Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Yeni adli yılın tüm adalet teşkilatımız için hayırlı olmasını diliyorum. Geçtiğimiz sene Yargıtay binamızın ülkemize ve yargı camiamıza tekrar hayırlı olmasını diliyorum. Ülkemizin dört bir yanında farklı medeniyetlerin, farklı devletlerin inşa ettiği eserlerin tamamını zenginliğimiz olarak görüyoruz. Bugün inşa ettiğimiz eserlerin gelecek kuşaklar için aynı manayı taşıyacağına inanıyorum.
Türkiye anayasasında da belirtildiği gibi demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Hukuk devleti ifadesi tarihi kökenleri de olan önemli bir vurgudur. İnsanlık tarihinde hep bu arayış yer alır. Biz de 20 yılda ülkemizin hukuk devleti vasfını güçlendirmek için önemli reformlara imza attık. Ülkemizdeki anayasaların tamamının olağanüstü dönemlerin ürünü olması eskiden beri dile getirdiğimiz sıkıntıdır.
Anayasamız da 1980 darbe yasasının ardından hazırlanıp yürürlüğe girmiştir. Bizden önceki ve biz köklü değişiklikler yapsak da elimizdeki ürünün darbe ürünü olduğu gerçeğinden kurtulamıyoruz. Hükümetlerimiz döneminde yeni anayasa çağrısı yaptık. Meclis’te zayıf da olsa bazı adımlar atılmıştır. Diğer partilerle uzlaşma sağlayamadığımız için sonuç alamadık.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtikten sonra yeni bir adım attık. Biz de kendi çalışmalarımızı yaptık, taslak hazırladık. Ancak sonuçsuz kaldı. Netice olarak insan haklarına dayanan sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasayı ülkemize henüz kazandıramadık.
Mevcut anayasamızda yapılan değişiklikleri de önemli görüyoruz. Hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi konusnda reforma mahiyetindeki bazı düzenlemeleri hatırlatmak istiyorum. İdarenin işleyişiyle ilgili şikayetler için Kamu Denetçiliği Kurumu’nu kurduk. Kişisel verileri güvence altına aldık. İnsan haklarının daha etkin korunmasını sağladık. Sivil-askeri yargı ayrımını kaldırdık. HSK’nın demokratik meşruiyetini artırdık. UYAP’ı hayata geçirdik, teknolojiyi yargının hizmetine sunduk. Arabuluculuk sistemini hayata koyduk. İstinafı ülkemize kazandırdık. Hakim ve savcı yardımcılığı müessesini kurduk.
20 yılda 277 adalet hizmet binası inşa ederek kapalı alan miktarını 6 milyon metrekareye çıkardık. Yüksek mahkemelerimizin binalarının tamamını yeniledik. Yakında yeni Ankara Adalet Sarayı’nın hayırlı olmasını diliyorum.
Adaletin zamanında tecellisi için teknolojik ve bilimsel gelişmelerden en fazla temini gerçekleştirdik. Adli yargıda mahkeme sayısını yüzde 91 artırarak 6 bin 852’ye, idari mahkemede 208’e çıkardık. Hakim ve savcı sayısını yüzde 143 artışla 22 bin 756’ya yükselttik.
Önümüzdeki dönemde adalet sistemimizde yeni iyileştirmeler yapacağız. Avukatların sorunlarının çözümü var. Barolarla birlikte çalışarak avukatlık kanunu yenilemek istiyoruz. Vatandaşlarımızın yargılama süreçlerinde hak mahkumiyetlerine uğramasında üzüntü duyuyoruz. Adli yardım sistemimizi yeniden ele alacağız. Hukuki Himaye Sigortası’nı Türkiye’ye kazandırmayı amaçlıyoruz. Yapay zekayı yargının ve hakim, savcı ve avukatlarımızın hizmetine sunmak için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz.
Milletimizin adalete olan güvenini en üst seviyeye çıkarmakta kararlıyız. Medeniyetimizde düzen, denge, eşitlik, tarafsızlık gibi ifadelere karşı gelen adalet kavramı en iyi sizler biliyorsunuz. Geç gelen adalet adalet değildir sözünü aklımızdan çıkarmıyoruz. Adaletin bunu uygulama görevi verilen mekanizmalar sayesinde haya geçebileceğini unutmuyoruz.
Birileri, ülkemizin adalet sistemini suç çetelerinin kirli oyunlarına kurban etmek için uğraşıyor, böyle bir rezilliğe izin vermeyeceğiz. Karşımıza çıkan kim olursa olsun böyle bir rezilliğe izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin karanlık mihrakların güdümünde istikamet çizilen bir ülke olmadığını herkes görecek. AİHM’le yapılan değerlendirmeler konusunda, AİHM kararlarında adil değildir, siyasidir. Adaletin işleyişindeki aksaklıklardan, hatalardan şikayet etmekle husumet beslemek başka şeydir.
Yasama organının itibarını sarsacak hesapların hangi küçük hesaplarla yapıldığını gördükçe üzülüyoruz. Provokatif tutumlarla döşenen taşları gördükçe ülkemiz adına üzülüyoruz. Tek gayemiz ülkemizin zarara uğramaması, milletimizin güveninin zedelenmemesi, hukukun üstünlüğü ilkesine halel gelmemesidir. Hepimizin en büyük teminatı adaleti daha da güçlendirerek bu bataklığı da kurutacağız.
Dünya geçtiğimiz asırda kurulan siyasi ve ekonomik güç dengelerinin kökünden sarsıldığı dönemden geçiyor. Bu süreç Türkiye’yi de tarihi yol ayrımına getirmiştir. Son 2 asrı yeniden diriliş mücadeleleriyle geçen ülke olarak demokrasi ve kalkınma inşasını yeni tamamlayabildik. Cumhuriyet yıllarına damga vuran vesayetin, darbelerin, terörün, sosyal gerilimlerin her biri ayrı değerlendirme konularıdır. Türkiye artık yeni bir lige çıkmıştır. Yaşanan her gelişme ülkemizin önündeki fırsatın büyüklüğünü teyit etmektedir. Ülkemiz 20 yılda sahip olduğu altyapı ile bugünlere hazırlanmıştır.
İnsanımızın kendine güveni o kadar kuvvetlendi ki, elinde bavulu olmadan dahi gelip başarı hikayesi yazan insanlarımızı görmek mümkün. STK’larımızın gönüller kazanan çalışmaları bir efsane. Türkiye artık dünyanın yeniden şekillenen siyasi ve ekonomik yönetim yapısının dışlamaya kimsenin yetemeyeceği bir aktörü haline gelmektedir.
Buradan çağrımı yapıyorum; Adalet Bakanlığımız koordinasyonunda yargı ve hukuk dünyamız 2053 vizyonunu hazırlamaya başlamalıdır.”
Hibya Haber Ajansı