14 Mayıs’ta yapılacak seçimler, Türkiye’deki ekonomik ve toplumsal gelişmeler açısından büyük önem taşıdığı gibi, Türk dış politikası üzerinde de belirleyici olacak.
20 yılı aşkın süredir iktidardaki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en zorlu sınavı olarak değerlendirilen kritik seçimin, Türkiye’nin Rusya ile son yıllarda yaşadığı yakınlaşmaya, Çin ile ilişkilerine ve Ortadoğu’daki gelişmelere nasıl etki edeceği tüm dünyayı yakından ilgilendiriyor.
Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimden galip ayrılması durumunda, Türkiye’nin Batı’ya yönelebileceğine işaret eden Çinli uzmanlar, olası iktidar değişikliğinin Türk dış politikasında yaratacağı etkiler konusunda farklı görüşlere sahip.
‘‘Çin-Türkiye arasında ‘siyasi soğukluk, ekonomik hareketlilik’ dönemi yaşanabilir’’
Zhejiang Uluslararası Çalışmalar Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi Direktörü Profesör Shen Zhixing, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden seçilmesi durumunda, Türkiye'nin Doğu ile Batı arasında yürüttüğü denge politikasını sürdüreceğini, Çin ile Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari işbirliğinin de istikrarlı şekilde ilerlemeye devam edeceğini söyledi.
Avrupa Birliği'ne üyelik süreci defalarca engellere maruz kalan Türkiye’de Shanghai İşbirliği Örgütü'ne katılma arayışlarının başladığına işaret eden Profesör Shen, Çin’in Kuşak ve Yol inisiyatifi ile Türkiye’nin Orta Koridor planının kenetlenmesini desteklemenin stratejik açıdan Türkiye’nin çıkarına olduğunu dile getirdi.
Profesör Shen, muhalefetin programına bakıldığında, Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanması hâlinde Türkiye’nin Doğu ile Batı arasında bir tercih yaparak Batı’ya yöneleceğini ifade etti.
Çinli akademisyen, ABD ve Batılı ülkelerin, AB’ye üyelik ve Kürt sorunu gibi hususlarda Ankara’nın isteklerini yerine getirme ihtimalinin düşük olduğunu, dolayısıyla muhalefetin "Tarihî İpek Yolu'nun yeniden canlandırılması" önerisini de ortaya koyduğuna dikkat çekerek, ‘‘Çin-Türkiye ilişkilerinde ‘siyasi soğukluk, ekonomik hareketlilik’ dönemi yaşanabilir.’’ dedi.
Shen, Türkiye’deki olası iktidar değişikliğinin iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari işbirliğini büyük ölçüde etkilemeyeceğini kaydetti.
Shanghai Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi Direktörü Profesör Guo Changgang, Türkiye’nin ABD ve diğer Batılı ülkelerden gelen yatırımlara karşı temkinli davrandığına işaret etti. Ekonomisinin tamamen Batı’nın kontrolüne girmesini veya Batı’ya bağımlı hâle gelmesini istemeyen Türkiye'nin kalkınma modelini çeşitlendirmeyi arzuladığına dikkat çeken Profesör Guo, Orta Koridor ile Kuşak ve Yol’un kenetlenmesinin bu açıdan iyi bir örnek teşkil ettiği gibi, Türkiye'nin enerji ve lojistik merkezi olma rolünü ileriye taşıması için de önemli bir fırsat olduğunu dile getirdi.
‘‘Rusya ile ilişkilerin bozulmasının bedeli ağır olur’’
Türkiye’deki olası iktidar değişikliği, Ankara’nın Moskova ile Kiev arasındaki arabuluculuk çabaları açısından da merak konusu.
Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmaların başlamasından sonra Batılı ülkelerin Moskova’ya yönelik yaptırımlarına katılmayan Türkiye, arabuluculuk çabaları ve Karadeniz Tahıl Girişimi ile uluslararası arenada dikkat çekti. Diğer yandan, Ankara ile Moskova, enerji alanındaki işbirliğini de sıkılaştırıyor.
