Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başlarıu şöyle:
“Türkiye yüzyılı destanını da Cumhuriyetimizin ilk asrında darbelere, vesayete sistemi kilitleyen nice arızalara rağmen milli iradenin temsili görevini azimle yerine getirmeye çalışan Meclisimizle birlikte yazacağız.
Meclis’in temsil ettiği milli iradeye sahip çıktık. 2007 yılında bize Cumhurbaşkanı seçtirmemek için Anayasa’yı ayaklar altına aldıklarında biz çareyi yine burada aradık. Anayasa ve yasalarımızı demokrasimizi, hak ve özgürlükleri, kalkınma mücadelemizi destekleyecek adımlarla yola çıktığımızda çareyi hep burada aradık. FETÖ’cü alçakların bombalarıyla iradeyi susturmak isterken, direnişi burada sürdürdük. Türkiye Yüzyılı’nı da Meclisimizle inşa edeceğiz. Yeni yönetim sistemimizle yasama-yürütme-yargı arasındaki ilişkileri netleştirip bu sürecin en sağlıklı şekilde yürümesini sağlayacak altyapıyı kurduk.
Yeni yönetim sistemimizin ilk dönemindeki tecrübelerin ışığında sistemi ileri taşıyacak restorasyonları Meclisimizle yapmayı umut ediyoruz. Bu umudun gerisinde 20 yıllık emek ve kazanım vardır. Bundan 20 yıl önce hükümete gelirken ne söz verdiysek, Rabbim hemen hepsini yerine getirmeyi nasip etti.
Cumhuriyetimiz yaş aldıkça, milletimizin feraseti ve dirayeti yükselmiş eski tezgahlar işlememeye başlamıştır. AK Parti ülkemize ve milletimize bu özgüveni kazandırmıştır. Sadece 20 yılda ülkemizin demokrasi ve kalkınma yürüyüşü o kadar hızlı oldu ki muhalefet bile bunun gerisinde kaldı.
Önceki gün altı parti aylarca çalışıp, didinip hazırladıkları ortak politikalar metni yayınladı. İnsan ister istemez bir beklentiye giriyor. Netice itibariyle hepimiz beşeriz, hepsi mümkün. Karşımızda henüz Cumhurbaşkanı adayı belirlemekten aciz masa olduğunu unutmuyoruz.
Yine de ne yapmışlar bir bakalım dedik, keşke bakmaz olaydık. Kendimiz adına değil bu partilere umut bağlayanlar adına çok üzüldük. Gençlerimize güzel eğlence malzemesi çıkar dedik. Sadra şifa bir şeyler beklemenin beyhudeliğini tahmin etmemize rağmen milletimiz adına üzüntü duyduk.
Metinle ilgili değerlendirmeyi genel merkezimiz ve bakanlıklarımız yeri geldiğinde paylaşacaktır. Bunlar bırakın yeni projeler için kafa yormayı, ülkede ne yapılıp edildiğine bakmamışlar.
Şehir hastanelerini kapatmayı, milletin malı olan külliyenin kapısına kilit vurmayı, yeni bakanlıklar icat etmeyi; siyaset bilimi birinci sınıf öğrencilerine söyleseniz gülmekten katılacakları zırvaları vaat diye yazmazlardı. Açıkladıkları metinde herkese selam veriyorlar. Kayyımı kaldıracağız, belediyelere özerklik vereceğiz diyerek HDP’ye selam veriyorlar. ‘OHAL kararnamelerini iptal edeceğiz’ diye PKK ve FETÖ’cülere selam veriyorlar. Genelkurmay Başkanlığı ve MİT Başkanlığı’na sataşarak tüm terör örgütlerine ve kullananlara selam veriyorlar. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ne, savunma sanayi projelerine, kamu-özel yatırımlarına dokunacağız diyerek ülkemizin güçlenmesinden rahatsız olan batıya selam veriyorlar. Hatta içlerinden birisi ‘Batı bize aferin diyecek’, yazıklar olsun. Sen Batı’nın aferin demesine bu kadar muhtaç mıydın? Bir tek kazanımları ve hayalleriyle aziz milletimizin kendisine selam vermemişler.
Ülkenin en önemli sorunu ekonomi diyorlar, tek çözüm önerileri Merkez Bankası’nın Dünya Finans Merkezi’ndeki birimlerini Ankara’ya döndürmek. Milleti anlamak için zerre kadar gayret göstermeyenler 1990’ların Türkiye’sinden bir adım ötesine geçemeyenler, bina değiştirerek sorun çözeceklerini zannediyorlar.
Önümüzdeki 5 yılda yıllık 5 büyüme vaadinde bulunuyorlar. Sadece 2020’den 2022’ye istihdamın 5 milyona yakın arttığından bihaberler. Önümüzdeki 5 yılda 5 milyon istihdam sözü veriyorlar. Yazık. Demokrasilerde iktidar kadar muhalefet de önemlidir. Türkiye böylesine sakil muhalefeti hak etmiyor. Bu kadar pespayece davrananların yarın sorumluluk üstlendiklerinde ülkeyi ne hale getireceklerini varın siz düşünün.
