet ve sosyal yardımlar, kesinlikle hak temelli yapılıyor.
Merhum Başkan Ahmet İsvan, bu şehirde yaşayan kimseyi ayırt etmemiş, gecekondu bölgelerine hizmet götürmüş, şehri çocuk parklarıyla donatmış, halkın arsalarını halka geri vermek için, çetin mücadeleler vermiş. Kısaca son derece güçlü ‘halkçı belediyecilik’ örneği sergilemiş. Bu şehrin insanı daha ucuza, daha ekonomik fiyata ekmek yiyebilsin diye, 1977’de Halk Ekmek’i de kurmuş. Ama ne yazık ki, bu ülke, bu değerli başkana iyi davranmamış. 80 darbesinden sonra da diktaya, baskıcı yönetime karşı olduğu için, yargılanmış ve hapis yatmış. Peki bugün, onu hapse gönderenlerin adını sanını bilen var mı? Elbette yok. Ama Ahmet İsvan ismi, İstanbul’a kattığı eserlerde, bugün burada açtığımız fabrikamızda ve daha birçok tesisle yaşamaya devam ediyor. Bu nedenle Ahmet İsvan Halk Ekmek Fabrikamızı da ‘150 Günde 150 Proje’ hizmet maratonumuzdaki önemli kilometre taşlarından biri olarak kabul ettik.
Ne acıdır ki, ciddi bir yönetim krizi yaşıyoruz. Bu şahane ülke, artık ehil eller tarafından yönetilmiyor. Hepimiz her geçen gün fakirleşiyoruz. Türkiye ve İstanbul’da, resmi gıda enflasyonu yüzde 90’ın üzerine çıkmış durumda. Her şey, özellikle de temel yiyeceklerimiz ateş pahası. Bizi yönetenler çözüm üretemedikleri gibi, işsizliği, açılığı, sefaleti görmezden geliyor, vatandaşın sesine kulaklarını tıkıyorlar. Hatta bu sorunları milletimize normalmiş gibi yutturmaya çalışıyorlar. Çaresizliklerini de bize ve bizim İstanbul’a yaptığımız hizmetlere saldırarak kapatmaya çalışıyorlar. Peki bu durum karşısında karamsarlığa, umutsuzluğa kapılıyor muyuz? Elbette ki hayır. Benim İstanbul’da yüzüme bakanlar, benim hiç de karamsar olmadığımı, umutsuz olmadığımı, tam aksine umut dolu olduğumu görebilirler.” ifadelerini kullandı.
Açılışını yaptıkları fabrikayı, yüzde 1’i tamamlanmış haliyle teslim aldıklarına dikkat çeken İmamoğlu, “Yapımına daha önce karar verilmiş, planlanmış. Ama sadece planlanmış. Uzunca bir süre, çivi üstüne çivi çakılmamış. 2019’da biz göreve geldiğimizde, ortada hiçbir şey yoktu desek yeri. Düşünebiliyor musunuz? Yüzde 1. Bugün burada gördüğünüz tesis, içindeki makine parkuruyla birlikte 110 milyon Euro’luk yatırım. Kısa bir sürede hizmete hazır hale getirdik. Ve ne mutlu ki, bugün 16 milyon İstanbullunun hizmetine açıyoruz” dedi. İmamoğlu, konuşmasında, eski Halk Ekmek Genel Müdürü Salih Bekaroğlu ile arasında geçen diyaloga da yer verdi. “Bu yatırımı hayata geçirirken, bana bugün selamını ileten önceki dönemden gelen ve bizim dönemizde de bize görev yapmış, bir önceki dönem Halk Ekmek Genel Müdürü’nün bana teşekkürünü, telefonunu, mesajını aldım” diyen İmamoğlu, “Çok mutlu oldum. Çünkü onun, bu tesisin önemini defalarca anlattığını ama yönetime hissettiremediğini, ‘Ne olur buraya hızlıca başlayalım’ telkinini bana yaptığını unutamam. Dolayısıyla, akıllı yöneticileri eğer dinleyen akıllı yöneticiler var ise bir sistemin içerisinde, zaten böyle akıllı eserlerle buluşursunuz. Ama akıllı yöneticilere kulağını tıkayan kibirli yöneticiler var ise, bu tarz eserleri görmezsiniz. Sadece kişisel çıkarları önde tutan eserlere ya da yapılara maruz kalırsınız. Kendisine o güzel aklı için buradan teşekkür ediyorum. Sağ olsun, var olsun bizi doğru yönlendirdiği için” diye konuştu.
Biz bu şehri; raylı sistemleriyle, yeşil alanlarıyla, gelişmiş altyapısıyla, sosyal konutlarıyla, kreşleriyle, dijital yatırımlarıyla çok daha yaşanılır, mutlu, üretken bir hale getirmek için çalışıyoruz. İstanbul’u yatırımlarla güçlendiriyoruz. Ve yıl sonuna kadar en az 150 projenin açılışını yapacağız veya temelini atacağız. 2023 yılına geldiğimizde ise, vites artıracağız. Hizmetlerimizi ve projelerimizi katlayarak, daha da büyüteceğiz. Bu kadim şehre ve aziz millete sahipsiz olmadıklarını göstermeye devam edeceğiz. Bu şehrin geçlerine, çocuklarına, annelerine ve kimsesizlerine umut olmaya devam edeceğiz. Önümüze ne denli engel çıkarılırsa çıkarılsın; ne denli tuhaf icatlar çıkarılırsa çıkarılsın; asla yılmayacağız, asla vazgeçmeyeceğiz. Umutla, güler yüzle, en çalışkan halimizle yolumuza devam edeceğiz” şeklinde tamamladı.
Konuşmaların ardından açılış kurdelesi kesildi ve hizmete girecek fabrikanın üretim bandına geçildi. Üretim bandının başlangıcını Kılıçdaroğlu verdi. Halk Ekmek Genel Müdürü Okan Gedik, ekmeğin üretim ve paketleme aşamalarıyla ilgili, heyete bilgi verdi. Gezi sonunda Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve beraberlerindeki heyet, halk ekmek ürünlerinin olduğu stantda tadım yaptı. Üretim bandından çıkan ilk ekmek, Kılıçdaroğlu’na sunuldu. Türkiye’nin ilk “ekşi maya” ekmek üretim fabrikasında, günlük 200 bin adet normal ekmek üretimi yapılacak, ayrıca günlük 1 milyon adet “tek kişilik ambalajlı ekmek” ve 200 bin adet “ekşi mayalı çeşit ekmek” üretimi gerçekleşecek. Böylece İHE’nin toplam “normal ekmek” üretim kapasitesi, 1,5 milyondan 1,8 milyon adete çıkacak.
Hibya Haber Ajansı