Peki Türkiye ile Rusya arasında son yıllarda görülen yakınlaşma, Erdoğan döneminin bitmesi hâlinde devam edecek mi?
Profesör Shen Zhixing, Erdoğan iktidarının sürmesi durumunda, Türkiye ile Rusya arasında enerji, savunma, ekonomi ve ticaret gibi alanlardaki işbirliğinin süratle gelişmeye devam edeceğini, Ankara’nın Batı ile Moskova arasındaki denge stratejisini sürdüreceğini kaydetti.
Muhalefetin 14 Mayıs’taki seçimlerden galip ayrılması durumunda Türkiye’nin siyasi olarak Batı’ya yöneleceğini, askerî olarak da NATO çizgisine döneceğini ifade eden Çinli akademisyen, Türkiye-Rusya ilişkilerinin bu durumdan büyük ölçüde etkileneceğini vurguladı. Profesör Shen, ilişkilerin bozulması hâlinde Ankara’nın Moskova’dan gelecek büyük bir baskıyla karşı karşıya kalacağını, uzun yıllardır yaratılan olumlu tablonun ortadan kalkacağını belirterek, bunun bedelinin ağır olacağını kaydetti.
Zou: Rusya ile dengeli bir politika izlenmesi bekleniyor
Fudan Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nden araştırmacı Zou Zhigang ise Erdoğan ve AK Parti döneminin sona ermesi hâlinde dahi Türkiye’nin Rusya ile Batı arasında dengeli bir politika sürdüreceği kanısında.
Zou Zhigang, ‘‘İktidar değişikliği, Türkiye-Rusya ilişkileri üzerinde belli bir etki yaratacak, ancak Türkiye'nin tamamen Batı’nın yanında yer alması, ABD’nin talebiyle Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılması mümkün değil.’’ diye konuştu.
Zou, ‘‘Ankara ile Moskova’nın ekonomi, enerji ve bölgesel güvenlik alanlarındaki ortak çıkarları gözetildiğinde, Rusya ile arasının tamamen açılması Türkiye'nin ulusal çıkarlarına uygun değil. Dolayısıyla, dengeli bir politikanın sürdürülmesi bekleniyor.’’ ifadelerini kullandı.
‘‘Muhalefet, Avrupa yanlısı duruş sergiliyor’’
Araştırmacı Zou Zhigang, Millet İttifakı’nın Türkiye’nin bir Batı ülkesi olma konumuna vurgu yaptığı, Avrupa yanlısı bir duruş sergilediği kanısında.
Zou, ‘‘Muhalefet, ABD-Türkiye ittifakının yeniden canlanmasını ve NATO üyesi kimliğini savunuyor; Erdoğan’ın şahsında kişiselleştirilmiş bir dış politikaya karşı olduğu gibi, çok kutuplu bir dünyayı, diğer büyük güçlerle ilişkileri geliştirmeyi savunuyor.’’ dedi.
Prof. Guo: İktidar değişikliği Ortadoğu politikasını etkilemez
Son yıllarda diplomatik açıdan büyük bir hareketliliğe sahne olan Ortadoğu bölgesi de Türkiye’deki kritik seçimlerin sonuçlarından etkilenecek.
Suudi Arabistan ile İran yıllar sonra ‘‘barışırken’’, Suriye Arap Birliği’ne geri döndü. Türkiye, 2013’ten beri büyük gerilim yaşadığı Mısır ile ilişkilerini yumuşattı, Şam yönetimiyle de temas kurmaya başladı.
Türk halkının sandıkta yapacağı seçim, ülkenin Ortadoğu politikasını nasıl etkileyecek? Çinli uzmanlar, Ortadoğu’daki muhtemel gelişmelere nasıl bakıyor?
