enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
14°C
İstanbul
14°C
Az Bulutlu
Pazartesi Hafif Yağmurlu
13°C
Salı Çok Bulutlu
12°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
11°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
12°C

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Yassıada Mahkemesi Yargılanıyor’ programında konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Yassıada Mahkemesi Yargılanıyor’ programında konuştu
A+
A-

Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Özellikle ifade etmek istiyorum, bu anlamlı programa öncülük eden İstanbul 2 Nolu Baromuzu tebrik ediyor, adaletin tecellisi yolunda gösterdikleri samimi çabalarda avukatlarımıza Rabbimden başarılar diliyorum. Sözlerimin hemen başında isimleri milletimizin hafızasına şehit olarak yazılan Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu’yu bir kez daha rahmetle şükranla yad ediyorum. Rabbim mekanlarını cennet eylesin.

Darbe sonrasında kurdukları düzmece mahkemelerle şu an üzerinde bulunduğumuz yeri bir zulüm ve utanç adasına çevirenleri de burada lanetle nefretle anıyorum.

Menderes’i ve arkadaşlarını darağacına gönderenlerin alınlarına çaldıkları o kara leke değil, 62 yıl 600 yıl geçse de hiçbir zaman temizlenmiyor. Merhum Menderes ve arkadaşları, Yassıada zulmüne imza atanı asla affetmeyecektir. Nitekim darbe mahkemelerinin aldığı gayrimeşru kararlar sebebiyle Yassıada milletimiz tarafından yıllarca yaslı ada olarak adlandırılmıştır.

Aylar boyunca burada milletin gözü önünde işlenen hukuk cinayetleri insanımızı zihninde ve kalbinde çok derin yaralar açmıştır. 27 Mayıs darbesinin failleri de bu adanın seçilmişler için bir uyarı. Daha doğrusu bir tehdit kaynağı olarak hafızalara kazınmasını istemişlerdir. Türk demokrasisine ilk hançer saplandı. 27 Mayıs’tan beri yassıada demokrasinin kılıcı gibi milli iradenin tepesinde sallanmaya devam etti.

Ülkesi ve milleti için aşkla çalışan eser ve hizmet üreten siyasetçiler kimi zaman emperyalist güçler kimi zaman darbeciler kimi zaman da vesayeti sözcülüğünü yapan medya aracılığıyla yassıada ile Menderes ve arkadaşlarının acı akıbeti ile tehdit edildi.

Menderes’in idam sehpasındaki içimizi kanatan o fotoğrafı siyasetçilere ayar vermek için sürekli gündemde tutuldu.

Yassıada’nın karanlık gölgesi on yıllar boyunca sivil siyasetin üzerinden hiç kalkmadı. Büyük ve güçlü Türkiye hedefi ile yola revan olduğumuzda o fotoğraf bizim de önümüze konuldu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan itibaren millet iradesine çöreklenmiş çevrelerin tehditlerine maruz kaldı. 27 Nisan bildirisinden cumhuriyet mitinglerine gezi olaylarından 17/25 Aralık yargı emniyet darbe girişimi ne kadar o fotoğraf üzerinden pek çok kez sindirilmek istedik.

Sonu Menderes’e benzemesi diyerek aba altından sopa gösteren siyasettin müsveddelerini gördük.

PKK’sından FETÖ’suna marjinal sol örgütlere kadar…. Ellerinin altında ne kadar yılan ne kadar hain varsa hepsini üstümüze saldırdılar.

Bunların hiçbirine eyvallah etmedik. Az önce de ifade edildi kefenimizi giyerek çıktığımız bu kutlu yolculukta  tehditlere şantajlara asla  boyun eğmedik.

15 Temmuz’da 15 dakika daha kalmış olsaydık bu kardeşiniz belki bugün burada yoktu.

Telefonla yaptığımız anonsla elhamdülillah on binler Atatürk Havalimanı’na geldi. Bay Kemal ise FETÖ terör örgütünün oradaki düzenlemesi ile tankların arasından kaçarak Bakırköy Belediyesi ne gitti.

