İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kamuoyuna yol haritasını açıkladı. Beyoğlu’ndaki Haliç Kongre Merkezi’nde basın mensuplarıyla buluşan İmamoğlu, açıklamalarda bulundu.
14 Mayıs genel seçimlerinin üzerinden 3 ay geçtiğini söyleyen İmamoğlu, “Ne yazık ki, bu yeni dönemde ekonomik kriz giderek derinleşmeye devam ediyor. Fatura her zaman olduğu gibi yine vatandaşımıza çıktı. Ama Sayın Cumhurbaşkanı, hala tek haneli enflasyon masalıyla halkımızı oyalamaya devam ediyor. Yıllık TÜFE oranı TÜİK’in verilerine göre, Temmuz itibariyle yüzde 48, gıda enflasyonu ise, yüzde 60’ın üzerinde. Bırakın tek haneyi, bu gidişle üç haneli enflasyon yaşanacak endişesi hepimizi kaplamış durumda. Aslında vatandaşın mutfağının gerçek enflasyonu, uzun süredir zaten üç haneli yaşadığı da bir gerçek. Seçim sonrasında, sadece Temmuz ayında 30 yılın en yüksek aylık enflasyon artışını yaşattılar. İktidar enflasyonla mücadele edemiyor. Bu enflasyon canavarını da bu iktidar yarattı. 14 Mayıs seçimlerinden bugüne kadar geçen 3 ayda, iktidar motorine yüzde 105 zam yaptı. Dana eti, 7 ayda yüzde 107 arttı. Savaş halindeki Ukrayna’da enflasyon, yıllık yüzde 11. Rusya’da ise, yıllık yüzde 4. Türkiye'nin sadece Temmuz ayı enflasyonu, yani 1 aylık enflasyonı, yüzde 9.5. Yani Rusya'nın yıllık enflasyonun iki katından fazlasını biz bir ayda milletimizle yaşamış olduk. Durumun vahameti için başka söze gerek yok” diye konuştu.
İmamoğlu, siyasi hayatının en önemli amacının vatandaşların bu çaresizlikten kurtulmasını sağlamak olduğunu belirterek “Bu mücadeleyi, son 4,5 yılda İBB Başkanı olarak verdim. Bu aynı zamanda bir demokrasi mücadelesiydi. Geçen 4 yılda, İBB, iktidarın baskılarına karşı, en üst seviyede direncin simgesi oldu. Saraçhane, hukuksuz seçim iptaline ve içi boş ‘ahmak davası’ benzeri siyasi davalara karşı, bir güçlü demokrasi meydanına dönüştü. Ama biz, yılmadan ve asla vazgeçmeden, yüksek azim ve iradeyle çalışmaya devam ettik. İstanbul için ürettik, İstanbulluya hizmet ettik. Kadınların fırsat eşitliğine kavuşması, istihdamı, eğitimi, sağlığı ve toplumsal hayata katılması için daha önce olmayan mekanizmalar kurduk. Bugün; kreşlerden kent lokantalarına, öğrenci yurtlarından istihdam ofislerine, halk süt desteğinden anne kart uygulamasına kadar, İBB’nin sosyal belediyeciliği, ülkemizi sarmalayan yoksulluğa ve umutsuzluğa karşı verilen çabanın en önemli merkezi haline gelmiştir. Şehrimiz, açtığımız kütüphaneler, müzeler, sosyal alanlar, meydanlar, desteklediğimiz festivaller ile ülkemizin kültürel çölleşmesine karşı zengin tarihimizin, sosyal hayatın ve sanatın yeniden yeşerdiği bir vaha halini aldı.” şeklinde konuştu.
‘İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır’ sözünü önemsediğini söyleyen İmamoğlu, “Şüphesiz yerel seçimlerde İstanbul'u kazanmak, büyük bir siyasi başarıdır. Bunu biliyorum. İstanbul'u kazanan belediye başkanı, dünyanın en önemli ve en güzel şehirlerinden birine hizmet etme onuruna ulaşır. Eğer o kişi, milletin ona tanıdığı bu fırsatı iyi değerlendir, milletin takdirini kazanırsa, bu başarı onu ulusal ve uluslararası siyasette başka noktalara taşır. Buna şüphe yok. Ama ben, ‘İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır’ sözünü, sadece seçim galibiyeti olarak da anlamıyorum. Bu önemli başarıyı, farklı bir anlayışla değerlendiriyorum.” dedi.
“Bizim yönetimimizdeki İstanbul, Türkiye'nin mutlu geleceğinin teminatı olmuştur.” diyen İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“İstanbul ve Türkiye'nin kaderleri, biliyorum mühürlüdür. Bu nedenle ben de kaderimi İstanbul'la mühürlü kabul ediyorum. Hayatımı adadığım bu mukaddes şehre ve 16 milyon hemşerime en üst düzeyde hizmet etmeyi, Türkiye'ye hizmet etmek ve alternatif bir Türkiye vizyonu ortaya koymak olarak görüyorum. Aziz şehrimizdeki, ihmal edilmiş ve onlarca yıl boyunca çözülmemiş devasa zorlukları ve sorunları tek tek alt edip, sorunları kalıcı bir şekilde çözerek, Türkiye'nin sorunlarının nasıl çözülebileceğini tam da buradan, Türkiye’nin en büyük şehrinden milletimize gösterdik, göstermeye devam ediyoruz.”
