Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Evlatlarımızı yetiştirerek ordumuzun saflrarına katılmalarını sağlayan ailelere şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum. Denizcilerimiz Barbaros’ıun izinde Akdeniz’de Ege’de Karadeniz’de ve kendilerine görev verilen her yerde ülkemizin çıkarlarını korumaktadır.
Milli Savunma Üniversitemiz faaliyetine başladığı günden itibaren hem 15 Temmuz’un yol açtığı zaafiyetlerini giderme hem de eğitimin kalitesini yükseltme bakımından çok önemli başarılara imza atmıştır. Denizcilerimiz ülkemizin çıkarlarını korumakta milletin emanetini en yüksekte tutmaktadır. 15 Temmuz ihanetinden en büyük yarayı alan hava kuvvetlerimiz de kısa sürede kendini toparlayarak gökyüzündeki hakimiyetini pekiştirdiler.
Birilerinin sırf ordumuzun insan gücü temin ve eğitim kapasitesine darbe vurmak için çıkardığı fitnelerin nasıl boş olduğunun ispatı işte burada karşımızdaki manzaradır.Harp okullarımızın eğitim sürelerini 5 yıla çıkartarak, eğitim kapsamını genişletip, kalitesini arttırarak nitelikli askeri personel yetiştiriyoruz.
Dünyanın gerisinde kalan bir eğitim sistemiyle değil, önünde giden bir eğitim sistemiyle sadece kendimizin değil, dostlarımızında ihtiyacını karşılıyoruz.
Bizim devlet geleneğimizde ordu milletin değerleriyle teçhiz edilmiş bir kurumdur. Ne zaman ordumuz bu vasıflarından uzaklaştırılmışsa bizim için alarm zilleri başlamış demektir.
Kışla camilerinin kapatılması, asker ailelerine sergilenen ayrımcılık başta olmak üzere bu üzüntü verici gidiş hamdolsun tamamen geçmişte kalmıştır.
Kışla camiilerinin kapatılması ve asker ailelerine yönelik ayrımcılık başta olmak üzere bu üzüntü verici gidiş tamamen geçmişte kalmıştır.
Heybediada’daki tarihi Bahriye Mektebi Camii’ni yeniden ayağa kaldırıyoruz. Bugün mezun olan teğmenlerimizin katılımıyla safları daha da güçlenecek kahraman ordumuzdan yeni zaferlerin müjdelerini alacağız.
1. Dünya Savaşı’nın ardından vatan toprakları paylaşmaya başladığında milletimiz topyekün kıyama kalkmıştı. Mustafa Kemal’in gayretleri milli mücadele ruhunun tüm Anadolu’ya yayılmasını sağlamıştı. Ordumuz 26 Ağustos’ta başladığı hücumunu 30 Ağustos’ta kesin bir zafere dönüştürmüştü.
İstiklal Harbimizin başkomutanı ve Cumhuriyetimizin banisi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm şehit ve gazileri rahmetle yadediyorum. Sultan Alparslan’dan bugüne milletimizin bekası yolunda kan döken, canını feda eden kahramanlarımıza şükranlarımı sunuyorum.
Ülkemizin yaklaşık 40 yılına malolan terör saldırılarında sadece milletimizin değerlerine ve varlığına düşman teröristlerle değil onları üstümüze salanlarla da mücadele ettik.
Ege’de her fırsatta huzursuzluk yapanların sadece maşa olduğunu buluyoruz. Doğu Akdeniz’de kopartılan gürültülerinin gerisindeki karın ağrılarının gayet iyi farkındayız. AB’nin bizimle ne ekonomik ne demokratik standartlarla mukayese edilemeyecek ülkeleri üye yaparken Türkiye’yi kapıda tutanları çok iyi biliyoruz. NATO’nun çok daha hafif gerekçelerle nerelere güç aktardığını gayet iyi biliyoruz.
DEAŞ’la en etkin mücadele eden Türkiye’ye gözlerini ve kulaklarını tıkayanların en yakın şahidi biziz. Teröristlere bilabedel yağdırılan silahlarını bize parasıyla satmayanların farkındayız.
Gazi Mustafa Kemal milletimizle birlikte milli mücadeleyi yürütürken kimi çevreler manda kimi çevreler bir yerlere bağlanma teklifiyle ortada dolaşıyordu. Siyasi, ekonomik, askeri, teknolojik her alanda dünyada ilk sıralara çıkma mücadelesi yürüttüğü şu dönemde benzer heveslerle ortada dolananlar olduğunu görüyoruz.
Milli mücadeleyi bu manda sevdalarına rağmen kazandıysak, bugün de aynı zihniyetlere rağmen Türkiye’yi hedeflerine ulaştıracağız. Artık biz siyasi ve sosyal fay hatları üzerinden kurgulanan senaryolarla istikameti çizilen bir ülke değiliz.
Şimdi yerli silahlanmamız yüzde 80. Bu silahlarımızı, mühimmatımızı, herşeyimizi kendimiz yapar hale geldik. Artık denizlerimizde fırkateynlerimizle dolaşıyoruz. Bunlar bizim kendi ürünlerimiz. İHA’larımızla varız, SİHA’larımızla, AKINCI’larımızla, şimdi GÖKBEY’lerimizle varız. Şimdi artık dünyada bize düşman olanların korkusu belasıyız.
Artık Türkiye gerçekleştirdiği atılımlar sayesinde kendi menfaatlerini savunacak seviyeye gelmiş bir ülkedir. Elbette çözmemiz gereken meselelerimiz var. Hamdolsun bunları çözecek azme ve dirayete sahibiz.
Milletler geçmişlerinden aldıkları güçle geleceklerini inşa ederler. Türk milleti dünyanın en zengin medeniyet birikimlerinden birine sahiptir. Son asırlarda çeşitli sebeplerle bu potansiyeli yeteri kadar kullanamamız gelecekte de devam edeceği anlamına gelmez. Bir olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.
Milletimiz arasında fitne çıkarmaya, kardeşliğimize halel getirmeye çalışanların asıl hedefi ülkemizin 2023 hedefleri, 2053 vizyonudur. Maziden atiye kurduğumuz köprüyü güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz.
Sınırlarımızda teröristlere bedava yağdırılan silahları bize parasıyla satmayanların amaçlarının farkındayız.
Dün, ülkemize ve milletimize karşı husumetini ipini elinde tuttuğu kuklaları vasıtasıyla sergileyenler vardı, bugün de aynı yöntemi izleyenler var.”
Hibya Haber Ajansı