enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,3476
EURO
37,4187
ALTIN
3.021,56
BIST
8.663,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
14°C
İstanbul
14°C
Az Bulutlu
Çarşamba Parçalı Bulutlu
17°C
Perşembe Az Bulutlu
17°C
Cuma Hafif Yağmurlu
15°C
Cumartesi Çok Bulutlu
17°C

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 30. istişare ve değerlendirme toplantısında konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 30. istişare ve değerlendirme toplantısında konuştu
04.06.2022 14:00
183
A+
A-

Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları:

Güvenlikten politikaya ekonomiden tarım ve enerjiye kadar pek çok başlığı takdimlerle soru cevaplarla el ele alacağız.

Toplantımızın partimiz ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.

En son istişare ve değerlendirme toplantımızı 2019 Ekim’inde yapmıştık. Salgın döneminde toplantılarımıza mecburen ara verdik. Hamdolsun ülke ve millet olarak bu sıkıntılı süreci en az kayıpla geride bıraktık. Bu vesileyle salgın döneminde Covid19 teşhisiyle hayatını kaybeden yaklaşık 99.000 vatandaşımıza Allah’tan rahmet hastalığı atlatan yaklaşık 15 milyon vatandaşımıza da geçmiş olsun dileklerimi ile şahsın ve milletim adına ifade ediyorum.

Türkiye’nin bu zorlu süreçte sergilediği dirayetli duruş ülkemize 20 yılda kazandırdığımız hizmet ve eserlerinin önemini bir kez daha göstermiştir.

Ülkemizin son 20 yıldaki kazanımları her alanda hayatımızın ayrılmaz birer parçası haline geldiği için çoğunun altında kendi imzamızın olduğunu dahi unutmaya başladık.

Partimizin kuruluşunun 21. hükümete gelişimizin 20. yıl dönümünü idrak ettiğimiz bir dönemde bu muhasebeyi hep birlikte tekrar yapmamızın önemli olduğuna inanıyorum.

Şu anda ekranları başında bizi izleyen aziz milletime bunları hatırlatmanın çok  faydalı olacağını kanaatindeyim.

Ülkemizi 4 temel unsur üzerinde yükselteceğiz dedik. Bunlar eğitim, sağlık, adalet, emniyet temelleridir. Bunun içinde her zaman eserlerimizi ve hizmetlerimizi anlatmaya bu sırayla başlıyoruz.

20 yılda ülkemize kazandırdığımız asırlık eser ve hizmetlerin çok kısa bir özetini paylaşacağım.

Eğitimde yükseköğretim dahil toplam eğitim bütçemizi yılda 10,3 milyar liradan 274,3 milyar liraya çıkardık.

Derslik sayımızı 343 binden 611 bine yükselttik. Hükümete geldiğimizde 526 bin öğretmen varken biz bugüne kadar toplam 730000 yeni öğretmen ataması yaptık. Öğrencilerimize 2 yılından beri toplam 4 milyar adet ders kitabını her eğitim-öğretim yılı başında masalarında olacak şekilde ücretsiz olarak verdik. Artık ders kitapları ile birlikte yardımcı kaynakları da öğrencilerimize ücretsiz dağıtmaya başlıyor.

Maarif Vakfımız vasıtasıyla 49 ülkede 406 okul bir yüksek öğretim kurumu 21 eğitim merkezi ve 44 yurt ile eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürüyoruz. İktidarı devraldığımız da 76 olan üniversite sayımız bugün 208’e ve 81 vilayetimiz tamamında 70000 olan akademik personel sayımız 185 bine 1,5 milyon olan üniversite öğrencisi sayımız bunun altını özellikle çiziyorum 8,3 milyona çıktı.

Sağlıkta; Sağlık sigortasını neredeyse nüfusumuzun tamamını kapsayacak şekilde genişleterek tarihi bir reforma imza attık.
Bunun yanında hastane yatak sayımızı 164 binden 258 bine nitelikli yatak sayımızı 19 binden 165 bine yükselttik. Açtığımız toplamda 25298 yatak kapasiteli 19 şehir hastanemizde birlikte hizmet kalitesini yükselttik. Toplamda 18794 yataklı 14 şehir hastanemizin inşası ikisinin ise ihale ve proje çalışmaları devam ediyor.
Son dönemde devlet hastanelerindeki sağlık hizmetleri konusunda muayene randevulerindeki gecikmeler başta olmak üzere sistemdeki kimi aksaklıklar ile ilgili şikayetler gelmeye başladı salgının bitmesiyle bu sorunları hemen gündemimize aldık.