Biz milletimizde birlikte tarihin en büyük demokrasi zaferlerinden birisi ne zat cevap verin başındaki saat milletin şanlı direnişini az önce de ifade ettiğim gibi televizyon karşısında keyif kahvesi içerek izlerken, biz milli iradeyi milletin emanetini ülkemizin İstiklal ve istikbalini korumak için Erol Olçok gibi yol arkadaşlarımızı Abdullah Tayyip gibi daha 16 yaşındaki körpe delikanlılarımızı darbe gecesinde kaybettik.

15 Temmuz’dan önce ne diyordu tankın üzerine ilk ben çıkarım fakat tankları görünce kuyruğunu kıstırıp kaçan cevap verin başındaki zat a rağmen bu fetö’cü alçakları teslim etmedik.

Bu adam şu anda da aynı mı.? Aynı. İşte açıklamalar yapıyor, açıklamalar aynen 15 Temmuz Müzesi’nin benzer ifadeleri. Değişen hiçbir şey yok. Gerçeklerin er yada geç ortaya çıkacak.

15 Temmuz gecesi millet can derdindeyken Bay Kemal’in tatlı canını kurtarmak adına kimlerle ne tür pazarlıklar yaptığı da hiç aldanmayın ortaya çıkacaktır, onu da göreceğiz.

Elbet gün gelecek gündemde seçim yokken temmuzda başbakan olacağım diye ortalıkta savunanların boyaları da ortaya dökülecektir.

Gelecek FETÖ’cü hainlerin söylemleriyle 15 Temmuz destanı lekelemeye çalışanların yıllarını kimlerin tuttuğu da ortaya konacaktır.

15 Temmuz’da ardına bakmadan kaçan ile fetocularla anlaşıp iktidar hayali kuran muhterisler in hesabını sandıktan muhakkak soracaktım o kaçınılmaz son gelene kadar biz milletimizle birlikte yürümeye devam edeceğiz.

Elhamdülillah Yassıada, Yaslı Ada ardından da Demokrasi ve Özgürlükler Adası oldu.

Hukuk fakültesi öğrencilerinin stajlarını burada çok farklı bir şekilde yapmalarını arzu ediyoruz.

Biraz sonra yargılama salonunu da göreceksiniz ve buralarda bu yargılamaların nasıl yapıldığını bizzat göreceksiniz.

Yaslı Adayı tam 2 sene önce Demokrasi ve Özgürlükler Adası haline getirerek yeni bir hüviyete ve görünüme kavuşturduk. Attığımız bu adımla milli irade uğruna can veren kahramanların hatırasına sahip çıkma yanında demokrasimizi de ağır bir yükten kurtarmış oldu.

Demokrasi ve Özgürlükler Adası haline getirdiler. Adeta 60 yıl boyunca yas tutan gözyaşı döken bu adayı milletimizin darbecilere karşı zaferinin yeni bir sembolü haline dönüştürdük. 62 sene önce hukuk katliamlarının işlendiği bu adada artık Türkiye’yi adalette ileriye taşıyan etkinlikler düzenleniyor. Tabii biz bunu yeterli görmüyoruz.

Burayı çok daha etkin kullanacak, milletimizin iradesini korumak uğruna verdiği mücadelenin nişanesi olarak nesilden nesile aktarılmasını sağlayacağız. Çanakkale Şehitlerimiz gibi burasını da evlatlarımızın tarih ve demokrasi şuuru kazandıkları bir ziyaret ve haline getireceğiz. Bugünkü anma programınızı bu yönde atılmış değerli bir adım olarak görüyor emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum.

Türkiye’nin 70 yılı aşan sancılı meşakkatli demokrasi yolculuğu bunun en müşahhas örneği 27 Mayıs Darbesi milli irade anti demokratik yollarla müdahale zincirinin ilk halkasını teşkil etmiştir. Daha sonra neredeyse her 10 yılda bir tekrarlanan vesayet girişimleri ile demokrasimiz kesintiye uğramış sivil siyaset kan kaybetmiştir. Türkiye ekonomik siyasi diplomatik hukuki bakımdan ağır zararlar veren her hadise ülkemizin kaynaklarının heba olmasına da maalesef yol açmıştır.

