İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal hizmetlerin farklı birimlerinde çalışan yaklaşık bin mesai arkadaşıyla Yenikapı’da buluştu. Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen buluşmada konuşan İmamoğlu, “Siz, ülkemizin şu an geçmiş olduğu sıkıntılı sürecin en trajik en hissedilen, hissedilemeyen ama göründüğünde de içimizi yakacak birtakım yaşam kesitlerine şahitlik ediyorsunuz. Sizler, en çok ezilen, bu şehrin yoksul kesimini oluşturan vatandaşlarımızla sıklıkla yüz yüze geliyorsunuz. Bu önemli. Onlarla görüşüyor, onların yaşadığı ekonomik koşulların bizzat şahitleri oluyorsunuz. Bizler, göreve geldiğimiz ilk günden bu yana adalet kavramını çok önemsedik. Şehrin ‘yeşil, adil ve yaratıcı’ diye tariflediğimiz üç ayağından birisinin adalet olduğunu, adil bir şehir var etme konusunda yoğun çalışma yapacağımız hep dile getirdik. Onun için adil olmak, sadece mahkemelerde olmuyor” şeklinde konuştu.
“Vatandaşın derdini kendimize dert edindik”
Yaşanan ekonomik krizin sorumlusunun siyasi iktidar olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Bizlerin bulunduğu konum gereği, sorumluluk bizlerin değil. Buna, bizler çözüm bulamayız. Yetkimiz buna yetmiyor. Evet kamu görevlisiyiz, belediyeyiz ama bu bizim sorumluluğumuzun içinde değil. Fakat elimizdeki imkanlarla, özellikle göreve geldiğimiz günden bu yana yaklaşık dört yılı aşkın süredir, bu yoğun ekonomik sorunlar içerisinde, bu problemin çözümüne de en etkili bir şekilde katkı sunma konusunda da fedakarlık yapan bir kurumuz. Bu konuda yoğun çalışan bir ekibiz. Elimizdeki imkanlarla, sosyal hizmetler bütçemizi zaman zaman bir önceki döneme göre, yoksullara katkı sunma bütçemizi beş katına kadar çıkarttığımız dönemler oldu. Ayrıca şunu yaptık: Vatandaşın derdini kendimize dert edindik. Ve nasıl çözüm bulabiliriz diye ekstra gayret gösterdik” dedi.
“Adalet ve merhamet duygunuzu kaybetmeyin”
Sosyal yardımları ‘lütufmuş’ gibi değil, sorumluluk gereği yaptıklarına dikkat çeken İmamoğlu, “Hiçbir vatandaşımıza onların gözlerine bakarken ya da konuşurken sanki lütfediyormuş gibi, sanki bir vatandaşa biz cebimizden para veriyormuşuz gibi asla davranmadık, davranamayız. Bizler, yine vatandaşlarımızın gelirlerinden, vergilerinden oluşan bütçemizden, günün ihtiyaçlarına göre o insanlarımızın ihtiyaçlarına daha fazla nasıl katkı sunabiliriz diye gayret eden insanlarız” diye konuştu. Mesai arkadaşlarına, “Gözünüzün içindeki adalet duygusu, merhamet duygusu ve asil bir görevi yerine getiriyoruz anlayışını sakın ha kaybetmeyin” diye konuştu.
Yuvamız İstanbul’dan Halk Süt’e, Genç Üniversiteli’den Kadın Sığınma Evi’ne, Mahalle Evleri’nden 0-4 yaş arası çocuğu olan annelere ücretsiz kart dağıtımına, Evlilik ve Meslek Paketleri’nden Kent Lokantalarına kadar birçok alanda ihtiyaç sahibi vatandaşlarla sosyal dayanışma içinde olduklarının altını çizen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Milyonlarca insanımıza değen, en sıkıntılı anında onu biraz dahi olsa rahatlatan, katkı sunan ama çocuğa ama gence ama bir anneye, bir kadına ya da bir emekliye bir an için tebessüm sunan bütün bu çalışmalar, bizim dönemimizde hayata geçmiş ilk uygulamalar. Ve bu uygulamalar, öylesine uygulamalar değil. Yani bir gence bile burs vermemeyi başkalarının üstüne atarak, kendine sebep edinen bir yönetimden sonra biz, 75 beş bin gence burs veren bir ekibiz. Bu önemli. 75 bin gence burs verirken, hepiniz şahitsinizdir ki, Ekrem İmamoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, bir kişinin dahi ismini oraya, ‘Şuna da burs verin’ dememiştir; diyemez. Gelen taleplere göre, adil bir biçimde, o gençlere katkı sunuyoruz.”
“‘Kimin parasını kime veriyorsun’ dediler…”
Seçim kampanyası boyunca dile getirdiği ve İBB Başkanı olduktan sonra da hayata geçirdikleri 0-4 yaş arası çocuğu olan annelere toplu ulaşım araçlarında ücretsiz yolculuk olanağı sağlayan hizmete özel paragraf açan İmamoğlu, “Ben, siyasi görevim gereği, inanınız ki 14-15 yıldır, nasıl bugün pazarları geziyorsam, ilk gününden itibaren yol arkadaşlarım, komşularım, hemşehrilerim bilirler, mahalle mahalle, ev ev gezen birisiyim, İnsanları dinleyen birisiyim. O insanların o duygusunu gördüğüm için, bunu arkadaşlarımdan talep ettim. Bizimle dalga geçtiler. ‘Kimin parasını kime veriyorsun’ dediler. Bunu diyen anlayış ne biliyor musun? Onu diyen anlayış, o paranın kendi parası olduğunu zannediyor. Halbuki ben oraya, yani bu makama gelirken, milletin parasını millet için nasıl kullanacağımı düşünerek geliyorum. Onun için milletin parasını millete veriyoruz” ifadelerini kullandı.
Hibya Haber Ajansı