Spor da gençlik merkezi sayımızı 9’dan 407’ye spor tesisi sayımızı 1575’ten 4127 ye yükseköğrenim yurt yatak kapasitemiz ise 182 binden 746 binin üzerine çıkardık.

Aile ve Sosyal hizmetlerde; Son 20 yılda toplam 522 milyar liranın üzerinde sosyal yardım yaptık. Kamuda 192.000 yeni engelli kardeşimizi istikamettik. Şiddet önleme ve izleme merkezleri 81 ilimiz de faaliyete geçirdik. Son 10 yılda kadın konukevlerinde toplam 325.000 kadınımız ve 190000 çocuğumuz misafir oldu. Çalışma ve sosyal güvenlikte 2002 yılında 184 net asgari ücret bugün 4253 liraya ulaştı.

İstihdamda 2002 yılında 12 milyon olan aktif sigortalı sayımız bugün 24 milyon 504 bini bulurken toplam istihdam sayısı 30 milyonu  geçti.

Adalette; İktidara geldiğimizde 9349 olan hakim savcı sayısını bu yıl itibariyle 22709’a yükselt mahkeme sayısını adli yargıda %91 idari yargıda %42 artırarak davaların sonuçlanması süresini hızlandırdık.

Yerel yönetim mevzuatlarında yaptığımız düzenlemeler sistemimizi günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek seviyeye çıkardı. Muhtarlarımızı özlük haklarından çalışma binalarına kadar her alanda destekledik.

Düzensiz göçle mücadele için 16000 kişi kapasiteli 26 geri gönderme merkezi Suriye’de derinleşen insanlık dramına karşı sınır ötesi harekatlarımızın başladığı günden bugüne oluşturduğumuz güvenli bölgelere 500 binin üzerinde Suriyeli kardeşimizin geri dönmesi sağladık.

Türk milleti için güçlü bir orduya sahip olmak tarih boyunca hep ona geldiği gibi bugün de bir tercih değil bir mecburiyettir.

Uzunca bir süre ordumuzu içten içe çürütmek tarihi ile ve kadim değerleri ile bağını koparmak için biliyorsunuz her yola başvurdular. Bunun için her dönem farklı araçlar farklı kişiler kullandılar.

Feto ihanet çetesinin ordumuz içindeki elemanlarıyla bu emellerine ulaşmaya çalıştılar hamdolsun milletimizle birlikte bu büyük ihanet oyunu bozduk.

FETÖ’dan temizlediğimiz Türk Silahlı Kuvvetlerimizi personel temini ve eğitiminden silah gücü ne kadar her alanda dünyanın en modern orduları arasına katacak adımla attık.

Bu sayede Fırat Kalkanı Zeytindalı Barış Pınarı Bahar Kalkanı harekatlarımız ve nisan ayında başlattığımız Pençe Kilit Operasyonu’yla güney  sınırımızda oluşturulmaya çalışılan  terör koridorunu darmadağın ettik

Hükümetlerimiz döneminde en çok yatırım yaptığımız milletimizin hayatında en büyük kolaylıkları sağladığımız alanlardan biri şüphesiz ki ulaştırmadır.

Bu çerçevede 6100 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafemizi 28550 kilometre 1710 kilometreden devraldığımız otoyol 32 kilometre çıkardık.

Hava Yolları’nda 26 biliyorsunuz Havaalanı ile devraldık. Ama bu sayıyı 31 ilave ile 57 ye çıkardık. Şimdi tüm vatandaşlarımız hangi şehre giderse gitsin indiği zaman havaalanına veya Havalimanı’na oradan evine ortalama yarım saatte ulaşma imkanı sahip.

Denizcilikte tersane sayımızı 37’den 84’e yat bağlama kapasitemiz 8500’den 18545’e yükselttik.

Bilgi ve iletişim teknolojilerinde 2002 yılında sadece 1000 olan geniş bant abone sayısı bugün 87 buçuk milyona elektronik devlet kullanıcı sayısı ise 57,6 milyona ulaşmıştır.

