Dünya ekonomisinde son durum. Dünya ekonomisinin şu anda en iyi durumda olmadığı iyi biliniyor. Ayrıca, her ikisi de politikalarında faiz oranlarını artırmak, ekonomilerinin tehlikede olduğu fikrini güçlendirmek gibi alışılmadık değişiklikler yaptı. Bilindiği üzere Fed şu anda olası bir resesyonla uğraşırken, ECB normalden daha yüksek enflasyonla uğraşmaya çalışıyor. Euro Bölgesi’nde faiz artışı çok nadir olduğu için, ECB’nin mevcut ve gelecekteki olası eylemleri tüm dünyadaki ekonomistler ve yatırımcılar tarafından dikkatle takip edilmektedir. Dolayısıyla ECB’nin eylemleri, Euro etkilerinin gücü nedeniyle dünya ekonomisini etkileme potansiyeli taşımaktadır. Fed’e gelince, enflasyonu bastırma ve durgunluğu önleme ihtiyacı acil ve dolayısıyla kaçınılmazdır. Bu nedenle, Fed’in olası eylemlerini tahmin etmek için Fed’in ekonomik öngörüleri kullanılabilir.
Fed ekonomik öngörüleri. Fed yönetim kurulu üyeleri ve bölgesel başkanlarının ekonomik öngörülerinin çoğunluğuna göre, reel GSYİH büyümesinin daha da yavaşlayacağı tahmin ediliyor. Mart tahminlerine göre reel GSYİH’nın 2022’de y%2,8 oranında büyüyeceği tahmin ediliyordu. Ancak Temmuz ayı yeni tahminleri büyümenin %1,7’ye düşeceğini öngörüyor. Yıllık büyüme tahminlerinin yüzde %1,1’lik bir düşüş göstermesi dört aylık bir dönemde oldukça sıra dışı bir farktır. Ayrıca 2023 ve 2024 tahminleri de aynı doğrultuda düzenlendi.
Ayrıca, işsizlik oranı tahminleri de değişti. Mart projeksiyonuna göre işsizlik oranı 2022 için %3,5 olarak tahmin ediliyordu. Ancak Temmuz projeksiyonunda bu oran %3,7’ye revize edildi. Ayrıca 2023 ve 2024 tahminleri de reel GSYİH tahminlerine paralel olarak aynı doğrultuda düzenlenmiştir.
Ayrıca, 2022, 2023 ve 2024 için PCE enflasyon ve çekirdek PCE enflasyon tahminleri de aynı mantıkla bir üst yüzdeye revize edilmiştir. Dolayısıyla ABD’li yetkililerin resesyon ihtimalini ciddi bir şekilde dikkate aldığı ve tahminlerini buna göre yaptığı rahatlıkla söylenebilir.
ECB eylemleri. ECB’nin eylemleri tüm dünyadaki ekonomistler ve yatırımcılar tarafından dikkatle takip edilmektedir. Fed’e kıyasla ECB, faiz oranını eksiden sıfıra yükselterek yumuşak bir politika izlemeyi tercih etti. Ancak yumuşak bir politika olmasına rağmen, Euro Bölgesi’nin 11 yıldan bu yana ilk faiz artışını yaşadığı gerçeğini değiştirmiyor. Öte yandan ECB, bu politikayla enflasyonu bastırmanın yanı sıra devam eden toparlanma sürecini pandemiden korumayı hedefliyor.
Sonuç? Her iki ekonominin de enflasyon kaynaklı tehditlerle karşı karşıya olduğu ve saldırganlık düzeyleri farklı olsa da benzer yaklaşımlarla baş etmeye çalıştıkları rahatlıkla söylenebilir. Üstelik bu iki büyük ekonominin gerilemesi bu ortamda açıkça görülebiliyor ve ekonomistlerin dünya ekonomisinin nereye gittiğine dair tahminlerde bulunmak için Fed ve ECB’nin hareketlerini dikkatle izlemeye devam edecekleri rahatlıkla söylenebilir.
Kaynak: Tera Yatırım- Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı