Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Sözlerimin hemen başında dün Kırklareli ve İstanbul’da yaşanan sellerde hayatını kaybeden kardeşlerime Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. İçişleri Bakanlığımız, AFAD’ımız, valiliklerimiz ve diğer kurumlarımız su baskınlarından olumsuz etkilenen insanlarımızın sıkıntılarının giderilmesi için yoğun bir şekilde çalışıyor. Buradan her iki şehrimizde de özellikle ebediyete uğurladığımız vatandaşlarımıza rahmet dilerken ailelerine sabırlar, milletimizin başı sağ olsun diyorum.
Biraz sonra genel hatlarıyla paylaşacağımız Orta Vadeli Programı’n ülkemiz, milletimiz ve ekonomimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Programın hazırlanmasında emeği geçen herkesi, Cumhurbaşkanı Yardımcımızla birlikte tüm bakanlıklarımızı, kurumlarımızı, sivil toplum kurulumlarımızı özellikle bu konuda teşekkür ediyor, kendilerini tebrik ediyorum.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Türkiye’nin başta yönetimde istikrar olmak üzere nasıl büyük kazanımlar elde ettiğini, her gün çok daha iyi görüyor ve idrak ediyoruz.
Seçimlerin üzerinden henüz bir hafta bile geçmeden kabinemizi açıkladık. Ekonomideki kurmay kadromuzu kurduk. Ülkemize ve milletimize hizmet yolculuğumuza kaldığımız yerden süratle yeniden başladık.
Yakın coğrafyamızda savaşların ve çatışmaların devam ettiği, küresel ekonomideki olumsuzlukların çeşitlenerek sürdüğü, Afrika kıtasının yeni siyasi krizlere sürüklendiği, dünyada hemen hiçbir ülkenin önünü net olarak göremediği hasılı mevcut belirsizliklere yenilerinin eklendiği zor bir denklemde riskleri başarıyla yöneterek krizleri ülkemiz için fırsata çevirmeye çalışıyoruz. Muhalefetin de artık birbiriyle didişmeyi bırakarak, yapıcı eleştirileriyle millet adına denetim görevini yerine getirmesini temenni ediyoruz.
Siyaseti de ikbal vasıtası olarak değil, millete hizmet aracı olarak görüyoruz. Hiç kimseye ve hiçbir fikre önyargıyla yaklaşmıyoruz.
Ekonomiyle ilgili planlarımızda 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ilimizde yaşayan 14 milyon insanımızı etkileyen depremi asla göz ardı etmiyoruz. Ülkemiz ekonomisine maliyeti 104 milyar dolara bulan deprem felaketi yükümüzü ağırlaştırmakta, mücadelemizi daha da zorlaştırmaktadır.
2023 yılının ilk yarısında yüzde 3,9 oranında büyüme kaydederek, büyüme performansımızı kesintisiz 12 çeyreğe çıkardık. Yıllık bazda ise 13 yıldır aralıksız büyüyoruz. Çeyreklik büyüme performansı ile OECD üyesi ülkeler içinde pozitif ayrışmıştır. Yine bu dönemde ekonomimizi yıllıklandırılmış olarak ilk kez 1 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklüğe ulaştırmayı başardık. Böylece depremin iktisadi faaliyetler üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlı kalmasını temin ettik.
Yılın ilk 6 ayında emekliliğe hak kazanma koşullarına yönelik düzenlemeler ve depremin olumsuz etkilerine rağmen net 220 bin istihdam artışı sağladık. Dünyada son 60-70 yılın zirvelerine çıkan enflasyon doğal olarak bizim de sorunumuzdur. Enflasyonla mücadelede başta doğalgaz olmak üzere enerji fiyatlarında hayata geçirdiğimiz sübvansiyonlar ve kira artışlarına tavan fiyatı uygulamamızın yanı sıra bir takım ilave tedbirleri aldık.
Merkez Bankası rezervlerimiz aynı şekilde 117,3 milyar dolar seviyesindeki güçlü seyrini sürdürüyor. Sermaye piyasalarımızın hem arz hem de talep tarafında gelişimi devam ediyor. Hane halkı borçluluğunda ülkemiz, gelişmekte olan ülke ortalamalarına göre oldukça düşük bir riskliliğe sahiptir.
Karşı karşıya olduğumuz çeşitli zorluklara rağmen hedeflerimize ulaşma noktasında en küçük bir şüphemiz yoktur. Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Strateji ve Bütçe Başkanlığımız ile Hazine ve Maliye Bakanlığımızın koordinasyonunda katılımcı bir anlayışla hazırlanan Orta Vadeli Program işte bu mücadelemizde bizlere destek verecektir.
Program aynı zamanda 2024-2026 döneminde Türk ekonomisi için kapsamlı bir yol haritası teşkil edecektir. Orta Vadeli Program ile Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ekonomik perspektifle de yerli ve yabancı yatırımcılarla paylaşmış oluyoruz. İş dünyamızın ve tüm kesimleriyle toplumuzun destekleriyle Orta Vadeli Programın ülkemiz ekonomisine en üst düzeyde katkı sağlamasını diliyorum. Hükümet olarak Orta Vadeli Programa desteğimizin tam olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum.
