HÜDA PAR Parti Sözcüsü Yunus Emiroğlu, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Cezaevlerinde hasta mahkumlara yönelik kanuni düzenlemenin yapılması gerektiğini belirten Emiroğlu, “7. Yargı Paketi” adıyla Meclis Başkanlığına sunulan kanun teklifi, yenilikler içermesi bakımından önemlidir. Bu bağlamda madde bağımlılarına yönelik tedavi düzenlemesi, çocuğu ağır hasta veya engelli olan kadın mahkumların cezalarının ertelenmesi gibi düzenlemeler, kamuoyunun beklentisiydi. Bununla birlikte hasta mahkumlarla ilgili yapılması beklenen kanuni düzenleme sürekli olarak ertelenmektedir.” dedi.
Emiroğlu, “Ağır hasta mahkumlara ideolojik saiklerle “cezaevinde kalamaz” raporu vermeyen Adli Tıp Kurumu yüzünden mağduriyetler artmakta hatta cezaevlerinde ölümlere sebebiyet verilmektedir. Geçtiğimiz günlerde, Elazığ cezaevinde vefat eden 28 Şubat mağduru Sıddık Durgun, bu durumun en güncel örneğidir. Sıddık Durgun ilerlemiş hastalığına, tekerlekli sandalyeye mahkum olmasına ve hafıza kaybı sebebiyle çocuklarını dahi tanıyamayacak hale gelmesine rağmen infaz ertelemesinden yararlandırılmamış ve cezaevinde hayatını kaybetmiştir.” ifadelerini kullandı.
“Hayvancılık sektörü desteklenmeli”
Hayvancılık sektöründe yaşanan sorunların nedenlerine değinen Emiroğlu, “Hayvancılığa yeterince ihtimam gösterilmemesi, sektörün desteklenmesi konusunda atılan adımların yetersiz kalması ve yem fiyatlarına müdahalede geç kalınması gibi nedenler bu durumun temel nedenleri arasında yer almaktadır.” ifadelerini kullandı.
Hayvancılık sektörüne yönelik, desteklerin artırılması gerektiğini söyleyen Emiroğlu, “Şimdi bıçak kemiğe dayandı, fiyatlar tavan yaptı. Çareyi et ithalatında aramak sorunu daha da büyütecek, bu sefer de yerli üretici zarar edeceği için hayvan sayısı azalacaktır. Bu durum, et ve süt ürünlerinde dışarıya bağımlı hale gelmeyi sonuç verecektir. Kısa vadede bir rahatlama yaşanacak olsa da orta ve uzun vadede fiyatlar daha da artacak, yerli üretim ise düşecektir. Acilen hayvancılıkla ilgili kısa, orta ve uzun vadeli planlamalar yapılmalı ve sektörün cazibesi artırılmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Trafik kazalarını önleme adına yeterince tedbir alınmamakta”
Meydana gelen ölümlü kazalara değinen Emiroğlu, “Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Başkanlığının yaptığı açıklamaya göre şubat ayı boyunca ülke genelinde meydana gelen 33 bin 318 trafik kazasında 152 kişi hayatını kaybetmiş, 17 bin 948 kişi de yaralanmıştır. Yılın ilk iki aylık döneminde ise ülke genelinde meydana gelen 73 bin 340 kazada 337 kişi hayatını kaybetmiş, 40 bin 176 kişi ise yaralanmıştır.” ifadelerini kullanarak, trafik canavarının meydana getirdiği durumu gözler önüne serdi.
“Kazalara neden olan alkole karşı tedbir alınmalı”
Ölümlü kazaların meydana gelmesine sebep olan alkol başta olmak üzere diğer sebeplere değinerek trafik canavarına karşı önlem alınmasını gerektiğini anımsatan Emiroğlu, “2023’ün ilk iki ayında, sonu ölümle ve yaralanmayla sonuçlanan trafik kazasına karışan 216 sürücünün alkollü olduğu tespit edilmiştir. Alkol alan kişi kendi canına, malına zarar verdiği gibi başkalarının da can ve mal güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Öte yandan yarım kalmış veya yapımı uzamış olan yolların, trafikte sorunların oluşmasına sebebiyet verdiği inkar edilemez bir gerçektir. Başlatılan yol çalışmaları en kısa zamanda bitirilmelidir.” şeklinde konuştu.
“Hac kontenjanları artırılmalı”
Hac kontenjanlarının artırılması için Suudi makamlarla girişimlerde bulunulması gerektiğine vurgu yapan Emiroğlu, “Türkiye için ayrılan kontenjan oldukça yetersizdir. Kontenjan artırımı için Suudi makamları nezdinde mutlaka yeni girişimlerde bulunulmalıdır.” şeklinde konuştu.
Hac bedellerinin yüksek olduğunu ve indirime gidilmesi için adımların atılması gerektiğine dikkati çeken Emiroğlu, “Öte yandan hac bedelleri de oldukça yüksektir. 20 bin riyalin yani 100 bin TL’nin üzerindeki hac bedelleri, hac ibadetini yerine getirmek isteyen vatandaşları zorlamaktadır. Ayrıca depremzede olan hacı adayları için de hac bedelleri konusunda bu yıl daha düşük bir tarife uygulanmalıdır.” ifadelerini kullandı
İslam ülkelerinin Siyonist işgal rejimi ile ilişkilerini kesmesi gerektiğini vurgulayan Emiroğlu, “Bölge ülkelerinin, Siyonistlerin dünyanın gözü önünde yaptığı soykırım çağrısına rağmen hala bu rejimle ilişki geliştirme yarışına girmesi anlaşılabilir değildir. Depremlerden etkilenen ve yetersiz kurtarma ekipmanı nedeniyle binlerce Suriyelinin öldüğü Suriye’ye uluslararası yardımın ulaştırıldığı Halep Havalimanı geçtiğimiz günlerde Siyonistler tarafından vuruldu. Bu sebeple terör rejimiyle kurulan ilişkiler ivedilikle kesilmeli, bu terör rejimine karşı güç birliği yapılmalıdır.” çağrısında bulundu.
“Türkiye-İsveç-Finlandiya arasında NATO görüşmeleri”
İslam ve Türkiye düşmanlığı yapan ve NATO üyelikleri gündemde olan ülkelere karşı Türkiye’nin onay vermemesi gerektiğini belirten Emiroğlu, “Geçtiğimiz aylarda Danimarkalı aşağılık siyasetçi tarafından Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde polis korumasında Kur’an-ı Kerim yakılmıştı. Bu alçak saldırıya sözde “ifade özgürlüğü” kapsamında izin veren İsveç makamları Tevrat’ın yakılmasını ise onaylamayarak açıkça bir ikiyüzlülük sergilemişti. İslam ve Müslüman düşmanlığını açıkça destekleyen İsveç’in NATO üyeliğine hiçbir zaman onay vermemeli, İslam düşmanı ittifakın daha da gelişmesine imkan tanımamalıdır.” dedi.
Hibya Haber Ajansı