KKDİK nihai uygulama süreci yaklaştıkça üretimde kullanılan kimyasalların nihai kayıtlarının henüz gerçekleştirilmediğini gören yurtdışı firmaların tedarik zincirlerini gözden geçirebileceklerini ve risk almamak adına farklı ülkelere yönelebileceklerini belirten Gülsün, “Malum nitelikli üretim yapan iş kollarımızın birçoğunda ihracat uzun vadeli kontratlarla gerçekleşiyor. Bu kapsamda ihracat yaptığımız ülkelerdeki alıcıların da bizlerin üretim kapasitesine ve yeterliliğine güven duyması da büyük önem arz ediyor. Mevcut durumun sürmesi ve yıl sonunda da nihai kaydı yapılmış kimyasal sayısının yetersiz olması durumunda ihracat kontratlarının yenilenmesi zora girecektir. Malum ülkemiz sanayisi tarafından hammadde olarak kullanılan ürünlerin önemli bir kısmının ülkemizde üretimi yok ve bunları ithalat yoluyla temin ediyoruz. Katma değerli üretim için kritik önemi haiz bazı kimyasallar ise ülkemize çok düşük miktarlarda gelmekte ve bu sebeple yurtdışı tedarikçilerimiz söz konusu az miktardaki ürün için KKDİK maliyetlerine katlanmak istememektedir. Diğer bir konu ise KKDİK için gerekli testlerin ülkemizde yapılamaması ve Türk firmaları kayıt yapmak için Avrupa’daki konsorsiyumlardan ilgili kimyasalın kayıt dosyasını satın almak istediğinde karşılarına çıkarılan zorluklardır. Bu sürecin sorunsuz geçebilmesi adına düzenlemelerin gözden geçirilmesi, ülkemizde test altyapısı oluşturulması ve konsorsiyumlarda yaşanan zorlukların aşılması adına devletler arası girişimlerde bulunulması önem arz ediyor” dedi.
İlgili tüm otoritelere çekincelerimizi iletiyoruz
PAGDER olarak ilgili tüm otoriteler nezdinde sistemin uygulama takvimine ilişkin çekincelerini dile getirdiklerini ifade eden Gülsün, “Ülkemiz üretimine sekte vurması olası olduğunu düşündüğümüz bu konuların çözümü için başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız olmak üzere tüm paydaşlarla temas halindeyiz. Dernek olarak sadece biz değil, uygulamadan ilk aşamada etkilenecek olan diğer iş kollarının temsilcileri de benzer çekincelere sahipler ve bu konunun çözüme kavuşması adına girişimlerde bulunuyorlar. Söz konusu düzenlemenin dolaylı olarak etkileyeceği üretim kollarının da bilgilendirilmesinin önemli olduğunu düşündüğümüzden önümüzdeki süreçte bu bağlamda da etkinlikler düzenlemeyi ve farkındalığı arttırmayı hedefliyoruz” dedi.
Bakanlık özveriyle çalışıyor
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirerek mevcut ve olası sorunların tartışıldığı toplantılar düzenlemesini çok olumlu bulduğunu belirten Gülsün, “Başta Çevre Yönetimi Genel Müdürü Eyyüp Karahan olmak üzere Bakanlıkta konu hakkında çalışan herkese teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten sürecin sağlıklı yürümesi adına büyük bir çaba içerisindeler ve tüm paydaşları bu çalışmalara dahil ederek ilerliyorlar. Tüm tarafların iyi niyetli ve özverili çalışmaları neticesinde konunun çözüme kavuşacağını ümit ediyoruz” dedi.
Hibya Haber Ajansı