Altınbaş Üniversitesi İlk Yardım Merkezi Müdürü Zehra Yıldız Çevirgen, İlk Yardımda kritik sürenin ilk 5 dakika olduğuna dikkat çekerek, bu süre içinde ilk yardım uygulanan yaralıların hayatta kalma şansının arttığını belirtti.
Zehra Yıldız Çevirgen, ilk yardımcının öncelikli amacının, hasta ya da yaralının hayati tehlikesini ortadan kaldırmak olduğunu anlattı. Hayat kurtarmanın bir zincir olduğunu söyleyerek, olay yerinde her zaman bir sağlık profesyoneli veya bir hastane ya da bir teknik ekipmanı bulunmayabileceğini ifade etti. Çevirgen, bu durumda evdeki ebeveynin, ofisteki arkadaşın, durakta bekleyen her vatandaşın doğru uygulamalar ile bu ilk adımı atabilmesinin önemini vurguladı. Herhangi bir kaza durumunda veya hayati tehlikenin oluştuğu bir durumda, bu eğitimleri alan herkesin, kişinin durumunun kötüye gitmesini engelleyebileceğini, iyileşmeyi kolaylaştırabileceğini söyledi
“Sağlık profesyonellerinin işini kolaylaştırıyor”
Sağlık Bakanlığı’nın 2002 hazırladığı ve 2004 yılında revize edilen yönetmelikle toplumsal farkındalığın ivme kazandığını birçok kurum ve kuruluşun yasal zorunluluk dışında da çalışanlarına ilk yardım eğitimi aldırmaya başladığını görülüyor. Çevirgen, “tolumda bilinçli, ilk yardım eğitimi almış kişilerin bulunması, hem sağlık hizmeti veren sağlık profesyonellerinin işini kolaylaştırıyor, hem de hasta ve yaralının hayatta kalma şansını arttırıyor. İlkokul mezunu olan herkes, Sağlık Bakanlığı onaylı İlk yardım Eğitim Merkezlerinden, 16 saatlik temel İlk yardım Eğitimi alıp İl Sağlık Müdürlüklerinin yaptığı sınava girerek ilk yardımcı olabiliyor. Sınavda başarılı olanlar, üç yıl geçerli olan İlk yardımcı Sertifikası ve kimlik kartı sahibi olabiliyor. Üç yıl sonunda 8 saatlik tekrar eğitimine katılarak sertifika ve kimlik kartlarının geçerliliğini üç yıl daha uzatılabiliyor.” açıklamalarını yaptı.
İlk adım neden önemli?
Kritik süre diye adlandırılan ilk 5 dakikanın hayati önem kazandığını vurgulayan Çevirgen, “Solunum ve dolaşım durduğunda, 5 dakika içinde müdahale edilmez ise kişi geri dönüşümsüz sürece girebiliyor. Yani oksijenlenemeyen dokular ve hücreler yavaş yavaş ölmeye başlıyor. Olay yerine ambulansın teknik olarak 5 dakikada gelmesi mümkün olamayacağına göre, ambulans gelene kadarki sürede ilk yardımcılar, hasta veya yaralının hayata tutunmasını sağlayabiliyorlar. İlk yardımcı olmadığında ise ciddi hayati tehlikeler oluşuyor ya da hasta veya yaralı hayatta kalmayı başarsa bile, geri kalan hayatına hiç istenmeyen sekeller ile devam etmek zorunda kalabiliyor.” diye konuştu.
“Şunu yapsam kurtulur muydu? dememek için ilk yardım eğitimi alın”
Çevirgen eğitimler sırasında olay yerlerinde yakınlarını kaybeden kişilerin sürekli kendilerini “Şunu yapsam kurtulur muydu? Bunu yapsam kurtulur muydu?” diyerek sorguladıklarına dikkat çekerek, “O, şunu mu yapsam, bunu mu yapsam deyip vicdanımızı rahatsız eden şey, tam olarak ilk yardımdır. Bunu dememek için vatandaşlarımız, her ilimizde bulunan Sağlık Bakanlığı onaylı ilk yardım eğitim merkezlerinden gerekli eğitimleri almalılar.” önerisinde bulundu.
“Hayat kurtarmak bir an meselesi”
Çevirgen’e göre bir insanın sevdiği birini kurtarması ya da kurtaramaması, bir andan ibaret. Bir insana, hayatta kalması için ikinci bir şans sunmak şüphesiz ki paha biçilemez bir olgu. “İlk yardım konusunda bilgili eğitimli birey, en sevdiği kişiyi kalp krizi geçirdiğinde doğru müdahale ile onu hayatta tutabilir, bir anne çocuğunun boğazına yabancı bir cisim kaçtığında doğru manevra ile onu çıkarabilir. İlk yardım eğitimi aldıysanız, arkadaşınız zehirlendiğinde ne yapmanız ya da ne yapmamanız gerektiğini bilirsiniz.” İfadelerini kullandı.
“Arı soktu, sıcak çarptı ne yapmalı?”
İlk yardım konusunda bilinçli hareket etmenin, gerçekten hayat kurtardığını belirten Çevirgen, “Arı soktu ne yapmalı, sıcak çarptı ne yapmalı? Birinin kolu kırıldı, ona zarar vermeden nasıl sabitlemeli, biri bayıldı ne yapılmalı? Bu gibi durumlarda, ilk yardım eğitimi insana gerekli yetileri kazandırabilir” şeklinde konuştu.
Olay yerinde kulaktan dolma bilgilerle yapılan yanlış müdahalelerin, kişiye yarardan çok zarar verdiğine de işaret ederek, bu merkezlerde verilen eğitimlerin içeriği hakkında da bilgi verdi. Çevirgen, “Temel insan anatomisi, vücut sistemleri, 112 ile doğru iletişim kurma yöntemleri, temel yaşam desteği, havayolu tıkanmaları ve boğulmalarda müdahale, kanamalara ve yaralanmalara müdahale, yanıkta, donukta, sıcak çarpmalarında müdahale, kırık, çıkık ve burkulmalara müdahale, bilinç bozukluklarında müdahale, zehirlemeler, hayvan ısırıkları, göz, kulak ve burna yabancı cisim kaçmalarında müdahale ve doğru taşıma yöntemleri gibi konular mevcut. Bunun yanında kriz anını yönetebilme ve psikolojik ilk yardım gibi yetiler de edinilebilir.”
“İlk Yardım eğitimi sayesinde kendimi güvende hissediyorum”
Deprem sonrasında ilk yardım eğitimi almaya karar veren Kozat Avanus, olay yeri canlandırmaları ile kendisini ilk yardım müdahalelerinde artık yetkin hissettiğini belirtti. Bilinçsiz yapılan acil durum müdahalelerinin hasta veya kazazede için büyük bir risk oluşturduğunu anlatan Kozet Avanus, “Şimdi evde veya işyerinde kendimi ve etrafımdaki insanları daha güvende hissediyorum. Bir evde, işyerinde veya okulda ilk yardım eğitimli bir kişinin bulunması bir gün sizin veya yakınınızın şansı olabilir. Siz de başkasının şansı olun” dedi.
Bir anaokulunda öğretmen olarak çalışan Nalan Usta ise “Çocuklarla ufak tefek kazalar yaşarsam nasıl müdahale edeceğim konusunda tereddütlerim vardı. Çok sayıda pratik ile işin doğrusunu öğrenmek kendime olan güvenimi yükseltti.” şeklinde konuşarak ilk yardım eğitiminin önemini vurguladı.
Hibya Haber Ajansı