Bizimle aynı şartlarda kalkınma hamlesine başlayan ülkeler kısa sürede büyük mesafeler alırken Türkiye bu yarışta ne yazık ki birileri düşmüştür. Bunlardan bir tanesi bir Güney Kore ve Güney Kore bizimle birlikte bu yarışa girmişken dizi sollayıp geçti.  1971 muhtırası insanımızı tüp şeker gazyağı kuyruklarına mahkum etmiştir.

1980 Darbesi ülkemizin savunma ve enerji hamlelerinin rafa kaldırılmasına sebep olmuştur.28 Şubat Postmodern müdahalesinin Türkiye’ye ekonomik faturası kimi hesaplamalara göre 400 milyar doları bulmaktadır.

Bankaların battığı kamu kaynaklarının hortumlandı gecelik faizlerin yüzde 750’leri bulduğu 2001 krizi 28 Şubat müdahalesinin en acı sonuçlarından biri olmuştur Bay Kemal.!

Bay Kemal,  öğrenmen lazım artık şu çıraklık dönemini de bitir terfi et.

Krizle birlikte Türkiye sadece siyasi bir istikrarsızlığa sürüklenmiş IMF komiserlerinin ve onlara çantacılık yapan çapsızların elinde ekonomik bağımsızlığına da hale getirmiştir. Ülkemizi tapulu malı gibi gören seçkin zümre krizden ne mal alırken iftçisinden sanayicisine memurundan emeklisine işçisinden ev hanımına kadar on milyonlarca insanımız bir gecede fakirleşmiştir.

Darbelerin yıkıcı etkisi elbette sadece ekonomi ile sınırlı kalmamıştır.Asıl tarihi  adalet sistemimizde ve milletimizin siyaset kurumuna olan güveni de sarsılmıştır.

Darbecilerin karşısında selam duran hukuksuz kararlara özellikle imza atan adaletin tecellisi yerine vesayet şeylerin sopası olarak görev üstlenen yargı milletimizin nazarında en büyük zararı maalesef kendi itibarını vermiştir.

Yargımız yaşadığı bu itibar kaybını ancak 15 Temmuz gecesi sergilediği destansı duruşla telafi edilmiştir.

Bay Kemal’in geçen akşam söylediğinden farkı var mı.? Aynı değil mi.? 150 bin lira ceza ardından şimdi 100 bin lira da şimdi bana düşen, ben de dedim ki bu 150 + 100 bini TÜRGEV ve Ensar Vakfı’na verin. Hiç olmazsa Bay Kemal’in birkaç kuruşu buralara nasip olsun.

Milli iradeye yönelik antidemokratik teşebbüslerin bir diğer kaybeden sivil siyaset günlük çıkarları için darbe çığırtkanlığı yapan kimi siyasetçiler en az ve saatçiler en az cuntacılar kadar darbe günahına ortak olmuşlardır.

Milletin teveccühüne mazhar olamayacağını anlayan kifayetsizler iktidara giden yolu darbecilere koltuk değnekli yapmakta görmüşlerdir.

27 Mayıs 1960 Darbesi’ne giden süreç bunun çarpıcı örnekleri ile doludur uzun yıllar tek parti faşizminin ağır baskısı altında inim inim inleyen milletimizin Menderes ve arkadaşlarına gösterdiği büyük teveccühü bir türlü edilememiştir.

Türkiye 1950 seçimleri ile birlikte cumhuriyet tarihinde ilk kez hizmetle eserle doğrudan insanımızın hayatına dokunan yatırımlarla tanışmıştır. Camilerin kapısına vurulan kilit Menderes’le birlikte kırılmıştır.

İlim ve irfan yuvaları olan imam hatip okulları onun döneminde açıldı. Bugün bile meyvelerini topladığımız pek çok kalkınma hamlesinin altında Demokrat Parti’nin imzası alınteri ve gayreti vardır.

Merhum Menderes sadece millete ve memlekete hizmetleri ile değil aynı zamanda dürüstlüğüyle çalışkanlığıyla halka yakınlığı ile öne çıkmıştır.

Milletimiz Menderes’i olan sevgisini 1950’den itibaren girdiği tüm seçimlerde partisini sandıktan bir parti çıkartarak fiilen göstermiştir. 1954 ve 1957’de yapılan genel seçimler CHP’nin tüm ayak oyunlarına rağmen Demokrat Parti’nin kesin zaferiyle sonuçlandı. Milletin ve memleketin kazandığı bu sürecin tek mutsuzu ülkeyi kendi tapulu mülkü gibi gören faşist CHP zihniyetinedir.