Kılıçdaroğlu’nun idrak derecesinin boyutunu gösteren şu örnek bile kara mizah içinde yaşadığımızın işaretidir. Kendisine zaman zaman ‘Bay Kemal’ diye hitap ediyoruz. Bay Kemal ifadesinin sonundaki ünlemi anlamadan kendisine slogan ilan etmiş. Memleketin her işi gibi muhalefetin sloganını bulmak da bize kaldı. Madem Bay Kemal bu ifadeyi o kadar sevdi, kendisine bundan sonra kullanabileceği yeni sloganı da vereyim; bay bay Kemal. Bizden yana helali hoş olsun, tepe tepe kullansın.
Biz bunları söyleyince Tayyip Erdoğan bizimle maytap geçiyor diye feveran ediyorlar. memleketin gülmeye, eğlenmeye de ihtiyacı var. Hiçbir işe yaramıyorsunuz bari o işe yarayın. Şu fotoğraf karşısında başka nasıl davranabiliriz? Yaptığı siyaset değil, hasisliktir.
Bizim adaylığımız bir yıldır belli; Anayasa, seçim kanunu ortada. Madem böyle düşünüyordunuz neden bizimle yarışacak aday belirlemek için toplantı üzerine toplantı yapıyorsunuz? Neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
Madem biz Cumhurbaşkanı adayı çıkaramıyoruz, Cumhur İttifakı da çıkaramasın demenin başka anlamı olabilir mi? Bizim vizyonumuz yok, Cumhur İttifakı’nın da olmasın demenin başka manası olabilir mi? Aslında bunların tarihleri benzer işlerle dolu olduğu için bunlara şaşırmamak lazım. Dün hayallerini ve hayatını çaldıkları merhum Menderes’in sloganını çalarak genel merkezlerine asmışlar. Allah’tan korkmadıklarını biliriz de milletten utanmadıkları da kesin.
Milletimiz 14 Mayıs’ta bu hasis siyasetine, bu utanmazlık siyasetine yeter diyecektir. Biz sözü de kararı da milletimize bırakarak 14 Mayıs için gece gündüz çalışmayı sürdüreceğiz. Birileri kendi sırça köşklerinde siyasetçilik oynayadursun biz milletimize gitmeye sürdürüyoruz. 49 il ziyareti yaptık. Daha bu hafta Denizli’de 2500 konfeksiyon sektöründe hanım kardeşlerimizle bir araya geldik.Bu hafta da Aydın’dayız. Durmak yok.
Biz yine sözümüzü milletimize söyleyecek, yarışımızı kendi proje ve icraatlarımızla yapacağız. Onlar sağa sola göz kırpa dursun, biz Türkiye Yüzyılı’nın inşasına başlayacağız.
Açıkladıkları programı ülkenin meselelerini çözmek için değil, Batılı efendilerinden aferin almak için hazırladıklarını ikrar etmekten çekinmiyorlar. Biz politika metinlerin gerisindeki rövanşist zihniyete yabancı değiliz. Gezi olaylarında şart olarak önümüze konan, uluslararası mecralarda karşımıza çıkarılan ne varsa hepsi bu metnin ruhunda mevcut. Biz Türkiye Yüzyılı hayali ile geleceğe bakarken bunların milletin kazanımlarına göz dikmek dışında heveslerinin olmadığı ortada.
14 Mayıs seçimlerine ilk günkü heyecanla, azimle hazırlanıyoruz. Bay Kemal bu akşam TRT yayını Çankaya Köşkü’nde yapacağım. Çankaya Köşkü bizim şahsi malımız değil. Külliyemiz de milletin malıdır. Bunlar seni niye bu kadar rahatsız etti? Siyasi hayatlarında tek bir seçim kazanamamış olanların Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı, bakanlık, kurum için birbirlerini tekmelemeleri niyetlerini ortaya koyuyor. 14 Mayıs’ta milletimiz bu yağmacılara yeter diyecektir.”
Aile kurumunu Anayasa teminatı altında parlamentoya sunduk. Ey altılı masa, LGBT’yi kimler savunuyor söyleyin. Cumhur İttifakı’nın çalışmalarıyla düzenleme komisyonda kabul edildi. Bu yüce çatı altında hiçbir milletvekilinin ailenin korunmasını ve kadınlarımızın haklarını korumaya alan yasa teklifine hayır demeyeceklerine inanıyorum.
Tüm milletvekillerine şu çağrıyı yapmak istiyorum; iradenize ipotek konulmasına fırsat vermeyin. Bu tarihi fırsatın kaçmasına fırsat vermeyin. Genel Kurul’da vicdanlarınızın sesini dinleyerek Anayasa değişiklik teklifine evet deyin.
Burada üzülerek bir şeyi söylemek istiyorum; grubumuzun maalesef Genel Kurul’da toplantılara katılmada sıkıntı yarattığını dün öğrendim. Bu beni ciddi manada üzdü. Bu millet kendi kasasından maaşı veriyor ve bu maaşla, milletvekili arkadaşlarımız bu görevi yapıyor. Genel Kurul’da eğer yoklamalarda benim milletvekili arkadaşlarım bulunmazsa bu millet hakkını sizlere helal etmez. Kim gelmediyse ben de hakkımı helal etmiyorum. Bu sıradan bir olay değil. Eğer milletvekili adayı olmuşsan burada görevini hakkıyla yerine getireceksin. Aldığınız maaşlar haramdır, bunu da böyle bilin.
İsveç boşuna uğraşma, sen Kur’an’ın yakılmasına, yırtılmasına müsaade ettiğin sürece biz sizin NATO’ya girmenize evet demeyiz.”
Hibya Haber Ajansı