Kurtulan; Türkiye’de Taşınmaz Değer Haritaları’nın oluşturulmasının önemine dikkati çekerek, konuya ilişkin görüşlerini bildirdi.
Kurtulan; taşınmaz piyasasında beyan edilen değerle pazar değeri arasındaki farklılıkların olmasının ülke gündemine ara ara geldiğini ve tartışıldığını belirterek, “Bir tarafta kayıt dışı ekonomi ile mücadele etmek isteyen kamu, kurum ve kuruluşlarının yer alması, diğer tarafta ise farklı amaçlarla gayrimenkulü yatırım aracı olarak gören geniş kesimlerin yer alması gündemin önemini arttırmaktadır.” dedi.
Vergi kayıplarının önlenmesi amacıyla değerleme raporlarının düzenlenmesinin bir çözüm önerisi olarak görüldüğünü söyleyen Kurtulan, “Tapudaki alım-satım işlemlerinde taşınmazların beyan edilen değerleri ile pazar değerleri arasındaki farktan kaynaklanan vergi kayıplarının önlenmesi ve buna ilişkin vatandaştan adil, makul ve ödenebilir vergi alınması amacı ile değerlendirme raporlarının düzenlenmesinin bir çözüm önerisi olarak görülmesi, değerleme sektörünü yakından ilgilendirmektedir.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’de taşınmaz mal piyasasında yaşanan tek sorun vergi kaybı mıdır?”
Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Yönetim Kurulu Başkan V. ve İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyesi İbrahim Cihan Kurtulan, sorunun değeri ile ilişki boyutunun günlük yaşamda mevcut yapılan uygulamalar ile tüm taraflarca tespit edildiğinin bilindiğini dile getirerek, “Tabii ki konuya ilişkin ilk çıkış noktası olarak karşımıza çıkan ve tez konusu olarak incelemiş olduğum; e mlak vergisi, değer artış kazancı, tapu işlem harçları vb. gibi ilgili alanlardaki vergi kayıplarının değer ile ilişkisinin öneminin tartışılamayacağı aşikardır.” diye konuştu.
Türkiye’de gayrimenkul değerleme faaliyetlerinde ortaya çıkan değerlerin bir sonucu olarak kamusal ve özel alanda yarattığı tek sorunun vergi konusu olmadığını savunan Kurtulan, şunları kaydetti:
“Teminat amaçlı değerlemelerde yaşanan değer farkları, yabancıya satış ve vatandaşlık başvurusu amaçlı edinilen gayrimenkullere yönelik değerlemelerde oluşan kontrolsüz değer farkları, kentsel dönüşümü de kapsayan imar uygulamalarında katılımda ve dağıtımda adil ve şeffaf bir değerleme yönteminin öneminin anlaşılmaması, kamulaştırma amaçlı değerlemelerde değerin altında ya da üstünde işlem görmesi, bilirkişilik işlemlerine yönelik değerlemelerde, gayrimenkulün kredi piyasasına çıkarken değeri ile icralı olduğunda takdir edilen değerinin örtüşmemesi gibi birçok farklı alandaki sorunlar gündemimizi meşgul etmektedir.”
Kurtulan; yaşanan sorunların sadece değerleme sektörünün nitel veya nicel yeterlilikleri üzerinden tartışılmasının doğru olmadığının bilindiğini belirterek, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bu nedenle sorunlara çözüm arayışlarımızda mikro değil, bütüncül bir bakışla ele almamız gerekmektedir. Sorunu doğru ele alabilmek için asıl üzerinde durulması gereken konu ise; taşınmazların satış ve kira değerlerinin, öngörülemez ve standardı olmadan dinamik bir şekilde değişmesinden kaynaklı kontrolsüz, ölçülemez ve yönetilemez olmasıdır. Bu durum bize değerleme sektörünün çalışma alanlarını da ilgilendiren, sağlıklı bir taşınmaz mal piyasasının olmadığı ve yapısal reformlar yaparak bir sistem oluşturulması gerektiğini göstermektedir.”
“Peki çözüm nedir?”
Türkiye’de acil bir gereksinim olarak Türkiye Taşınmaz Değer Haritaları Altlığı oluşturulması gerektiğinin altını çizen Kurtulan, “Ülkemizde şu an yukarıda belirtilen sorunlara çözüm arayışları için referans olacak bir taşınmaz değer harita sistemi bulunmamaktadır. Türkiye Taşınmaz Değer Haritalarının oluşturulması, taşınmaz piyasasına ilişkin mevcut veri paylaşım platformlarının yeniden düzenlenmesi de dahil birçok konuyu bütüncül bir bakışla beraberinde çözecek temel altlığı oluşturulacaktır.” görüşünü savundu.