Shanghai Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi Direktörü Profesör Guo Changgang, olası iktidar değişikliğinin Ankara’nın Ortadoğu politikasını değiştirmeyeceğini belirtti.
Türkiye’nin son dönemde Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail ve Mısır ile ilişkilerini normalleştirdiğini hatırlatan Profesör Guo, ‘‘Bu durum, Çin'in Ortadoğu'da barış ve uzlaşmayı teşvik etme yönündeki tutumuyla da aynı çizgide, zira dostane bir atmosfer bölge ülkelerinin kalkınması için önemli bir teminat.’’ ifadelerini kullandı.
Millet İttifakı’nda yer alan Gelecek Partisi'nin genel başkanı Ahmet Davutoğlu’nun "komşu ülkelerde sıfır sorun" politikasını önerdiğine işaret eden Profesör Guo, muhalefetin seçimden galip ayrılması durumunda da Türkiye'nin Ortadoğu'daki komşu ülkeleriyle ilişkilerine dönük politikasını değiştirmesinin pek mümkün görünmediğini dile getirdi.
‘‘Türkiye, kim kazanırsa kazansın Orta Asya’daki nüfuzunu artırmak isteyecek’’
Türk dış politikasında son dönemde öne çıkan noktalardan biri de Orta Asya ile ilişkiler oldu. Türk Konseyi’nin adının 2021’de İstanbul’da düzenlenen zirveyle Türk Devletleri Teşkilatı olarak değişmesi uluslararası toplumun dikkatini çekti.
Çinli uzmanlar, Türkiye’nin Orta Asya politikasında yakın gelecekte bir değişiklik beklemiyor.
Fudan Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi'nden Dr. Zou Zhigang, Türkiye’nin son yıllarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde Orta Asya ile işbirliğini güçlendirdiğini, Avrasya’nın kalbindeki nüfuzunu genişletmeye çalıştığını hatırlatarak, ‘‘Muhalefet partileri de Türkiye’nin çevresindeki tecridin kalkmasını, bölge ülkeleriyle ilişkilerin tamir edilmesini savunuyor. Bu, Erdoğan hükümetinin Orta Asya politikasından temelde farklı değil. Dolayısıyla, iktidarın değişmesi durumunda Türkiye’nin bölgeye dönük politikasında büyük ölçüde istikrar korunacak.’’ ifadelerini kullandı.
Zou Zhigang ile aynı kanaati taşıyan Profesör Guo Changgang, ‘‘Seçimi kim kazanırsa kazansın, Türkiye bölgedeki önemli bir güç olarak rolünü artırmak isteyecek.’’ dedi.
Ankara’nın Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerinin, Beijing ile ilişkileriyle birlikte değerlendirilebileceğine işaret eden Guo, ‘‘Beş Orta Asya ülkesi, Kuşak ve Yol’un üzerindeki önemli ülkeler. Kuşak ve Yol ile Orta Koridor’un kenetlenmesi bağlamında Çin, Türkiye ve beş Orta Asya ülkesi arasındaki işbirliğinin daha da derinleştirilmesi için yeterli alan bulunuyor.’’ diye konuştu.
‘‘Batı medyasında Millet İttifakı’na destek var’’
Profesör Guo Changgang, son dönemde Batı medyasında sıklıkla Millet İttifakı’nı destekleyen açıklamalar yayımlandığına işaret ederek, ‘‘Verilere göre, 5 ila 6 milyon genç seçmen ilk kez oy kullanacak. Batı kamuoyunun, sosyal medyayı daha sık kullanan genç seçmenler üzerinde etkili olması beklenebilir. Gençlerin oyu, seçimin anahtarı olabilir.’’ dedi.
Çinli uzmanlar, cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda kazanılmasının büyük önem taşıdığının, seçimin ikinci tura kalması hâlinde belirsizlik unsurlarının sayısının artacağının altını çizdi.
Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu
Hibya Haber Ajansı