Çin Cumhurbaşkanı ve Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Genel Sekreteri Xi Jinping, 2 Haziran’da başkent Beijing'de geleneksel kültürlerin aktarılması ve geliştirilmesi konulu bir seminere katıldı. Xi Jinping, seminerde yaptığı konuşmada, kültürel refahın gerçekleşmesinin, kültürel açıdan güçlü bir devlet inşa edilmesinin ve Çin milletinin modern medeniyetinin oluşturulmasının yeni dönemde Çin halkının kültür alanındaki misyonu olduğunu vurguladı.
Xi Jinping, sağlam bir kültürel özgüvene sahip olarak, yeni kültürel misyonların üstlenilmesi ve Çin ulusunun modern bir medeniyet inşa etme hedefi için çaba gösterilmesi gerektiğini belirtti.
Geçtiğimiz yıllarda Cumhurbaşkanı Xi, farklı vesilelerle kültürel eserler üzerinden medeniyetler arası temaslara dair öyküler paylaştı. Farklı medeniyetlerin karşılıklı saygı ve uyum içinde bir arada yaşaması çağrısında bulunan Xi Jinping, medeniyetler arası temasların dünya halkları arasındaki dostluğu artıran bir köprü, insanlığı ilerleten bir motivasyon kaynağı ve dünya barışını koruyan bir bağ haline getirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Şimdi, “Xi Jinping’in Paylaştığı Kültürel Eserlerle Medeniyetler Arası Temasların Öyküsü” dizisinin “Gerçeğin tadı–Komünist Manifesto’nun ilk Çince çevirisi” adlı bölümünü aktaracağız.
Çin Komünist Partisi(ÇKP) 19. Ulusal Kongresi’nin 31 Ekim 2017’de sona ermesinden sadece bir hafta sonra, Genel Sekreteri Xi Jinping’in liderliğindeki ÇKP Merkez Komitesi Siyasi Bürosu Daimi Üyeleri, ÇKP Birinci Kongre Müzesi’ni toplu ziyaret etmek üzere Shanghai’ya hareket ettiler. Ziyaret sırasında Genel Sekreter Xi, Komünist Manifesto’nun bir kopyasını dikkatle inceledi. Bu, günümüze ulaşan en eski çevirilerden biridir. Bu değerli devrimci mirasın bir Komünist Parti üyesinin babası tarafından oğlunun mezarında saklandığı bilgisini alan Genel Sekreter Xi Jinping, tarihin tanığı olan bu kültürel kalıntının iyi korunması ve değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek, bu kalıntının çok önemli değere sahip olduğunu belirtti.
Xi Jinping: “Çok değerli. Bahsettiğiniz o kişi nerede?(Zhang Renya’ya) Sonra ne oldu?”
Rehber: “Merkezi Devrimci Üs Bölgesi’nde aşırı çalışmaktan hastalanarak ölmüş, o sırada ailesi onun öldüğünü bile bilmiyormuş.”
Zhang Renya
Genel Sekreter Xi’nin bahsettiği ÇKP üyesi olan Zhang Renya, 1921’de ÇKP’ye katılan ilk işçi üyelerden biridir. 1927’deki “12 Nisan karşı-devrimci darbe”den sonra, terör tehditleri altında, Zhang Renya tehlikeyi göze alarak gizlice memleketi Ningbo’ya döndü ve kendisinin sakladığı önemli parti dosyalarını, gizli belgeleri, komünist eserler gibi kitap ve gazeteleri babası Zhang Jueqian’a teslim etti. Bunlar arasında, Komünist Manifesto’nun Çince çevirisinin dışında ÇKP’nin İkinci Ulusal Kongresi tarafından kabul edilen ÇKP’nin ilk tüzüğü gibi Parti’nin değerli belgeleri de bulunuyor.
Zhang Jueqian, söz konusu malzemeleri iyi korumak için, oğlunun ayrılmasından birkaç gün sonra komşulara oğlunun hayatta olmadığını anlattı ve oğlunun elbiseleriyle “anısına” bir mezar kurdu. Daha sonraki yirmi yılı aşkın devrimci durumun inişli ve çıkışlı süresinde sessizce bu sırrı sakladı ve oğlunun dönmesini bekledi. Ancak Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra bile oğlunu kucaklayamadı. Artık yaşlanmış Zhang Jueqian, 1951’de oğlunun mezarını açtırdı ve tüm dosyayı devlete bağışladı. Bu eşya arasında ulusal birinci sınıfta 15 kültürel kalıntı, ikinci sınıfta 3 kültürel kalıntı ve üçüncü sınıfta 6 kültürel kalıntı yer alıyor. Bunlar arasında, günümüzde Shanghai’daki ÇKP Birinci Kongre Müzesi’nde muhafaza edilen Komünist Manifesto’nun ilk Çince çevrisi bulunuyor.
Kasım 2012’de, ÇKP Merkez Komitesi Genel Sekreteri seçilen Xi Jinping, “Canlanma Yolu” sergisini ziyaret ederken, rengi çoktan sararmış Komünist Manifesto’nun bir kopyasını göstererek, komünistlerin asıl gayesi ve inancı hakkında bir hikaye anlattı.