İmamoğlu hayatı boyunca bir koltuğa değil, bir misyona aday olduğunu belirterek, “Bugün bu misyon Türkiye'nin yeni bir siyaset ve yeni bir yönetim anlayışına kavuşturulması misyonudur. Bu topraklarda cesur bir demokrasinin, adaletin, bölgemize ve dünyaya ilham kaynağı olacak özgürlüklerin, hukukun üstünlüğünün ve güçlü bir devletin yeniden tesisi benim öncelikli hedefimdir. Vatandaşın hayat kalitesi için, yerelden neşet eden kapsayıcı, adil ve paylaşımcı bir kalkınma; insanlarımızın hayat güvenliğinin sağlanması için çevre krizi ve depreme karşı ödünsüz ve etkin önlemler; gelecek nesiller için gerçek bir refah toplumu ve yaratıcı-girişimci bir teknoloji hamlesi, siyasal vizyonumuzun ana kolonlarıdır. Bu hedefler doğrultusunda, güçlü ama demokratik, aktif ama denetlenen, cesur ama şeffaf bir liderlik anlayışının da altını özenle çiziyorum.” ifadelerine yer verdi.
Cumhuriyet Halk Partili yol arkadaşlarına seslenen İmamoğlu, “Mayıs 2023 seçimlerinde yaşadığımız hayal kırıklığı, beni çok derinden üzmüştür. Bunu birçok vesileyle dile getirdim. Halkımızdan bu seçim mağlubiyetinden dolayı özür diledim. Bu hayal kırıklığının nedenlerinden biri de unutmayalım ki, yenilginin sorumluluğunu üstlenme, gerçekle yüzleşme konusunda gerekli duyarlılığın gösterilmemesidir, gösterilememesidir. 28 Mayıs gecesinden başlayarak ortaya konan tavır; partililerimizi, seçmenlerimizi anlamak ve hissetmek kaygısından, ne yazı ki, maalesef ki, çok uzaktır. Ne var ki, benim dünyamda umutsuzluğa yer yoktur. Partimin değişimi-dönüşümü, siyaset hayatımın çok önemli bir misyonudur. Yürüdüğüm ve ulaşmak istediğim menzil de bu değişim ve dönüşümdür. Sevgili Cumhuriyet Halk Partili yol arkadaşlarım; artık CHP seçim kaybedemez. Kaybetmemeli. CHP, ikinci parti olmakla övünemez. Övünmemeli. Asla durum idare edemez. Etmemeli. CHP önderliğindeki toplumsal ve siyasal muhalefetin, aynı zamanda yerel seçimleri kazanması bir zorunluluktur. CHP’liler, bu yüksek kazanma arzusu, azmi ve bilinciyle hareket etmek mecburiyetindendir. Bu tarihi bir sorumluluktur. Önümüzdeki seçimlerde, sadece belediye başkanlıklarını değil, belediye meclislerini de hep birlikte kazanmalıyız.” diye konuştu.
CHP’nin küçük iktidarların partisi olamayacağını belirten İmamoğlu, sözlerine şunları söyleyerek devam etti:
“Unutmayınız ki; dünyada bağımsızlık savaşı örgütlemiş, ülke kurmuş çok az parti vardır. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, aynı zamanda ilk Genel Başkanımızdır. CHP, küçük iktidarların partisi olamaz. CHP, küçük iktidarlarla tatmin asla olamaz. Bu alışkanlık sona ermelidir. Unutmayınız ki; İstanbul'dan Tunceli'ye, Edirne'den Diyarbakır'a, Trabzon'dan Kahramanmaraş'a, Manisa’dan Sinop’a CHP'nin geçmişi tertemiz kadroları, parti emekçileri, görevleri almaya hazırdır. CHP tarihini çok iyi bilen bu kadrolar, yeniden bir tarih yazmak için önlerinin açılmasını beklemektedirler. Değişim-dönüşüm, aynı zamanda köklü bir kadro hareketidir. Bu kadro hareketi, genel başkanından yönetime, üye yapısından parti içi seçimlere kadar pek çok hususu kapsamaktadır. Yenilenme, değişim, dönüşüm tabi ki kolay değildir. Ama bunu hep birlikte gerçekleştirmek zorundayız. Bu dönüşümü başaramadığımız takdirde, milletimizin seçim sonrası oluşan hayal kırıklığının kalıcı hale gelmesi, en önemli risktir. Altını çiziyorum. Bu risk, önümüzdeki yerel seçimlerin kazanılmasında çok büyük bir engeldir.”
İstanbul'a hizmetin dünyaya hizmet olduğunu ifade eden İmamoğlu, “İstanbul, dünyanın en önemli merkezlerinden birisidir. Üç imparatorluğun başkentliğini yapmış, mukaddes bir şehirdir. Ecdadımız, bize büyük bir kültürel ve doğal miras bırakmıştır. İstanbul'a hizmet, gerçekten dünyaya hizmettir. İstanbul'a ihanet edilemez. Çünkü bu, sadece Türkiye'ye değil, inanız ki, insanlığa ihanet olur. Ben, Büyükşehir Belediye Başkanı olduğumda, ilk yola çıktığımda, tüm halkımıza bu mukaddes şehrin en başarılı belediye başkanı olacağıma söz verdim. Bu sözü tutmaya devam edeceğim.” dedi.
Hibya Haber Ajansı