Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Değerli dava ve yol arkadaşlarım, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün burada bir araya gelmemize vesile olan İstanbul İl Teşkilatımıza teşekkür ediyorum. Bizim esnaflarımızla bilhassa da şoför kardeşlerimizle muhabbetimizi bilen bilir. Aramızda ayrı gayrı yoktur. Kimi zaman böyle salon toplantılarında, kimi zaman taksi dolmuş duraklarında, kimi zaman trafikte denk geldiğimizde sizlerle selamlaşırız. Bu temaslarımızda sohbetimizi yapar, karşılıklı muhabbetimizi ifade eder sonra da yolumuza devam ederiz.
Geçtiğimiz günlerde yolda giderken bir şoför esnafımızın ekmek teknesinin arkasında şöyle bir yazı gördüm. ‘Çekemeyen anten taksın.’ Bizim bu muhabbetimizi, sevgimizi çekemeyen de anten taksın mı? Gerçi onlar sandıktan çıkan en açık mesajları bile alamayacak hatta tam tersine çevirmeye çalışacak kadar ülkelerinden ve gerçeklikten kopmuş durumda. Bunlara anten de fayda etmez. Onun için uzaya İMECE uydumuzu gönderdik. Belki oradan alacakları sinyallerin uyanıp hakikatleri görmelerine bir faydası olur. Tabii onların ne yaptığı, hangi kirli pazarlıkların kavgaların, hangi ayak oyunlarının içinde olduğu bizi ilgilendirmiyor. Biz işimize bakıyoruz.
Milletimiz 14 Mayıs’ta sandık başına gidip iradesini beyan etti. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çoğunluğu 322 milletvekili ile Cumhur İttifakı’na vererek yasamada nasıl bir tablo istediğini gösterdi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde en yakın rakibimize 2 milyon 520 bin fark atmamıza, yüzde 49,50 oy almamıza rağmen sistemin yüzde 50+1 oy şartı sebebiyle iş ikinci tura kaldı. Milletimizin bu iradesinin de başımızın üzerinde yeri var. Allah’ın izniyle ikinci turda rekor bir oy ve oranla milletimizin bize cumhurbaşkanlığı görevini tekrar 5 yıllığına tevdi edeceğine inanıyoruz.
Bunun için şimdiden ülkemize kazandırdığımız eserlerin yarım kalmaması için neler yapacağımıza bakıyoruz. Milletimizin dertlerini, sıkıntılarını, sorunlarını çözecek hizmetleri daha da ileriye taşımak için neler yapacağımıza bakıyoruz. Türkiye’nin gölgesinde ve bölgesindeki dünyadaki gücünü artırmak için hangi araçları kullanabileceğimize, hangi ilişkileri harekete geçirebileceğimize bakıyoruz.
Biz sadece ve sadece milletimizin emrindeyiz, onun hizmetkarıyız. Biz bunlar gibi talimatı Kandil’den almıyoruz. Biz karanlık odalarda terör örgütünün uzantılarıyla pazarlığa girmiyoruz. Biz Rabbimize sığınıyoruz ve milletimizden talimatı alıyoruz. Şu anda biz sadece ve sadece ülkemize eser kazandırmanın peşindeyiz. Milletimizin her kesiminin sıkıntılarını çözmek, taleplerine cevap vermek, beklentilerini hayata geçirmek için gece gündüz çalışıyoruz.
Kılıçdaroğlu’nun el ele, kol kola olduğu o teröristler sebebiyle Gabar petrolü yıllarca çıkarılamamıştır. Gabar’da bulduğumuz petrolü yeni keşiflerle zenginleştirip belli bir seviyeye getirdiğimizde de akaryakıtta da aynısını yapacağız. Vergileri düşürerek esnafımıza ve çiftçimize özel sübvansiyonlar yaparak insanımızı rahatlatacağız.
Asgari ücretten, memur ve emekli maaşlarına kadar her konuda benzer adımlar atıyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı milletimizin sırtına yeni yükler bindirerek değil, milletimizin yükünü hafifleterek inşa edeceğiz. Değerli kardeşlerim her zaman olduğu gibi Türkiye Yüzyılı’nın inşa mücadelemizde de en büyük desteği aldığımız kesimlerin başında sizler geliyorsunuz.
