Fed, beklendiği gibi üst üste dördüncü 75 baz puanlık faiz artırımını gerçekleştirirken enflasyonu frenlemek için yürüttükleri agresif kampanyanın son aşamasına girebileceğinin sinyallerini verdi. Fed’in oybirliğiyle aldığı karar, gösterge federal fon oranı hedefini 2008’den bu yana en yüksek seviyesi olan %3,75 ila %4 aralığına yükseltti. Merkez bankacıları, oranları “zaman içinde enflasyonu %2’ye döndürmek için yeterince kısıtlayıcı” bir düzeye getirme amaçlı “devam eden artışlara” ihtiyaç duyulacağını söylerken, politika açıklamasında ise bazı bölümlerde yeni bir dil kullanıldığını görüyoruz. Özellikle faiz artırımlarında son düzlüğe yaklaşıyor olup olmadığımız, tavan oranın belirlenmesi, pivot işareti gibi merak edilen ayrıntılar açısından izlenmesi gereken ayarlamalar var. Fed, üst üste dördüncü 75 baz puanlık faiz artırımlarını gerçekleştirirken, enflasyonu frenlemek için yürüttükleri agresif kampanyanın son aşamasına yaklaşabileceğinin sinyallerini verdi.
Fed açıklamasından öne çıkan noktalara bakacak olursak;
Borçlanma maliyetlerindeki “gelecekteki artışların hızı”, para politikasının kümülatif sıkılaştırılmasının, ekonomik aktivite ve ekonomi ve finanstaki gelişmelere gecikmeli etkilerini dikkate alacaktır.
Kurul, enflasyonu zaman içinde yüzde 2’ye döndürmek için yeterince kısıtlayıcı bir para politikası duruşu elde etmek için hedef aralıkta devam eden artışların uygun olacağını tahmin etmektedir.
Fed, Büyük Faiz Artışları Dizisini Uzatıyor… Kalıcı, yüksek enflasyon dördüncü 75 baz puanlık hareketi açıklıyor… Kaynak: Federal Reserve, Bureau of Economic Analysis, Bureau of Labor Statistics, Bloomberg
Fed yeni getirdiği kümülatif ve gecikmeli etki gibi terimlerle beraber önden yüklemeli yaklaşımı biraz daha sonuç tartmaya yönelik bir yaklaşıma doğru evirme aşamasında. Tabii burada para politikasındaki sıkılaşmanın direkt etkilediği alanlar denildiği zaman faiz oranları ve buna bağlı maliyetlerden direkt etkilenecek alanlara bakmak gerekli. Bunların başında da konut ve istihdam piyasası gelmektedir. Konut kredisi faizleri artarken, krediye dolayısıyla da konuta olan talebin düşmesi bu alandaki enflasyonu yavaşlatacak. İşletmelerin finansman maliyetleri arttıkça da iş planları gözden geçirilecek ve işgücü piyasası hız kaybedecek. Bu durum işsizliğin de yükselmesine neden olacak, artan işsizlik de harcanabilir ve sürekli geliri azalan bireylerin talebini azaltacak, enflasyonu yavaşlatacak. Fed’in 1980’lerden bu yana en güçlü sıkılaştırma kampanyası ortamında konut ve imalat gibi sektörler önemli ölçüde yavaşlamış olsa bile, enflasyon ve istihdam için hala güçlü okumalar geliyor. Enflasyon konusunda anlamlı bir ilerleme görülmemesi de parasal sıkılaştırmanın sürecini uzatıyor.
İş piyasasında da önemli bir gevşeme olmadı, Eylül ayında işsizlik yarım yüzyılın en düşük seviyesi olan %3,5’e ulaştı. Salı günü açıklanan JOLTS verilerine göre de, Amerika’daki her işsiz için 1,9 iş açıklığı ile işverenlerin işçilere olan talebi de güçlü kaldı. Bu alanda elbette Cuma günü gelecek tarım dışı istihdam verisi kritik bir işaretleyici olacaktır. 8 Kasım’daki seçimlerde de 40 yılın en yüksek enflasyonunun yarattığı gelir ve satın alma gücü erozyonu Biden’ın Demokratlarının Kongre kontrolünü kaybetmesine neden olabilir, o da bu yüzden kritik bir işaretleyici.
Aralık ayı için faiz artışlarının 50 bps momentumuna inecek olması anlaşılabilir bir durum. Finansal piyasalarda, swap traderları Aralık toplantısı için fiyatlandırma miktarını düşürdü ve döngü için en yüksek oranı da (tavan veya terminal faiz oranı) yaklaşık %5,05’ten %5’in altına (Mayıs 2023 için %4,96) itti. Powell’ın açıklamalarında varış noktasının neresi olacağının bilinmemesi ayrıntısı, bu orandan çok uzaklaşılamayacağını gösteriyor. Neticede Fed’in %4,5 veya %5 faiz oranında duracağı tahmini aslında çok geniş bir aralığı işaret ediyor. Enflasyon alevlenirse bu bandın üstüne gidilmesi ihtimali var mıdır? Evet, vardır.
Medyan tahmine göre, Fed’in Eylül ayı tahminleri Aralık ayında 50 baz puanlık bir hareket gösteriyordu. Bu tahminler, 2024’teki kesintilerden önce oranların bu yıl %4,4’e ve gelecek yıl %4,6’ya ulaşacağı beklentilerini ortaya koyuyor. Bu toplantıda yeni bir tahmin açıklanmadı ve yetkililer 13-14 Aralık’ta bir araya gelene kadar, istihdam ve tüketici enflasyonu ile ilgili iki aylık daha veriye sahip olacaklar.
Bilanço konusunda Fed, beklendiği gibi, Hazine ve ipoteğe dayalı menkul kıymetlerdeki varlıklarını planlandığı gibi azaltmaya devam edeceklerini – yılda yaklaşık 1,1 trilyon dolar tutarında bir hızla – açıkladılar.
Sonuç olarak, eylemlerin etkilerini gözlemlemek isteyen bir Merkez bankası duruşu faiz artışlarının ivme kaybetmesi anlamına gelmekle beraber, yeterince kısıtlayıcı oranların geçerliliği yönlendirmesi itibariyle tavan faizin ne seviyede oluşacağına dair bir netlik yok. Fed Aralık’ta 50 bps faiz artışına piyasayı hazırlıyor, ancak bu terminal faizde henüz anlamlı bir aşağı yönlü revizyona neden olacak seviyede değil. Verilere bağlı dinamik gelişmeleri izlemek durumundayız ve bir anlamda beklediğimiz çekimser yaklaşım bu konuda geçerli. Belirsizlik aralığı yüksek bir enflasyon, faiz oranları yönlendirmesinin çok aşağı çekilememesine neden olurken, ekonomik aktivite hasar etkisi de itidalli artış patikasında kalmaya zorluyor.
Kaynak: Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı