Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu’nun ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Dünyanın farklı köşelerinden foruma teşrif eden katılımları ile bizleri onurlandıran kıymetli misafirlerimize Türkiye’ye hoşgeldiniz diyorum. Kıtaların, kültürlerin, medeniyetlerin ve milletlerin buluşma noktası güzel İstanbulumuzda sizleri ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Türkiye’nin yanı sıra 23 ülkeden foruma tebliğleri ile görüşleri ile katkı sağlayacak olan tüm dostlarımıza şimdiden teşekkür ediyorum.
Gerek mühdeviyat gerek görüşülecek konular gerekse katılımcı profili ile son derece zengin bir içeriğe sahip forumumuzun ufuk açışı tartışmalara vesile olacağına innıyorum. Bizler hakikatin kıvılcımının fikirlerin çarpışması ile ortaya çıktığını bilen, hangi konuda olursa olsun istişare etmenin önemini müdrik bir kadroyuz. 40 yılı aşan siyaset yolculuğumuzun her safhasında farklı yelpazeden işinin ehli insanlarla konuşmaya, onlara danışmaya, hassasiyet gösterdik. Özellikle ülkemizin, milletimizin ve genel başkanı olduğum siyasi partinin geleceğini ilgilendiren meselelerde daha itinalı davrandık. Bu hassasiyetimizin olumlu sonuçlarını hem siyasi hayatımızda hem de devlet idaresine dair hususlarda pek çok kez görme fırsatı bulduk. Kuruluş aşamasından itibaren AK Parti’nin belirleyici vasfı ortak akla önem vermesi, ortak akılla hareket etmesi olmuştur. Bugüne kadar yolumuzu yol haritamızı hep istişare ile sizlerden gelen katkıların rehberliğinde belirledik. Buradaki tüm katılımcıların samimiyetle ortaya koyduğu her değerlendirme, her alternatif bizim için değerlidir, yol göstericidir. Forumun düzenlenmesinde emeği geçenleri canı gönülden tebrik ediyorum.
Kuruluş aşamasından itibaren AK Parti’nin belirleyici vasfı ortak akla önem vermesi, ortak akılla hareket etmesi olmuştur. Bugüne kadar yolumuzu yol haritamızı hep istişare ile sizlerden gelen katkıların rehberliğinde belirledik. Buradaki tüm katılımcıların samimiyetle ortaya koyduğu her değerlendirme, her alternatif bizim için değerlidir, yol göstericidir. Forumun düzenlenmesinde emeği geçenleri canı gönülden tebrik ediyorum.
İki gün önce milletimizin takdir ve tevveccühü ile iktidara gelişimizin 20. yıl dönümünü geride bıraktık. 14 Ağustos 2001 yılında kurduğumuz AK Parti, 15 ay gibi bir süre sonra 3 Kasım 2022 seçimlerinin hemen ardından ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendi. Milletimiz ardı ardına yaşadığı krizlerden ve siyasi istikrarsızlıklardan sonra Türkiye’nin en genç partilerinden olan AK Parti’yi bir umut olarak gördü. Yani özellikle de parlamenter demokrasi noktasındaki deneyimi vatandaşlarımıza yeni bir yönetim sisteminin de gereğini özellikle icbar etti. Hamdolsun o günden bugüne milletimizin bize olan inancını zedeleyecek, umudunu kıracak, milletimize mahcup olacak hiçbir iş yapmadık.
20 yıllık kesintisiz iktidarlarımızla çok partili siyasi hayatımızda elde edilmesi zor bir rekora imza attık. Bu süreçte elbette sayısız engelle, vesayetin oyunları ile ve hatta darbe girişimine kadar varan anti demokratik müdahale ile karşılaştık. Milletin bize sandıkta özgür iradesi ile tevdi ettiği emanete hiçbir zaman halel getirmedik. İçinde bulunduğumuz şartlar ne olursa olsun mücadelemizi daima hukuk ve demokrasi zemininde yürüttük.
Gece yarısı bildirilerinin yayınlandığı, Cumhurbaşkanı seçmemizin 367 garabeti ile engellendiği, partimizin uyduruk gazete küpürleri ile kapatılmak istendiği, siyaset mühendislikleri ile milli iradenin gasp edilmeye çalışıldığı dönemlerde bile bu duruşumuzdan taviz vermedik. Partimizi ve demokrasimizi hedef alan tehditler karşısında çözümü başka yerlerde değil, daima ve sadece milletin hakemliğinde aradık.
Biz ilklerin, kırılması zor rekorların partisi olmanın yanında Türkiye’de siyasetin parametrelerini de kökten değiştirmiş bir siyasi teşekkülüz. Türk siyasetinde açtığımız o temiz sayfayı hizmetlerle, yatırımlarla, projelerle, demokrasi tarihimize altın harflerle yazılan reformlarla doldurduk.
Türkiye’yi ve Türk siyasetini yeni baştan dönüştürürken elbette kendimizi de ihmal etmedik, etmiyoruz. Kuruluş prensiplerimizden taviz vermeden, milletimizin taleplerine ve günün şartlarına göre partimizi kadromuzu ve siyasetimizi de yeniliyoruz. Bir ayağımızı kadim değerlerimize sabitlerken diğeri ile daha güzelin, daha iyinin, daha yeninin, daha faydalının peşinde koşuyoruz. Tıpkı ulu bir çınar gibi köklerimiz derinlere indikçe hamdolsun dallarımızla büyüyor, serpiliyor ülkemizle birlikte gönül coğrafyamıza ulaşıyor. Bugün muhafazakar devrimci derken, bir tenakuzu veya paradoksu değil merhum Yahya Kemal gibi, kökü mazide olan atiyi ifade ediyoruz. Millet ve parti olarak geçmişi reddetmeden, maziye sırtımızı dönmeden mevcut kazanımlarımızın üzerine geleceği inşa etmekten bahsediyoruz. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun çıkış noktasını da işte bu yaklaşım oluşturuyor.