Çevre ve Şehircilikte son 20 yılda atık su arıtma tesisi sayısı 145’den 1176’ya ve atık su arıtma hizmeti verilen belediye nüfusu %35’ten %90’a çıkardık.

Kentsel dönüşüm kapsamında 59 farklı ilimizde 7 adet riskli alanda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Toplam 446 millet bahçesi projemizden 128’ini tamamladık. 126 millet bahçemizin yapımı 192’sinin ise ihale proje ve yer seçim süreci devam ediyor.

TOKİ eliyle toplam 1 milyon 100 bin konut ürettik. 3 milyon  konutun dönüşümünü tamamladık. İnşallah yakında bu konuda yeni müjdelerle milletimizin karşısında olacağız.

Son 20 yılda çiftçilerimize toplam 183 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasılamızı yaklaşık 37 milyar liradan 407 milyar liraya yükselttik.

Gezi olayları ile başlayan ve devam eden ihanetlerin ülkemize kur faiz enflasyon üçgeni üzerinden ödediği ağır bedeller olmasaydı bugün bir buçuk trilyon doları bulan bir milli gelirle çok farklı bir yerde olacaktı.

PKK ile mücadelemizin de FETÖ’nün üzerine tavizsiz girişim izinde CHP ve şürekâsına karşı siyaset zemininde verdiğimiz sert mücadelenin de sebebi milletimize olan işte bu borcumuzdur.

Türkiye’nin ekonomi ile geldiği yeri de yaşadığı kayıpları da işte bu perspektiften değerlendirmek gerekiyor tabii onların göremedikleri fark etseler bile anlayamadıkları bir gerçek var bu gerçek Türkiye’nin potansiyelini ve gücünün kağıt üzerindeki ölçeklerin çok üzerinde olduğudur.

Biz Kağıt üzerindeki hesaplara kalsaydık ne vesayetle mücadelemizi başarıya ulaştırabilirdik ne terörle mücadelemizi zaferle neticelendirebilirdik.

Ne darbecileri bozguna uğratabilirdik. Ne de uluslararası ayak oyunlarıyla baş edebilirdik.

Tedbiri elden bırakmadan biz kimin ne dediğini ne yaptığına bakmadan kendi işimizi yapacağız. Kendi işimizi Allah’ın izniyle yürüteceğiz.

Nitekim ülkemizin toplam yatırım miktarını 70 milyar liradan aldık. 2 trilyon lira seviyesine kadar yükseldi.

Hafta başı açıklanan 2022 yılı ilk çeyrek büyüme verilerine göre dünya küçülürken hamdolsun bizim büyümemiz %7,3 olarak gerçekleşti.

Ticarette 36 milyar dolar olan ihracatımızı 225,2 milyar dolara ulaştırdık. İnşallah hedef 250 milyar dolar yıl sonuna kadar dış ticaret hacmimiz 87,6 milyar dolardan 500 milyar dolar sınırına dayandı.

Savunma sanayinde ihraç edilen ürün çeşidimiz Allah’ıma hamdolsun 228 e yükselttik.

Birileri diyor ki ya Amerika’da bir ofis açsanız gerek yok şu anda zaten onlar buraya geliyor. Şu an itibariyle Türkiye evet sürekli kapısına gelen ve bize de yok mu denilen ülke haline geldi.

Milli uzay programımızı oluşturduk.

2023 yılında 1 Türk vatandaşının Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderilmesi sürecini başlattık.

Yerli otomobilimiz üretim aşamasına geçmek üzere.

Enerjide 31846 megavat dan 100000 megavat sınırına kadar çıkardık.

Karadeniz’de toplam 540 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfettik. Yerli ve yenilenebilir enerji üretimine yaptığımız yatırımlarla ülkemizin dışa bağımlılığını aşama aşama azaltıyoruz.

Kültürde dünya mirası listesinde olan varlık ve alan sayımızı 9’dan 19’a yurtdışından getirilen eser sayısını 2525’ten 9030’a çıkardık.

Turizmde  salgın şartlarına rağmen geçtiğimiz yıl turist sayımızı 30 milyonun üzerine turizm gelirlerimizi 24 buçuk milyar dolara ulaştırdık.