Kurtulan; değer haritalarının oluşturulmasında ve güncellenmesinde otomatik değerleme kavramının karşılarına çıktığının altını çizerek, “Bunun için birçok alanda olduğu gibi değerleme alanında yapısal reformların uygulanabilirliğini ve sürdürülebilirliğini sağlayacak bilimsel teknik çözümlemelerde teknolojiden doğru faydalanılması yadsınamaz bir gerçeklik olarak gündemimize girmelidir.” ifadelerini kullandı.
Sektörde yıllardır tartışma konusu olan otomatik değerlemenin tekstil değerleme olarak karşılık gören mevcut değerleme çalışmaları ile birbirinin alternatifi ya da rakibi olarak algılandığını ifade eden Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Yönetim Kurulu Başkan V. ve İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyesi Kurtulan, şunları aktardı:
“Ancak dünyada olduğu gibi ülkemizde de değerleme sektörünün geldiği yeri itibari ile tekil ve otomatik değerlemenin birbirinin tamamlayıcısı olduğu değerlendirilmektedir. Taşınmaz değer haritaları oluşturulurken hem otomatik değerlemeye esas nitelikli emsal veri sağlanmasında hem de değer haritalarının sağlıklı bir şekilde sürekli güncellenmesi için gerekli tekil değerleme çalışmalarının yürütülmesinde gayrimenkul değerleme mesleği kilit noktadır.”
Kurtulan; T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve ilgili diğer tüm paydaşlarla kamusal çıkarlar da gözetilerek ülke değer haritalarının tüm Türkiye genelinde oluşturulması için iş birlikleri yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Kurulacak sistem ile konunun aciliyeti ve öneminin de gözetilerek, kısa sürelerde Türkiye Taşınmaz Değer Haritaları’nın oluşturulmasının hedeflenmesi, sonrasında ise sürekli güncelleme sağlanması gerektiğini vurgulayan Kurtulan, “Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün bu konu ile alakalı olarak Amasya ilinde pilot bir uygulama yaptığı bilinmektedir. Bu pilot uygulamanın hızlı bir şekilde yaygınlaştırılması ve ilk etapta Büyükşehirlerde başlamak üzere tüm Türkiye’de yaygınlaştırılması, güvenilir bir taşınmaz mal piyasasının oluşması için önem arz etmektedir.” diye konuştu.
Kurtulan; taşınmazların değerlerinin pazarla doğru ilişkilendirilmesi ile kayıt dışının önlenmesinin ve kamu gelirlerinin sürdürülebilir ve kontrol edilebilir bir şekilde arttırılmasının sağlanacağını dile getirerek, “Bu kapsamda taşınmazların değeri ile ilişkili vergi politikalarında taşınmaz mal piyasasında arz ve talep edenler açısından adil ve ödenebilir bir vergi oranı ile teşvik edici ve vergi barışını da içerecek bir vergi reformunun da ele alınması kurulacak sistemin başarısı için önemlidir.” dedi.
Açıklamasıyla konuya ilişkin genel bir çerçeve çizmeye çalıştığını ve gündemi yakalamak için kitabın ortasından başladığını söyleyen Kurtulan, “Güvenli ve sürdürülebilir bir yatırım ve ticaret ortamı, konut politikalarının doğru yönetilmesi, taşınmaz kiralarının makul seviyelerde tutulabilmesi, satışlardaki olası spekülasyonların ve manipülasyonların önlenmesi ve sosyo ekonomik başlıklarda dahil ilgili diğer tüm toplumsal ve kamusal pozitif etkileri için Türkiye Değerleme Uzmanlar Birliği’nin tüzel ve gerçek kişi üyelerine konumuza dair çok büyük bir görev ve sorumluluk düşmektedir.” ifadelerini kullandı.
Kurtulan, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Daha üstel bir bakış açısıyla sürdürülebilir, sağlam bir arazi/arsa politikası ve değer ile bağlantılı “Arazi Yönetimi ve Kullanımı Kurgusu” ayrı bir başlıkta ele alınarak taşınmaz mal piyasası ve değer haritaları ile ilişkisi kurulmalıdır. Ayrıntılara inildiğinde ise değer haritalarının oluşturulmasında kullanılacak modeller ve alt yapısı mevcut sistemlerle entegrasyonlar, sonuç ürünlerin yani büyük verilerin paylaşımı, kullanımı gibi konular ayrıca değerlendirilmelidir. Bu konulardaki paylaşımlarıma uzman görüşlerine de yer vererek sizlere aktarmaya devam edeceğim.”
Hibya Haber Ajansı