Erdoğan’ın konuşmasından bazı satı başları şöyle:
“İstanbul Medeniyet Üniversitemizin marka değere önemli katkı sağlayacağına inandığım yeni bir eseri daha hizmete sunmak için buradayız. Ziraat Bankamızın desteği ile tamamlanan kütüphanemizin merkezi derslik binasının hayırlı olmasını diliyorum.
İlim ve irfan davamızı dünya çapında en iyi şekilde temsil etmek, üniversite medeniyettir ifadesini hayata geçirmek için samimetle çalışan rektörümüzü ve hocalarımızı tebrik ediyorum. Bugün İstanbul Medeniyet Üniversitesi’ne yeni bir eseri daha hocalarımızın ve öğrencilerimizin hizmetine sunmak için buradayız.
Ülkemizin en büyük üniversite kütüphanesini açıyoruz. halihazırda ülkemizin en büyük kütüphanesi Ankara’daki Beştepe Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içinde yer alan 5 milyon ciltlik kitap kapasitesine sahip Millet Kütüphanesi’dir. Buranın da haftanın her günü 24 saat açık olacağını, ikramların yapılacağını öğrenmekten memnuniyet duydum.
1 milyon cilt basılı kitap ve aynı anda 3 bin kişiye hizmet verecek fiziki büyüklüğüyle ülkemizin en büyük üniversitesini açıyoruz. Ülkemizin en büyük kütüphanesi Ankara’daki Beştepe’de külliyesinde yer alan hedef 5 milyon kitap kapasitesine sahip millet kütüphanesidir.
Kısa sürede 57 binin üzerinden okulumuzu kütüphanelerle buluşturduk. Bizim millet olarak medeniyet davamız, medeniyetimizi ihya etme sevdamız varsa, bunu kütüphaneler olmadan yapamayız.
İstanbul’da Rami Kışlası bu yıl inşallah orası da bitiyor. Büyükşehir il ve ilçe belediyelerimizin hizmete sunduğu millet kütüphaneleri de önemli bir ihtiyacı karşılıyor. Ayrıca tüm okullarda kütüphaneler kurulmasını sağladık. Böylece kısa sürede 57 binin üzerinde okulumuzu kütüphane ile kavuşturduk. Kitap sayısını da 4 kat artırarak 70 milyona çıkardık. İnşallah Medeniyet Üniversitemizdeki gençlik bizleri yaradan Rabbimizin adıyla okuyor ve okumaya devam edecektir.
Bizim millet olarak medeniyet davamız, medeniyetimizi ihya etme sevdamız varsa bunu kütüphaneler yapmadan, olmadan yapamayız. Zira binlerce yıla sari medeniyetimizin esası tefekkür, ilim, irfan, kitabın ve hikmetin rehberliğinde yol yürümektir. Kültürümüzde ilim sahipleri gölgesinde soluklandığımız birer cennet ağacı, eserleri fikri açlığımızı giderdiğimiz meyveleri olarak görüyoruz.
Merhum Cemil Meriç okumanın iki ruh arasında bir mülakat yani hasbıhal olduğunu ifade ediyordu. Bize yüzlerce alimle dostluk kurup, onlarla feyizli sohbetlere dalma imkanı veren bir araç da kitaplardır. Gerçekten de her kitap bir alimdir. Her kitap bir dosttur. Her kitap bir alemdir. Hayret duygumuzun diri kalmasını kitaplara borçluyuz.
Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu buyuran inancımız bize beşikten mezara kadar ilimle meşgul olmamızı temsil ediyor. Bilgiyle donanmış, ilim yolculuğundan kopmamış bir milletin beka meselesi yaşamayacağıdır. Medeniyetimizin altın yıllarının, kütüphanelerimizin zenginliğiyle göz kamaştırıcı dönemler olması asla tesadüfi değildir.
Kitap ve kütüphaneyle irtibatını koparan milletlerin hayatta kalabilmesinin imkansız olduğunu biliyoruz. Edebiyat dünyamızın öncülerinden merhum Nuri Pakdil, okumadığın gün karanlıktasın buyuruyor. Çocukları, gençleri ve yetişkinleri kitapla buluşturacak, kitabı ve okumayı sevdirecek projeler üretmeyi istikbalimiz adına hayati önemde görüyoruz.
Her kitap bir alimdir. Her kitap bir dosttur. Her kitap bir alemdir. Hayret duygumuzun diri kalmasını kitaplara borçluyuz. İş bilenlerle bilmeyenler bir olurmu buyuran inancımız bize beşiktaş mezara kadar ilimle meşkul olmamızı tavsiye ediyor. Okullarımızdan başlayarak hayatımızın her alanının merkezine kitabı, okumayı dolayısıyla kütüphaneyi yerleştirmek istiyoruz.Medeniyetimizin temellerini okumak üzerine atan ecdad bilgiyi yitik malları olarak görmüş ve hayatları boyunca onun peşinde koşmuşlardır. Hakkı teslim edilmese de bizim medeniyetimizin dünya bilim ve kültür mirasına yaptığı katkı asla gözardı edilmeyecek büyüklüktedir.
Şehrinin giriş kapısında bilgi ve erdem kılıç ve silahtan üstündür yazan bir medeniyetin önce kendi tarihine ve birikimine sahip çıkması gerekir. Malesef uzunca bir süre bu konuda sıkıntı yaşadık. Vaktimizi ve enerjimizi başka alanlara yönelterek bu iklimden uzaklaştık veya uzaklaştırıldık.
Bugün dünyanın her alanda köklü bir değişimin sancılarının yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Türkiye sadece kendisi için değil gözünü ve kalbini bu ülkeye bu topraklara yöneltmiş koskoca bir coğrafyanın ve medeniyetin temsilcisi olarak bu mücadeleyi başarıya ulaştırmak mecburiyetindedir.
Geçtiğimiz 20 yılda kurduğumuz altyapı üzerinde başlattığımız her kalkınma hamlesinin derinlikli ve kapsamlı anlamı vardır. Üniversitemizin adını İstanbul Medeniyet Üniversite olması rastgele değildir. Açılışını yaptığımız kütüphaneyi de herhangi eser, yatırım değil bu büyük fotoğrafın rengi, çizgisi olarak görmemiz gerekir.
İlmin, irfanın, erdemin gücünü kendine rehber edinen ecdadın izinden giderek eğitim, kültür, sanat, teknoloji ve insanla medeniyetimizi zirveye çıkaracağız. Bu düşüncelerle açılışını yapacağımız kütüphanemizin ve merkezi derslik binamızın hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum.”
Hibya Haber Ajansı