Vakıflar Genel Müdürlüğümüz vasıtasıyla restore edilen eser sayımızı 46’dan 5680’e çıkarttık.

Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler Başkanlığı, AFAD, TRT gibi kurumlarımız vasıtasıyla ülkemizin sesini ve nefesini tüm dünyada duyuruyoruz.

Eserlerimizin ve hizmetlerimizin listesi saatler günlerce anlatsak bitmeyecek uzunluktadır.

Dizi filmlerimiz artık dünyanın değişik ülkelerinde izlenme rekorları kırıyor.

Son meclis grup toplantımızda da ifade ettiğim gibi yılbaşından itibaren TUSAŞ Uçak Üretim Tesisini biliyorsunuz hizmete açtık Konya Karaman Hızlı Tren Hattını hizmete sunduk. Organize Sanayi bölgeleri mesleki eğitim merkezlerinin toplu açılışını yaptık.

Test eğitim ve istihbarat gemimiz UFUK hizmete girdi.

Aydın Söke’de ülkemizin en büyük kağıt fabrikasını hizmete açtık.

Giresun Dereli ‘de afet konutlarını hak sahiplerine teslim ettik. Boğazlara taktığımız 4. gerdanlık olan 1915 Çanakkale Köprüsü’nü hizmete sunduk. Bu arada Tokat Havalimanının hizmete açılış törenine katıldık.

Malatya çevre yolunu canlı bağlantı ile  Faselis Tüneli’nin açılışını canlı bağlantı ile yaptık.

Rize Artvin Havalimanı en son Rize Artvin Havalimanında açılış törenine Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli  ile birlikte gerçekleştirdik.

İstanbul’da Darülaceze sosyal hizmet şehrinin temelli yerli ve milli üretim denizaltılarımızın havuza çekme ve ilk kaynak törenlerine katıldık. Artık bize bir Akıncı mesafesinde bulunan can Azerbaycan da TEKNOFEST kuşağı gençlerimizin iki devlet bir millet bir festival ruhu ile nasıl kucaklaştığına hep birlikte şahit olduk.

Azerbaycanlı kardeşlerimizin 28 Mayıs bağımsızlık günü her açıdan göz kamaştırıcı bir teknoloji şöleni ile taçlandırdık. Geçtiğimiz hafta sonunda İstanbul’un Fethinin 569 yıl dönümünün coşkusunu Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi müjdesi ile milletimizle birlikte yaşadık.

İstanbul’daki birçok engelleyici trafik şartlarına rağmen verilen resmi rakamı söylüyorum 560000 kişinin katılımıyla  bu fetih şenliğini gerçekleştirdik.

Eser ve hizmet siyasetinde yarışamayanların işi yalan ve iftiraya dökmesinin sebebini ancak işte bu şekilde milletimize gösterebiliriz. Partimizin kuruluşundan bugüne bu eser ve hizmetlerin ülkemize kazandırılmasında emeği geçen tüm kardeşlerimi şükranla yad ediyor ebedi aleme uğurladığımız kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum

Kaderin  cilvesi diyebileceğimiz bazı kişiler ve konularla da uğraşmak mecburiyetinde kalıyoruz.

Yine böyle bir mecburiyet ile karşı karşıyız.

Salı günü AK Parti meclis grubu toplantımızda sorduğumuz sorulara cevap vermiş.

Güya bize 10 soru sormuş! Bizim sorularımıza verdiği cevapların her satırından bu zatın hep işaret ettiğimiz sinsiliği veya kifayetsizliği buram buram gelmektedir.

1. soruma: Hiçbir ayrım yapmadan tüm terör örgütlerini lanetleyip lanetlemeyeceğine verdiği cevapta; Örgüt ilişkilerinden devletin terörle mücadele taktiklerine kadar tüm göndermeler Türkiye’yi birilerine gammazlayan hatta el altından müdahaleye çağıran alçakça tuzaklarla bezelidir.

2.soruma Türkiye’nin PKK ve YPG karşı yürüttüğü sınır ötesi harekatlarını destekleyip desteklemediklerine yabancı postal gibi yapılan işlerle uzaktan yakından ilgisi olmayan iğrençliği karıştırarak kirli zihnindeki hezeyanları bir kez daha sergilemiştir.