CHP yönetimi iktidara giden yolu sandık dışı yollarla, Türkiye 1957 seçimleri ile beraber merkezinde yalanın kışkırtmanın iftiranın provokasyonun bulunduğu yeni bir siyaset tarzı ile tanıştı.

27 Mayıs’a kadar dozu sürekli artırılan bu kirli siyasetin hedefi ordumuzu kışkırtarak askeri müdahaleye ortam hazırlamak Menderes ve arkadaşları, CHP’ye yakın basın yayın organları tarafından yalan olduğu bilinen haberlerle yıpratılmaya çalışıldı.

O günkü gazete haberlerine şöyle bir göz gezdirmek bile bu sınır tanımaz iftira furyasının ulaştığı vahim boyutları görmek için yeterlidir.

Fatin Rüştü Zorlu’nun Avrupa’da bindiği arabanın altınla kapladığından yüzlerce öğrencinin cesetlerinin kıyma makinesinden geçirdiğini Hasan polatkan’ın zimmetinde 4 milyon lira çıktığından Menderes ve bayanın az önce ifade ettiğim o belgeyi gösterdim. 12 uçak dolusu altın ve parayı kaçırdıkları ne kadar yüzlerce deli saçması iftira darbeciler tarafından hazırlanıp CHP yönetimi tarafından dinlendirilmiş yayılmıştır.

Dönemin CHP Genel Başkanı ordumuz başta olmak üzere görevler üzerinden baskı kurarak devleti işlemez hizmet üretemez hale getirmeye çalışmıştır.

Milletin iradesine ve tercihlerine yönelik düşmanlığın işareti olan bu siyaset tarzı aradan geçen 62 yıla rağmen halen sürdürülmektedir. CHP Genel Merkezi tıpkı 27 Mayıs arefesinde olduğu gibi bugünde iftiranın yalanın kışkırtmanın merkezi konumundadır, siyaset üreteme devam etmektedir.

Bugün de fitne üretmenin nifak üretmenin yılan dilleri ile siyaseti zehirlemenin çabası içerisindeler mevcut genel başkanın elinde siyasi ahlak yoksullarının cirit attığı FETÖ’den ne kadar terör örgütlerinin bulduğu bir provokasyon üstüne dönüşmüştür bizzat başındaki zaten dinlendi siyaseti 27 Mayıs öncesi uyguladıkları siyaset tarzının yeni bir sürümünden ibadettir.

Siyaset tarzının yeniden sahnelenmesine hatta izin vermeyeceğiz. 27 Mayıs’ın yıldönümünde Türkiye Cumhurbaşkanı ve Türkiye’nin en büyük siyasi partisinin genel başkanı olarak şu ikazı yapmak istiyorum. Buradan Batılı efendilerinin kulaklarına fısıldadı şifrelerle iktidar serab-ı gören kifayetsizlere sesleniyorum. Buradan meşru zeminde sivil siyaset yapmak yerine demokrasimize pusu kurmaya niyetlenen sırtlanlara sesleniyorum. Siyaset mühendislikleri ile milletimizin iradesini yönlendirmeye çalışan dikta heveslerine sesleniyorum herkes bilsin ki Türkiye demokratik bir hukuk devletidir.

Türkiye ekonomisi ile dış politikasıyla vizyonuyla ufku ile tarihi ile en önemlisi de 85 milyon insanıyla güçlü bir devlet milletin çelikten iradesine kimse zincir vuramaz.

Türk demokrasisinin altını kimse koyamaz bu milletin hakkını hukukunu hiç kimse bu millete hizmet edenlerin kızına kimse dokunamaz. Ebedi ve ezeli kardeşliğimizi hiçbir sinsi senaryo bozamaz bozmayacak. Sandık dışında yol arayanlar daha şimdiden 2023 seçimlerine gölge düşürmeye çalışanlar akıllarını başlarına toplamalıdır. Bu ülkede bir daha asla yazsa adaların kurulmasına müsaade etmeyeceğiz.

Demokrasi ve Mzgürlükler Adası ülkemizin istikrarsızlık bataklığa sürüklenmesine sokak terörüyle baskıyla tehditle seti işte milletimizin tercihlerine ipotek konulmasına asla rıza göstermeyiz. Terör örgütlerine ülkeyi teslim edecek hiçbir pazarlığın hayata geçirilmesine seyirci kalmayız. Bu aziz millete 27 Mayıs vari acıları da siyasetin zayıflatılması ile ortaya çıkan istikrarsızlığı da terör örgütleri kullanarak yol açılan güvensizliği istiklalimiz e gölge düşüren mandacılık heveslerini de bir daha kesinlikle yaşatmayacağız.

Çok açık ve net söylüyorum, gazete manşetleri ile siyasete ayar verildiği günler artık geride kalmıştır. Terörle şantajda baskıyla siyasetin yönlendirildiği günler geride kalmıştır. 15 Temmuz’da beraber artık bu ülkede anti demokratik yöntemlerle iktidara gelmek kapıları bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Yok altılı masaymış yok yedili masaymış ya ne yaparsanız yapın. Bu masalar sizin için bir hayat göstergesi olmayacak. Göstergesi niyettir millet bunu öğreneceksin.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye siyasi ve sosyal kaosa sürükleme niyetleri tamamen rafa kaldırılmıştır. 2023’e giden kritik süreçte başta muhalefet partileri olmak üzere herkes sorumlu davranmalı sorumlu siyaset yapmalı. Basiretle hareket etmelidir. 15 Temmuz gecesi 251 insanımızın şehadete yürüdü o geceyi unutmayız unutturmayız ve onun bedelini de ödetmeye kesin sözümüz var  bunu da böyle bilesin. 2000’i aşkın gazimizi biz onları unutmayız ve unutturmayız.

Biz şu anda Irak’ın kuzeyinde aynı şekilde Barış Pınarı’nda tüm buralarda da sınırlarımızın 30 kilometre güneyinde yine terörle mücadelemizi sürdürüyoruz.

Biz sessiz çoğunluğun sesi olacağız dedik ve sessiz çoğunluğun sesi ol inancına ve değerlerine yönelik saldırılar karşısında ki vakur duruşunu kimse yanlış yorumlamamalıdır.

Son söz olarak diyorum ki Demokrasi ve Özgürlükler Adası ndan sesleniyor, aklınızı başınıza alın ülkemize ve milletimize ihanet derecesine varan söylemlerin izi ruhlarınızı davranışlarınızı provakasyonlarınızı artık bir kenara bırakın. Hayırda yarışacaksanız eserde hizmette projede yarışacaksanız, biz sonuna kadar varız ama şehrinizi sürdürecek çirkefliği devam edecek iftira hakaret ve tehdit yoluyla insanları sindirmeye çalışacaksınız, bu bizim yolumuz bu bizim yöntemimiz bu bizim ahlakımız değildir.

Sizi milletimizin ferasetine Havale ediyoruz biz siz kuklalarla değil, sizin istediğinizi elinde tutan efendilerimiz de mücadele ediyoruz.

Tüm 2 Nolu Baro üyesi arkadaşlarıma sesleniyorum daha çok çalışacaksınız ve bu sayıyı şöyle ileri ileri ileri yükseltecek. Siz ve geçmişte bu baronun durumunun ne olduğunu gayet iyi biliyorsun değil mi.? Şimdi ise artık 2 Nolu Baro 1 Nolu Baro’nun yerine geçmelidir.

Bunun adımını da atmanız gerek işte bana her noktada 2023 diyoruz. İşte bunun için 2053 diyoruz. İşte bunun için 2071 diyoruz. Küresel dalgalanmaların yol açtığı ekonomik sıkıntıları siyasi ajandaların kaldıracı haline getirmeye çalışanların heveslerini kursaklarında bırakmak istiyoruz.

Bu duygularla bir kez daha 27 Mayıs darbecilerin kurduğu dar ağaçlarında son nefeslerini veren şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Atatürk Kültür Merkezi’nde üstadın anısına yapılmış toplantıya katıldık ve yağlı urganlarla üstadın eserlerinin orada nasıl ipe çekildiğini gördük.”

Hibya Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.