Ülkemizin araç stokunun önemli bir kısmını yenilerken en çok da ticari araçlara erişimi kolaylaştırmaya ehemmiyet verdik. Bugün de Halk Bank vasıtasıyla 1,5 milyon liraya kadar hazine destekli taşıt kredisiyle yanınızda yer alıyoruz. Sadece geçtiğimiz yıl esnaflarımız için 150 milyar lira tutarında destek paketleri hazırladık. Böylece yaklaşık 400 bin esnafımızı 146 milyar liralık krediyle destekledik. Esnafımızın talepleri doğrultusunda geçtiğimiz günlerde yaklaşık 7 yıl sonra bir kez daha ticari araçlara ÖTV’siz yenileme imkanı getirdik.
Kazancı basit usulde vergilendirilen esnafımızı gelir vergisinin dışında tutarak taksicilerimizin de aralarında olduğu 850 bin esnafımıza çok önemli bir kolaylık sağladık. Yine geçtiğimiz günlerde esnafımızın en büyük sıkıntılarından biri olan emeklilikteki prim gün sayısı adaletsizliğini giderme sözü verdik. Buna göre küçük esnafımızın emeklilik için gereken prim gün sayısını 9 binden 7 bin 200’e indirdik. Belediye meclis kurulumuz vasıtasıyla İstanbul’daki halk otobüsü işletmecilerimizin tüm taleplerini karşıladık.
Gençlerimizin kendi işlerini kurmalarını teşvik etmek amacıyla yıllık 150 bin liraya kadar olan kazançlarından vergi almıyor, sigorta primlerini de ödüyoruz. Gördüğünüz gibi biz bazıları gibi sözümüzü havaya söylemiyoruz, ne dersek onu yapıyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde daha nice güzel haberlerle, müjdelerle sizlerle birlikte olmaya devam edeceğiz.
Vesayetin kirli senaryolarıyla mücadele ederken de samimiydik. Ülkemize asırlık demokrasi ve kalkınma hamlelerini yaşatırken yine samimiydik. FETÖ’cü hainlerin sonradan bizzat kendi kullandıkları kişilerin de ikrarıyla montaj olduğu kesinleşen kumpaslarına karşı yine samimiydik. Terör örgütlerinin kanlı saldırılarına karşı mücadele ederken bu meseleyi suhuletle bitirmek için çözüm yolları ararken de samimiydik. 15 Temmuz’da tankların, uçakların, helikopterlerin bombalarına meydan okurken de samimiydik.
Türkiye’nin 14 Mayıs seçimleri çok partili siyasi hayatımızdaki en önemli sınamalardan biri olmuştur. Ülkemiz, çok uzun bir aradan sonra ilk defa iki ittifaklı, iki adaylı bir seçim yaşadı. Cumhur İttifakı ile CHP’nin öncülüğündeki koalisyon masası ittifakının nasıl ortaya çıktığını herhalde anlatmaya gerek yok. Karşımızdaki adaya kimlerin destek verdiğini, kimlerin yol verdiğini sizler çok iyi biliyorsunuz. Buna rağmen 2 milyon 520 bin farkla geride kalınca nasıl zıvanadan çıktıklarını, sağa sola nasıl tehditler savurduklarını hep birlikte gördük.
Depremzede vatandaşlarıma hakaret ederek siyaset olmaz. Bu cumartesi, pazar ve haftaya salı altı tane deprem ilini ziyaret edeceğim. Bunların yaptıklarını gördünüz. Sosyal medyada yürütülen ahlaksız, vicdansız, insanlık dışı kampanyaları saymıyorum bile. CHP’li belediyeler ve bu partiyle irtibatlı sivil toplum kuruluşları, depremzedelere yaptıkları yardımları kesmekten, çadırları toplamaya kaldıkları yerlerden onları çıkarmaya kadar her türlü rezilliği sergiliyorlar.
Tekirdağ’da kaldıkları oteli boşalttırdılar. Bu ne vicdansızlıktır. Daha düne kadar depremzedelerimize bedava ev vaat ediyorlardı, bugün insanlarımızı kapı dışarı ediyorlar. Suçüstü yakalanınca da hemen işi başka taraflara çekip kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Düşünün ki bunlar daha kaybettikleri bir seçimde böylesine bir hırsla sağa sola saldırıyor. Allah muhafaza seçim sonucu tam tersi çıksaydı neler yaparlardı düşünmek bile istemiyorum
Tek ölçümüz, bu milletin her bir ferdinin birinci sınıf vatandaşımız olarak birinci sınıf hizmete layık bulunduğuydu. Hamd olsun hiç kimse vatanın tek bir karış toprağında aksi bir örneği önümüze getiremez. Çünkü biz bu milleti Allah için seviyoruz.”
Hibya Haber Ajansı