3.soruma İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği tartışmalarında devletinin izlediği politikaların yanında olup olmadığına verdiği cevap; Sadece bu mücadelemizde karşımızda olanları sevindirecek bayağılıktadır.

4.soruma Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’de yürüttüğü mücadelede kimin safında olduğu hususuna verdiği cevapla ülkesinin değil Rumların ve onları üzerimize alanların yanında yer aldığını tekrar göstermiştir.

5.soruma dünyanın küresel krizin ekonomik boyutunun ülkemize etkilerine karşı sürdürdüğümüz mücadeleye destek verip vermediğini olup bitenlerden hiçbir şey anlamadığı için Türkiye’nin başındaki en büyük felaketin kendisi olduğunu gösterecek basitlikte bir cevap vermiştir.

6 sorum olan yalanı ve iftirayı bir kenara bırakıp bırakmayacağına tam da kendi karakter fukarası tarzına yakışır şekilde aynı yalanları ve iftiraları tekrarlayarak cevap vermiştir.

7 sorum olan siyasi stratejilerini yabancı ülke temsilcilerine hatırlatmak veya hazırlatmak ve onaylatmaktan vaz geçip geçmeyeceğini yine bu mahirlerin telkin ettiği şekilde inkarla cevap vermiştir.

8 sorum olan bu toprakların tüm değerleri sembolleri birikimleri ve kazanımlarıyla asil bir evladı gibi hareket etmeyi kabul edip etmeyeceğini asil değil sefil bir şahsiyet olduğunu göstererek cevap vermiştir.

9 sorum olan partisi içindeki her türden terör örgütü destekçisini her türden hırsızı tacizci tecavüzü istismarcı tasfiye etme düşünüp düşünmediğini tüm bu rezilliklere üstünü örterek ortak olduğunu ikrar ederek cevap vermiştir.

10 sorun olan yüreği yetip 2023’te Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağını ise sorun da zaten belli olan seçim tarihinin açıklanması bahanesiyle yüreksizliğini çapsız iradesinin ve ipinin başkalarının elinde tutulduğunu bir kez daha göstererek cevap vermiştir.

Seçim tarihi belli yeni seçim tarihi istiyor. Seçim tarihi belli olduğuna göre sen şimdiden Haziran 2023 hazırlan ama önce adayını açıkla. Sen kendin sıkıysa aday oluyor musun olmuyor musun önce bunu açıkla.

Soru diye papağan misali tekrarlayıp durduğu zırvalar ise onun sadece yalancılığı ve çapsızlığıdır.

Aynı zamanda ülkesinin ve milletinin çıkarlarını savunacak kalibrede bir devlet adamı olamayacağını göstermiştir.

Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık rezervi meselesini tüm kalemleri ile üstelik bunların yaptığı gibi yalan yanlış rakamlarla da değil en doğru en açık ensari haliyle kamuoyuyla defalarca paylaştık.

Buna rağmen hala aynı sanki altında başka bir şey varmış gibi tekrarlayan bu zatin idraksizliği kendisinin ve Partisi’nin sorundur. Biz attığı iftiranın hesabını hukuk önünde soruyoruz  ve soracağız bununla altından kalkamayacak bunu da çok kısa zamanda göreceksiniz.

Ülkemizde sığınmış mazlumlara karşı yürüttüğü kin ve nefret siyasetini bu zatin bozuk karakterine veriyoruz.

Devlet yönetimindeki tek referansı genel müdürlüğünü yaptığı SSK’yi batırmasından ibarettir.

Ülkeyi topyekûn batırmanın peşinde ama milletimiz kendisine bu fırsatı tanımayacaktır. Küresel ekonominin nereden gelip nereye gittiğinden habersiz bir zatın ekonomi ile ilgili söylediği hiçbir şey kıymeti harbiyesi yoktur.

Eğitim amaçlı vakıflara ancak FETÖ’cuların ve Türkiye düşmanlarının yapabileceği bir gözü dönmüşlükle saldıran  bu zat iftiraları sebebiyle yine mahkeme önünde hesap vermektedir.

Bu ülkeyi organize suç örgütleri belasından kurtarmış bir hükümete ve onun kadrolarına güftan edenlerin mafya bozuntularının hezeyanları medet umacak kadar alçaklıklarını unutmadık.