Bir ayağımızı kadim değerlere sabitlerken diğeriyle daha iyinin, daha yenin, daha faydalının peşinde koşuyoruz. Köklerimiz derinlere indikçe dallarımız da büyüyor. Bugün muhafazakar devrimci derken bir paradoksu değil, Yahya Kemal gibi kökü mazide olan atiyi ifade ediyoruz. Geçmişi reddetmeden, kazanımlarımızın üzerine geleceği inşa etmekten bahsediyoruz.
Türkiye Yüzyılı’nın çıkış noktasını da bu yaklaşım oluşturuyor. Vizyonumuzu paylaşırken emrivaki yapmadık. Bu vizyonu 85 milyon olarak hep beraber şekillendirelim istedik. Türkiye’ye dair ideali, teklifi olan kim varsa herkesin katkısını almayı arzu ediyoruz. 81 ilimizde düzenleyeceğimiz kapsamlı toplantılarla vatandaşlarımızın tekliflerini dinleyecek, Türkiye Yüzyılı vizyonunu milletimizle yazacağız.
Günü kurtarmak bugünü savuşturmak için siyaset yapılmaz. Siyaset usta bir satranç oyuncusu gibi bugünden yarını planlamak demektir. Yaptığınız hamlelerin nereye varacağını kestiremiyorsanız bedel ödemekten kaçamazsınız. Küresel ölçekte meydana gelen her hadisenin bölgesel düzeyde de etkileri olduğunu biliyoruz.
11 Eylül saldırısında 2008 finansal krizine, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki halk hareketlerinden Covid-19’a kadar buna defalarca şahitlik ettik. 11 Eylül olayı dünyanın gündeminde terör tehdidini üst sıralara çıkarırken, 2008 finans krizi kapitalizmin yapısal sorunlarını gözler önüne serdi. Halk hareketlerinde batının demokrasi karnesini görmüş olduk. Koronavirüs salgınında gelişmiş denilen ülkelerin sağlık altyapısının ne kadar zayıf olduğu ortaya çıktı. Rusya-Ukrayna krizinde vazifesi güvenlik olan kurumların başarısızlıklarını gözler önüne serdi.
Türkiye zamanında attığı adımlarla bu süreci en başarılı yöneten ülkelerden birisidir. Bilhassa üretim, altyapı, sağlık ve savunma alanlarında siyasi öngörümüzün meyvelerini topluyoruz. Muhalefetin eleştirilerine rağmen hayata geçirdiğimiz şehir hastaneleri yüzakımız oldu. Altyapıyla ilgili yaptığımız yatırımlar yüzakımız oldu. Ana muhalefet PPP nedir hala bunu anlayamamış. Sosyal güvenlik sistemimizin kuşatıcılığı sayesinde vatandaşlarımıza birinci sınıf sağlık hizmeti sunduk. Kendi savunma ihtiyaçlarımızı karşılamamızın ötesine geçerek dünyada söz sahibi olduk. 45 günde 1006 yataklı iki şehir hastanesini inşa ederek ülkemizde ve dünyada örnek adımı attık. Üretim kapasitemizle hiçbir üründe problem yaşamadık. Tomografiden MR’a kadar bütün donanımıyla sağlıkta ileri teknolojiyi tesis ettik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle hızla uyguladık. Parlamenter sistem olsa mümkün değildi. Bu tabii ki ileri görüşün neticesidir.
Ekonomideki model değişikliğinin olumlu sonuçlarını yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yolundan büyümeyi de gerçekleştirdik. Diplomasideki dengeli, tarafsız politikalarla kriz çözümlerinde anahtar rol üstleniyoruz. Rusya, Ukrayna ve BM ile dengeli süreç işlettik.
Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla gelecek tasavvurumuzu bir adım daha öteye taşıyacağız.
İletişim ve ulaşım imkanlarının yaygınlaştığı günlerde siyasetçinin yükü ağırlaşmıştır. 20 yıldır milletimize aşkla hizmet eden kadro olarak sorumluluğumuzun farkındayız. Dünyanın nereye evrildiğini görüyor, planlarımızı buna göre yapıyoruz. Kendi önceliklerimiz çerçevesinde projelerimizi yürütüyoruz. Başkalarını problemlerini çözmekten acizken biz asırlık projeleri hayata geçirmek için adımlar atıyoruz.
Biz sinsi ve yıkıcı kampanyaların önünü hedeflerle, projelerle keseceğine inanıyoruz. Son dönemde dünyada denenen hepsi de insanların felaketiyle sonuçlanan devrim görünümlü zehirleme faaliyetlerine asla izin vermeyeceğiz. Nasıl 2023 hedeflerini hayata geçirdiyse 2053 vizyonunu da kendimiz uygulayacağız. Bize geçerliliği kalmamış, o tür modellerin dayatılmasını iyi niyetli görmüyoruz.”
Hibya Haber Ajansı