Önceki dönemden farklı olarak yeni programda yapısal dönüşümlere özel bir başlık açtık. Temel konuları bir takvim ile programın önemli bir parçasına dönüştürdük. Büyüme ve ticaretten fiyat istikrarı ve finansal istikrara, beşeri sermaye ve istihdamdan yeşil ve dijital dönüşüme, afet yönetiminden kamu maliyesiyle iş ve yatırım ortamına yedi temel alanda öncelikli reform adımlarını belirledik.
Program döneminde ekonomik büyümeden kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Yüksek katma değerli yatırımların önünü açarak ve finansmanını kolaylaştırarak sağlıklı ve kaliteli bir büyüme sağlayacağız. Bununla birlikte sıkı para politikasının da desteğiyle enflasyonu yeniden tek haneye düşürecek, cari işlemler dengesini iyileştireceğiz.
6 Şubat depremlerinin yaralarının en kısa sürede sarılması, gündemimizin ilk sırasında yer almaktadır.
Programın ilk yılında tüm kaynaklarımızı deprem bölgesinin yeniden inşa ve ihyasına göre tahsis ettik. Ek bütçe ile bölgeye 762 milyar lirayı ayırmıştık. 2024 yılında deprem bölgesi için 1 trilyon liralık kaynak ayıracağız. Program döneminin tamamında yaklaşık 3 trilyon lira kaynak, deprem bölgesi için kullanılmış olacaktır. Bu kaynakla afetzedelerimizin konut ihtiyacını hızla giderirken zarar gören tarım ve sanayi alanlarıyla tüm altyapı ayağa kalkacaktır.
Depremin sebep olduğu tahribatı ortadan kaldırırken dengeli bir ekonomik büyüme ile istihdamı artırmak, enflasyonu tek haneye dönüştürerek gelir dağılımını iyileştirmek önceliğimizdir. Bu 3 yıllık dönemde enflasyonla mücadele sürecini destekleyici bir çerçevede ekonomik büyümede dengelenmeyi, yüksek katma değerli özel sektör yatırımlarının öncülüğünde ortalama yüzde 4,5 oranında büyümeyi hedefliyoruz. Yaşadığımız afete ve diğer olumsuz şartlara rağmen yüzde 3 civarında beklenen dünya ortalamasının üzerinde büyümeye devam edeceğiz.
Dönem sonunda tarihimizde ilk kez 1,3 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklük ve 14 bin 855 dolara çıkan fert başına milli gelir ile yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmeyi öngörüyoruz. Program döneminde para, maliye ve gelirler politikalarını tüm araçlarıyla uygulayarak enflasyonu artıran yapısal unsurları da ortadan kaldıracağız.
İnşallah Hindistan’da yapılacak olan G-20 toplantısı işte bütün bu konuları ele aldığımız, bunları orada da işleyeceğimiz önemli başlıklar olacak. Böylece tıpkı daha önce olduğu gibi yine orta vadede tek haneli enflasyon rakamına ulaşacağız.
Program döneminde istihdamın yıllık ortalama 909 bin kişi, toplamda da 2,7 milyon kişi artmasını ve işsizlik oranının program dönemi sonunda tek haneli rakamlarda gerçekleşmesini hedefliyoruz.
İhracatı 300 milyar doların, turizm gelirlerini 70 milyar doların üzerine çıkartarak, mal ve hizmet ihracatı gelirlerimizi tarihi seviyelere ulaştıracağız.
Orta Vadeli Programda uygulayacağımız politika sepetiyle, enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden kaldıracağız.
Kur Korumalı Mevduatlarımızın kur istikrarının pekiştiği bir zeminde, Türk Lirası mevduatlara dönüşmesinin yolunu açacağız. Kamu yatırım projelerini gözden geçirerek, ekonomiye hızla kazandırılabilecek projelere öncelik vereceğiz.
Avrupa Birliği ile ticaretimize yeni bir boyut kazandırmak üzere Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Bürokratik ve hukuki öngörülebilirliği güçlendirerek, doğrudan yatırımları ülkemize çekmeyi hedefliyoruz. Büyümeye yönelik öngördüğümüz verimlilik artışını özel kesim yatırımları ve yapısal reformlarla sağlayacağız.
Kuracağımız Aile ve Gençlik Bankası ile aile yapımızı güçlendirirken, gençlerimizin istihdamını ve girişimciliğini çeşitli kanallarla destekleyeceğiz.
Orman varlığının artırılmasına ve korunmasına yeni yutak alanların oluşturulmasına devam edeceğiz.
Ekim ayında Meclis’e sunacağımız 2053 perspektifi ile hazırladığımız 5 yıllık Kalkınma Planı ve Program dönemini de içeren bir atılım sürecini başlatacağız. Ora Vadeli Programımızın şimdiden ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.”
Hibya Haber Ajansı