Bunun hesabı da hukuk önünde kendisinden sorulmaktadır. Şu ana kadar 250 milyon kazanan ve bu 250 milyonu da bay Kemal adına 2 tane vakfa bölüyoruz ve bu iki vakıf sebebiyle de inşallah bay Kemal’in bir hayrı buraya dokunmuş olacak.

Bütün dünyanın ülkemizin ilkeli duruşunu takdir ettiği Kaşıkçı meselesini dahil bize saldırı malzemesi yapan bu zat onursuz ithamının hesabını hukuk önünde vermektedir.

Kendi kendine Sadat diye bir öncü uyduruk bizim şirketin kurucusu ile evinde konuştuğumuzu söyleyecek kadar hayal alemine dalmış bu zaten Ne desek fayda etmeyeceğini biliyorum.

Her gün altıda üstüde boş yalan insanları tehdit ederek haysiyet cellatlığı soyulan birisini bizi çatışma çıkarmak ile itham etmesi trajikomik komiktir.

Ben SADAT’ın kurucusuyla evlerinde bir görüşme gerçekleştirmedim. Böyle bir görüşmem yok bay Kemal sen yalancısın.

SADAT’ın kurucusu denilen Tuğgeneral ile göreve getirdikten sonra benimle çalıştığı süre içerisinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde görüşmelerim var ama evinde herhangi bir görüşmem söz konusu olmamıştır bunu da bilesin.

Hem NATO’ya sahip çıkıp hem de bunun gereklerini tam tersi beyanlarda bulunmak şark kurnazlığı değilse ahmaklığın dik alasıdır.

Velhasıl bizim tüm umutlarımıza ve temennilerinize rağmen kendisine yalancıdan siyasetçi olmaz dememizin kendisine yalancıdan genel başkan olmaz dememizin kendisine gavurun kılıcını çalandan adam olmaz dememizin kendisine karikatür tiplerine yanlarına millet bakıyorum.

Kendisine kifayetsiz muhterislere ülke teslim edilmez dememizin ne kadar haklı doğru isabetli olduğunu göstermiştir.

Ülkemiz değerli kardeşlerim milletimiz hatta CHP’ye oy veren kardeşlerim umut bağlayanlar sizler adına biz üzgünüz.

Kendisinden hiçbir şey olmayacağını tekrar ortaya koyan bu zatı siyasetin konusu olmaktan çıkartıp tekrar kababetin ilgi alanına ve mağdur sıfatıyla milletimizin takdirine havale ediyoruz.

Altılı masa kimi seçerse o aday olacakmış altılı masada bunu bu kadar uzatmasın artık kararını ne zaman verecekse bir an önce versin altılı masanın altında olanlar varsa onlar da meydana çıksın.

Her halde bu açıklamayı yapacaklardır.

Türkiye son 10 yıldır yakın tarihimizin en kritik dönemeçlerinden geçmiştir. Bu süreçte ülkemiz ekonomik sosyal siyasal bakımdan farklı yöntemler kullanılarak kuşatılmak istenmiştir. Milli iradeye ve seçilmiş hükümeti alt etmeyi hedefleyen bu dönemin işaret fişeği 7 Şubat MİT krizi ile takılmıştır.

Ardından da Gezi Olayları gelmiştir. Siz hala meseleyi anlamadınız mı diyen ele başkalarının da ikrar ettiği gibi Gezi Olaylarının ne ağaç ne çevre ile ne de yeşil hassasiyet ilişkisi vardır. Şimdi buradan ben Bay Kemal’e ve CHP ye sesleniyorum. Beşiktaş Çırağan Caddesi’nde o canım canım çınar ağaçlarının kesilerek orada çok farklı bir katliamın yapılmasını acaba gözü var görmüyor muydu?

Peki bu konuda acaba ne yaptı ne gibi bir adım attı. Atılan bir adım var mı yok? Nerede bu çevreciler bu çevreciler bu ağaçları kesenleri kökünden kesenleri acaba dillerine doladılar mı?

Bunlara acaba bu işin hesabını sordular mı?  Yok biz milyonlarca ağaç fidan diktik iktidarımız döneminde işte şimdi Atatürk Millet Bahçesi’ne de dikiyoruz. 1250000 fidan ve ağacı oraya dikiyoruz. 350 yaşında bir zeytin ağacını da oraya dittik.

