Cinsel işlev bozuklukları tedavisi yürüten Acıbadem Fulya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Selcen Bahadır, yaşanan cinsel sorunlar ve tedavilerine ilişkin açıklamalar yaptı, uyarı ve önerilerde bulundu.
Dr. Selcen Bahadır konuyla ilgili şunları söyledi:
“Cinsel sorunlar yaşayanların hekime başvurmaktan çekinerek, çoğunlukla internetten çare aradıklarını, bu nedenle kolayca çözülebilecek bir sorunu bile işin içinden çıkılmaz noktalara götürebildiklerini vurguluyor. Son yıllarda özellikle kadınlarda ‘cinsel isteksizliğin’ giderek öne çıktığını belirten Dr. Selcen Bahadır “Kadınlarda en sık görülen cinsel işlev bozukluğu; cinsel istek ve buna bağlı uyarılma sorunlarıdır. Bu sorunlar; kadının sürekli veya tekrarlayıcı bir şekilde cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması veya hiç olmaması durumu olarak tanımlanırken, tanı koyabilmek için kişinin bu durumla ilgili bir sıkıntı duyması da gerekmektedir. Bazı kaynaklar yüzde 50 oranında kadının cinsel istek ve uyarılma bozukluğu yaşadığını bildirmiştir. Öte yandan ülkemizde kliniklerimize başvuru oranı bu yoğunlukta değildir. Çünkü cinsellik hala tabu olarak görülen ve çekinilen bir konudur.
Depresyon, kaygı bozukluğu gibi nedenler ve buna yönelik kullanılan ilaçlar sorunları başlatabilirken; cinselliğe dair olumsuz inanışlar, öz güven eksikliği, romantik ilişkiye ve eşe dair olumsuz tutumlar, duygusal yakınlığın azalması, evlilik çatışmaları, kadının gebelik, emzirme veya menopoz gibi dönemlerinin hormonal farklılıkları, cinsel taciz veya travma öyküsü ve cinselliği eşe karşı yerine getirilmesi gereken bir görev veya sadece üremeye yardımcı bir araç olarak görmesi, yine üreme çağında bazı hormonal sorunlar ve kullanılan ilaçlar da cinsel isteksizlik olarak karşımıza çıkabiliyor. Öte yandan kadının ev ile ilgili ve varsa çocuklar ile ilgili sorumlulukları, ekonomik kaygılar da cinsel isteksizliğe yol açabilen faktörler arasında önemli bir rol oynuyor. Dolayısıyla kadından ayrıntılı bir medikal, psikolojik ve cinsel öykü almak tedaviden önce yapılması gereken en önemli konudur.
Erkekler de cinsel sorunlar nedeniyle hekime başvurmaya çekiniyor. Başvurularda en sık karşılaştığımız sorunlar; ereksiyon veya boşalma sorunları oluyor. Ereksiyon veya boşalma sorunu yaşayan bir erkeğin öncelikle şikayetinin ne olduğu ve altta yatan bir istek sorunu olup olmadığının ayrıntılı olarak sorgulanması gerekiyor. Yetersiz veya yanlış cinsel bilgi, altta yatan psikolojik sorunlar, evlilik çatışmaları, ekonomik sorunlar veya ağır iş yükü gibi birçok faktör erkek cinsel istek azlığının altında yer alan nedenlerden olabiliyor. Erkeklerde de tedavi için cinsel istek bozukluğu değerlendirilmesi biyopsikososyal model üzerinden yapılıyor. Erkeğin yaşı, hormonal durumu ve yine kullandığı ilaçlar açısından mutlaka değerlendirme yapmak gerekiyor.
Hem kadında hem de erkekte ayrıntılı öykü aldıktan sonra altta yatan hormonal veya biyolojik nedenler varlığında gereken medikal tedavinin uygulanması gerektiğini vurgulayan Dr. Selcen Bahadır, sorunun hormonal veya biyolojik nedenlerden kaynaklanmadığının tespit edildiği noktada devreye cinsel terapinin girdiğini söylüyor. Dr. Selcen Bahadır cinsel terapi ile kısa sürede başarılı sonuçlar alabildiklerini belirterek “Biz cinsel sağlıkla ilgilenen uzmanlar doğru cinsel terapi teknikleri ile bireylere fayda sağlamaya çalışmaktayız. Unutmayalım ki; her çift için doğru olan bir cinsel istek düzeyi veya cinsel ilişki sıklığı yoktur. Kişiler ilişki içinde değerlendirilmeli, partner katılımı ile cinsel terapi uygulanmalıdır. Partner katılımı ile yapılan tedavilerin daha başarılı olduğu bilinmekle birlikte, partneri olmayan bireylerin terapilerini bireysel olarak da yapabiliyoruz.
Doğru yönteme karar verebilmek için bireyler ayrı ayrı ve çift olarak dinlenmelidir. Ayrıntılı cinsel, medikal, psikolojik öykü sonrası eğer altta yatan hormonal veya biyolojik bir sorun varsa gerekli görülen bölümlerden konsültasyon alınmalı, romantik ilişkiye dair çatışmalar ağırlaşmış ise evlilik/ ilişki terapistine başvurulmalı ya da altta soruna yol açabilen psikiyatrik bir öykü varsa psikiyatri uzmanından görüş alınmalıdır.” Sorunun bu etkenlerden kaynaklanmaması durumunda çiftlere günümüzde daha çok bilişsel davranışçı metotların kullanıldığı cinsel terapi ekolünün uygulandığını belirten Dr. Selcen Bahadır “Cinsel terapiler kişilerin cinselliğe dair negatif düşüncelerini ve duygularını saptadığımız, onlara korku ve kaygının değil, hazzın eşlik ettiği yeni cinsel repertuvarlar oluşturduğumuz, çiftler arası açık iletişimin önemini vurguladığımız, romantik ve erotik ev ödevlerini içeren, genellikle haftalık seanslar halinde devam eden görüşmelerdir. Seansların ne kadar süreceği çiftin sorununa ve tedaviye uyumuna bağlıdır. İyileşme oranları da uygulanan tekniğe bağlı olduğu kadar çiftin verilen ödevleri yerine getirmesine kısacası iyileşme çabasına da bağlıdır.”
Hibya Haber Ajansı