“Torba yasa yapmanın iktidar açısından iki avantajı var. Birincisi, birbiriyle ilgisi, alakası olmayan 86 maddeyi tek seferde geçirmek. Bu maddeler 28 kanun ve iki kanun hükmünde kararnamede değişiklik içeriyor. İkincisi ve daha da önemlisi, pakete kimsenin karşı çıkamayacağı birkaç madde koyup, asıl istenenleri pürüzsüz bir şekilde Meclis’ten geçirebilmek” diyen Dalgın, görüşlerini yedi başlık altında aktardı.
Konuşmasına vergilendirme hakkıyla başlayan Dalgın, “Bütçe yapma ve vergi koyma hakkı, 1215’teki MagnaCarta’dan beri vatandaşları temsil eden meclislerin temel görev ve sorumluluğudur. Ancak bu yasayla, Sayın Cumhurbaşkanına bazı alanlarda vergi koyma, bazı alanlarda vergi artırma, bazı alanlarda da istisna tanıma hakkı veriliyor. Artık canı nasıl isterse! Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in bu konudaki savunması şöyle: ‘Belki hiçbir zaman uygulamaya konulmayacak. Şu anda yüzde 40'lık bir vergi getirmiyoruz, sadece bir yetki alıyoruz.’ Sayın Bakan’a soruyorum: Bu yetkiyi eline alan Sayın Cumhurbaşkanının bir gün vergileri indirip bir gün artırmayacağının garantisini verebilir misiniz?” dedi.
Dalgın, konuşmasına ‘sporculara vergi hediyesi’ başlığıyla devam etti:
“Biliyorsunuz hükümet çalışandan yüzde 27, yüzde 35, hatta yüzde 40 gelir vergisi alıyor. Mesela, ülkemiz için çok stratejik olan savunma sanayiinde çalışan bir mühendis arkadaşımız, maaşının üçte birini gelir vergisi olarak ödüyor. Ancak, hükümet bazıları milyonlarca dolar kazanan, paralarını nasıl değerlendirdiklerini hayretle izlediğimiz en üst liglerdeki sporculardan, sadece yüzde 20 vergi almak istiyor! Bu nasıl iş? Asgari ücretliyi açlık sınırına, orta direği asgari ücrete doğru sürüklüyorsunuz. Üstüne bir de gelir vergisi dilimleriyle ve enflasyonla, çalışanların aldığı zammı daha cebine girmeden eritiyorsunuz. Ama milyon dolar kazanandan az vergi almak için meclise kanun getiriyorsunuz. Tercihleriniz gayet açık."
Üçüncü başlık olarak ‘huzur hakkına’ ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dalgın, “Daha önce de birçok kez söylemiştim: “Bütçe, hükümetin önceliklerini en net yansıtan aynadır. Parayı kimden alıp kime vereceğinin, nereye harcayacağının, dolayısıyla neyi önemsediğinin ilanıdır." Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’a bu konuda bir soru önergesi verdim. Kendisinden cevap bekliyorum. Hep söylediğim gibi ‘Devletin parası yoktur, para milletin parasıdır’. Dolayısıyla, milletimizin parasının kimlere, ne şekilde verildiğinin hesabı da verilmelidir.” şeklinde konuştu.
Burak Dalgın, dördüncü başlık altında RTÜK’e ilişkin teklifi değerlendirdi:
“Adeta iktidarın sopası haline gelen, fırsatını buldukça muhalif kanallara milyonlarca lira ceza yağdıran RTÜK’e yeni gelir kapıları açılıyor. İnternet yayınlarından da pay alması isteniyor. RTÜK deyince aklıma İstanbul Milletvekili, emekli Büyükelçi Sayın Namık Tan’ın rahmetli Turgut Özal ile alakalı anlattığı anekdot geliyor. Kendisini ziyarete gelen bazı kişiler TV’lerdeki ‘ahlaka aykırı’ yayınlardan şikayet edince rahmetli Özal eline kumandayı alıp kanal değiştirmiş ve ‘Rahatsız olduğunuzda kanalı böyle değiştirebilirsiniz’ demiş. RTÜK’e de bu anlayışı tavsiye ediyorum.”
Dalgın, KKM’ye uygulanan kurumlar vergisi istinasının süresinin uzatılmasına ilişkin teklife dair şu ifadeleri kullandı:
“Tarihin en büyük servet transferi olan KKM’ye kurumlar vergisi istisnası sağlanıyordu. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanına bu vergi avantajını her bitişinde yeniden uzatma yetkisi isteniyor. RobinHood zenginden alıp fakire verirdi. KKM ise sokaktaki vatandaştan alıp zengine veren bir sistem. Vergiyle yorulmasın isteniyor. İktidarın önceliği net. Bizim önceliğimiz de net: orta direğin, emeğiyle çalışıp kazanan vatandaşımızın sırtındaki vergi yükünü indirmek”
Dalgın, altıncı başlıkta Ankara’dan İstanbul’a taşınan BDDK personeline hayat masrafı tazminatı verilmesini değerlendirerek “Şunu net ifade edeyim: mesele taşınan personelin özlük hakları değil. Asıl mesele, şehirlerimiz arasındaki yaşama maliyeti farkının neden herkes için dikkate alınmadığı. Mesela, haftaya asgari ücret müzakereleri başlayacak. Madem şehirlerimiz arasında yaşama maliyeti çok farklı, asgari ücreti de farklı şehirler için farklı seviyelerde belirlemeyi düşünüyor musunuz?” dedi.
Mali müşavirlerin tepkilerini gündeme getiren Burak Dalgın, “TÜRMOB başta, mali müşavirlerimiz isyanda. Bu arkadaşlarımız ekonominin kayıt altına alınmasında ve vergilerin toplanmasında büyük rol oynuyorlar. Torba kanunun 30, 32 ve 33. maddelerinde önerilen KDV’ye dair değişikliklerde kendilerinden de reel sektörden de fikir alınmadığını söylüyorlar. KDV 2 beyannamesinin beyan tarihinin erkene çekilmesini uygulanabilir bulmuyorlar. Bu durumun maliye sisteminde aksamalara yol açabileceği ve bazı firmaları kayıt dışılığa sevk edebileceği konusunda ikazda bulunuyorlar. Ayrıca, yapılması planlanan değişiklerin KDV Kanununa aykırılığını vurguluyorlar.” ifadelerini kullandı.
Hibya Haber Ajansı