Alışacaksın bunlara bay Kemal! Ama senin çevreyle alakan yok inşallah göre göre bunlara da alışırsın.

Gezi olayları ağaç ve çevre kılıfı altında Türk demokrasisine kurulmuş bir pusu sokak terörü üzerinden milletin iradesini gasp etme girişimi azgın azınlığın sessiz çoğunluğu sindirme teşebbüsüdür.

Bu olaylar Türkiye’nin IMF defterini tamamen kapattığı tarihi günlerde doğrudan ekonomik bağımsızlığımızı hedef alan mandacı bir eylem İstanbul’un duvarlarının zulüm 1453’te başladı yazılarıyla kirletildiği Bizans heveslisi bir girişimdir.

Zulüm 1453’te başladı bu ifadelerin arkasında sen varsın sen örgütümüzün elemanları bunları duvarlara yazarken sesiniz çıkmadı ve sen bunların başında Beşiktaş’tan kalktın Taksim Meydanı’na kadar yürüdün.

Bezmialem Valide Sultan Caminin içini bira kutularıyla işte kirleten sizin takımınız.

Bu ülkenin dini değerlerine saygı öyle bir anlayışınız yok. İstismar sizde ileri derecede var istismarı çok iyi yapıyorsunuz o işi çok iyi biliyorsunuz bundan sonra oda tutmayacağız oda tutmayacak. İşte Atatürk Kültür Merkezi’ne o Gezi Olaylarında o malum teröristlerin pankartlarını o gün siz astınız. Bu tür teröristlerin pankartları oradayken sen de o alana geldin.

Bunları yutacak mıyız? Bunları görmezden gelecek miyiz? Ben buradan tabii milletine sesleniyorum bütün bu olanlar karşısında bu ülkeyi terör örgütlerine biz asla peşkeş çekmeyeceğiz,.

3 tane sözde milletvekili 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde ne yaptılar pankart asma ya geldiler ve bunlar üstelik polisimize de orada nasıl davrandıklarını gördünüz.

Milletin polisine el kaldırandan milletvekili olmaz. Bunların tabii parlamentoda yeri olmaz. Bunların da bir an önce parlamentodan silip atılmasının adımlarının atılması lazım.

Gezi mandalımızınım ülkemize doğudan maliyeti ne biliyor musunuz bir buçuk milyar dolardan fazla Türkiye ekonomisine verdiği toplam zarar ise yüzlerce milyar doları bulmaktadır. Bizim Gezi Olayları konusundaki öfkemizin sebebi kişisel değil ülkemizin ve milletimizin hala ödediği ağır faturalarıdır.

Halen mücadelesini verdiğimiz siyasi ve ekonomik tuzakların pervasızca ilk sergilendiği yer olmasıdır.

7/25 Aralık girişimi ile 15 Temmuz ihaneti ile gezi kalkışması arasında amaç olarak zerre kadar fark yoktur. Çukur eylemleriyle Gezi Olayları arasında fark yoktur.

Gezi Olayları tıpkı 27 Mayıs 12 Eylül 28 Şubat gibi demokrasimizi hedef alan bir vesayet girişimi olarak milletimizin zihnine kayıt olmuştur.

Bu gerçeği asla değiştirmeyecektir. İşte biz bunun için Gezi Olaylarında haftalarca sokakları mesken tutarak her türlü çirkefliği sergileyenlere hak ettikleri teşhisi koyduk.

Onların meşrebinde bu söz neye karşılık geliyor onu bilmiyoruz ama bizim neyi kast ettiğimiz gayet açıktır.

Biz bugüne kadar hep milletimizin dili ile konuştuk derdimiz hep doğrudan milletimize anlattık.

Bay Kemal ve şürekası ne derse desin  haine hain çapulcuya çapulcu demekten geri durmayacağız.

Bize laf söylemeden önce siz gidin önce kirli geçmişinizle bir hesaplaşın.

Parti teşkilatlarında ki sayısız taciz tecavüz hırsızlık arsızlık makasının üstüne örtenler bize erdemden edepten bahse demezler.

Muhalefet diye karşımıza çıkanların 6’sını toplasanız bırakınız, şu salondaki herhangi bir arkadaşımın tırnağıa etmez.

