"Deprem bölgesindeki gerçeği görmek için şehit mi vermemiz gerekiyordu" diyen Esen açıklamasında şunları söyledi:
“Güvenlik zafiyeti oluşturacak bilgilerin açıktan paylaşılmasını beklemiyoruz, ancak meclisin sorumluluğunu havada bırakmayı da doğru bulmuyoruz. Bizler tezkere için genel kurul sıralarında oy verdik, öyleyse uzaktan izlememizin beklenmesi de doğru değil. 2. baskında Kahramanmaraş’tan 4 şehidimiz, Adıyaman’dan 1 şehidimiz var. Devleti yönetenler, yine devletin kaynaklarını hakkaniyetle vatandaşlarına aktarmakla görevli değil midir? Bu insanların insanca yaşam koşullarına ulaşmak için, birkaç ısıtıcıya olsun kavuşmak için evlat acısı mı yaşaması lazımdı! Şehitlerimizin evlerine, bıraktıkları yazılı ya da videolu mesajlarına bakınca bu evlatlarımızın sözleşmeli er olarak görev aldıklarını, birçoğunun ailelerine maddi destek sağlamak isteyen, ev almak isteyen fedakar gençler olduğuna şahitlik ettik. Bu gençler, ülkemizde son zamanlarda bıçağın artık kemiğe dayandığı, ekonomik krizin, enflasyonun, zamların, açlık sınırının altında ezilen yoksul ailelerin çocukları.”
“Yoksulluğun devlet eliyle güçlendiğini aktaran Esen, “Bu senenin bütçesi yakın zamanda açıklandı. Türkiye’deki tarım desteğinin tamamı 91 milyar. Asıl sorun bunun 20 katı kadar faizin ödenecek olması. Geçen yıl bütçeden depreme 895 milyar TL ile %13,5’luk bir pay ayrılmış. Yani 11 ili, yaklaşık 15 milyon insanı etkileyen bir deprem olmuş, harcanmış helali hoş olsun, keşke daha fazla harcanabilseydi. Ama şimdi paylaşacağım veriyle ne demek istediğimi anlayacaksınız. Dövizi bastırmak için uydurulan KKM denilen kara delik, 694 milyar TL ile bütçeden %10,5 pay aldı. Koskoca deprem bölgesine ayrılan % 13,5’la canları hayatta tutmaya harcarken, daha fazlasına da ihtiyaç varken KKM’ye %10,5 gömmüşüz. Bir avuç rantiyeye yaklaşık 700 milyar TL! Adaletten ve vicdandan yoksun, akıldışı anlayışın sonuçlarını da toplum olarak acı bedeller vererek ödüyoruz.” ifadelerine yer verdi.
Hibya Haber Ajansı