“Bir gün, bir delikanlı evinde hızlı şekilde yazı yazıyordu ve annesi dışarıda seslendi:
“Zongzi (Yapışkan pirinç ile yapılan geleneksel bir Çin pirinç yemeği) yemek istiyorsan içine kırmızı şerbet eklersin. Yedin mi?’ Delikanlı cevap verdi: ‘Evet, yedim yedim, çok lezzetli.’ Annesi kapıdan içeri girdiğinde, delikanlı ciddiyetle yazı yazıyordu ve dudağı tamamen siyah mürekkeple boyanmıştı. Meğer delikanlı yanlışlıkla yanındaki kase dolusu kırmızı şerbeti değil, siyah mürekkebi içmiş, ama farkında değildi ve hala ‘Tatlı, tatlı’ diyordu. Kim bu adam? İşte bu adam Chen Wangdao. O sırada Cheng, Zhejiang eyaletinin Yiwu bölgesindeki evinde bu kitabı çeviriyordu. Bu nedenle şöyle bir cümle söyledi: Gerçeğin tadına doyum olmaz!”
Chen Wangdao
Xi’nin bahsettiği Chen Wangdao, Komünist Manifesto’nun ilk Çince çevirmenidir. Daha önceleri Japonya’da okuduğu sırada Marksist eserleri okumaya başladı. 1919’da, Japonya’daki eğitimini tamamlayarak ülkeye dönen Chen Wangdao, “Haftalık Yorum” dergisinin talebi üzerine Komünist Manifesto’nun çevirmenliğini üstlendi. Chen Wangdao, bu görevi başarıyla tamamlamak ve çeviri çalışmalarına ciddiyetle odaklanmak amacıyla Şubat 1920’de memleketi Yiwu’ya döndü ve iki ay sonra çeviriyi başarıyla tamamladı.
Günümüzde, Chen Wangdao tarafından çevrisi tamamlanan ve Zhang Renya ve babası tarafından değerli eşya olarak korunan ve Eylül 1920’de yayınlanan Komünist Manifesto’nun Çince versiyonu, Shanghai’daki ÇKP Birinci Kongre Müzesi’nde sergileniyor. Müzenin koleksiyon ve araştırma departmanı müdürü Zhang Yuhan’a göre, bu kitapçık yerli ve yabancı kültürler arasındaki temas ve karşılıklı deneyimlerin paylaşımı için büyük önem taşıyor.
“Kültürel değişimler ve karşılıklı deneyimlerden yararlanma açısından bakıldığında, bu ince kitap sembolik bir öneme sahiptir ve Komünist Manifesto tarafından temsil edilen Marksist teorik sistem, seçkin bir Batı kültürü başarısı olarak Çin’e tanıtıldığından beri, Çin’in somut gerçekliği ve Çin’in mükemmel geleneksel kültürü ile bütünleşme sürecini başlatmıştır.”
ÇKP Merkez Komitesi Genel Sekreteri Xi Jinping, bu yıl 2 Haziran günü düzenlenen geleneksel kültürlerin aktarılması ve geliştirilmesi konulu seminerde konuştu. Xi, Çin medeniyetinin 5 bin yıldan uzun tarihi temelinde Çin’e özgü sosyalizmin geliştirilmesi için, Marksizm’in temel teorilerini Çin’deki gerçeklerle ve Çin milletinin geleneksel kültürüyle birleştirmenin izlenmesi gereken bir yol olduğunu vurguladı. Rusya’da yayımlanan Delovoy Petersburg gazetesinin eski genel yayın yönetmeni İgor Shnushenko, Xi’nin düşüncesine katıldığını belirtti.
“Genel Sekreter Xi’nin konuşmasında dile getirdiği, Çin’in seçkin geleneksel kültürünü Marksizm’le birleştirme fikrine katılıyorum. Çin’in şu an izlediği bağımsız barışçı kalkınma yolu, işte bu teorinin bir yansımasıdır. Buna göre ÇKP’nin Çin yolu, teorisi ve sistemleriyle ilgili algısı yeni bir düzeye gelmiştir.”
Shanghai’daki ÇKP 1. Ulusal Kongresi Müzesi’nde koleksiyon ve araştırma departmanı müdürü Zhang Yuhan, Genel Sekreter Xi Jinping’in medeniyetler arasında temaslar ve birbirlerinden öğrenmenin teşvik edilmesi gerektiği fikrinin insanlık medeniyetlerinin ilerletilmesi için büyük önem taşıdığına dikkat çekti.
“Dünya ülkeleri arasındaki temasların geçmişe göre daha sıkı ve yoğun olduğu bugünlerde, herhangi bir medeniyetin daha iyi gelişim sağlaması için diğer ülkelerin ve diğer milletlerin seçkin manevi kazanımlarını benimsemesi şarttır. Biz her zaman Genel Sekreter Xi Jinping’in sıkça vurguladığı, ‘Çin milletinin seçkin geleneksel kültürü, Çin milletinin kökü ve ruhudur’ düşüncesinde ısrarlıyız. Ayrıca açık ve hoşgörülü tavırla Çin milleti ve dünya ülkelerinin medeniyetleri arasındaki temasları geliştirmeli, dünya medeniyetinin zenginleşmesine katkı sağlamalıyız.”
Hibya Haber Ajansı