Daha Cumhurbaşkanı adayını belirleyemeyenler daha milletin karısına tüm aktörleri ile çıkamayan daha birbirlerine güvenemeyen daha ülkenin idare yönteminde anlaşamayan daha temel hizmet alanları ile ilgili herhangi bir projesi olmayan daha dış politika ile ilgili vizyon ortaya koyamayan daha gerçekte kim olduklarını ne için bir araya geldiklerini seçimden sonra ne yapacaklarını anlatamayanlara milletimiz itibar etmez.

Er meydanını inleten cazgırın sesidir ama günün sonunda oradan omuzlar üstünde ayrılan başpehlivan milletimizin desteğiyle siyaset meydanının başpehlivanı 20 yıldır inşallah 2023’te de yine biz olacağız.

Tek millet tek bayrak tek vatan tek devlet diyerek ifade ettiğimiz ülkemizin bekasından mücadelesinden taviz vermeyelim. Yeter ki AK Parti olarak tüm mensuplarımız da her kesimden insanımıza ulaşarak yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı anlatabilelim. Yeter ki var gücümüzle ve hasbi bir şekilde birlik beraberlik kardeşlik içinde çalışalım.

Türkiye’nin asırlık demokrasi ve kalkınma sorunlarını AK Parti çözmüştür.

Bugünkü sıkıntıları da çözecek ülkemizi hedeflerine ve vizyonlarını kavuşturacak olan da yine AK Parti’dir

Bunu öyle alelade bir siyasi argüman sıradan bir siyasi söylem genel geçer bir siyasi taktik olarak ifade etmiyor eser ve hizmet siyasetimizde ülkemize kazandırdıklarımızı referans alarak tüm kalbimizde Türkiye’nin mevcut sorunlarını çözeceğimizi söylüyoruz.

Ülkemizin bugün yaşadığı sıkıntılarla bizden önceki dönemlerde yaşadığı krizler arasında öyle bir fark vardır ki eskiden dünyada işler yolunda giderken biz krizleri yaşardık şimdi dünya kriz yaşıyor.

NATO içindeki konumuzun önemini genişleme politikalarındaki ilkeli yaklaşımımız da herkese tekrar hatırlattık.

NATO içinde İsveç Finlandiya konusunda açık ve net konuşuyorum.

Dün NATO Genel Sekreteri ile de bunları konuştum şunu bir defa tüm dünyanın bilmesi lazım bir derecede NATO ülkelerinin bilmesi lazım.

NATO bir terör güvenliği sağlayacak teşkilat değildir.

Şu anda İsveç’te Finlandiya’da terör örgütleri cirit atarken terör örgütünün başının posterlerini ellerinde taşırlar.

İsveç polisinin güvencesi altında bunları yaparken Finlandiya polisinin güvencesi altında bunları yaparken Alman polisinin güvencesi altında bunu yaparken Fransız polisinin güvencesi altında bunu yaparken Hollanda polisinin güvencesi altında bunu yaparken Türkiye aleyhinde bütün bu kampanyalar yürütülürken  şurada komşumuz Yunanistan’da Yunanistan 5 artı 4  yani  9 tane Amerikan üssünün kurulmasına müsaade ederken ve yine Yunanistan’da terör örgütleri cirit atarken kimse bizden aynı yanlışa düşmemizi beklemesin.

Tabii Petrol fiyatlarının 2-3 kat arttığı bir dönemde dünyada neyin nereye geldiğini hepiniz yakından takip ediyorsunuz.

Ücretliler başta olmak üzere her kesimden vatandaşımızın gelirlerini artırarak aradaki farkı kapatacak programları hazırlıyoruz.

Yatırım istihdam üretim ihracat tüm bunlarla beraber inşallah bu yılsonuna çok daha farklı çok daha güçlü bir şekilde gireceğiz.

Bundan kimsenin endişesi olmasın ve bugünkü bu buluşmamızda şunu unutmayın hangi işimiz bizim kolay oldu ki!

Vesayetle mücadelemiz kolay mıydı? Terör örgütleri ile mücadelemiz kolay mıydı?

Cudi’de Tendürek’te Destel Deresi’nde biz bu terör örgütlerini silip süpürüp inlerine girerek bunları yok ettik.

 

Hibya Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.