Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, geçtiğimiz günlerde Çin’in temiz enerji teknolojilerinde dünya lideri olduğunu söyledi. Birol, “Çin, güneş ve rüzgâr enerjisi, elektrikli araçlar, bataryalar, hidroelektrik ve yeni nükleer enerji alanlarında da dünya lideri. Çin, sadece ülke içinde temiz enerji üretmekle kalmıyor, aynı zamanda teknolojik yeniliklerle maliyetleri düşürerek bu teknolojileri dünya genelinde erişilebilir hale getiriyor. Bu da diğer ülkelerin temiz enerji gelişimlerine katkıda bulunuyor” diye konuştu.
Birol’un bu açıklamaları, sadece çevre ve iklim boyutuyla değil, politik, ekonomik ve teknolojik yönüyle de önemli. Dahası bu tablo, çevre ve iklim değişikliği konusunda, çevrenin adeta canına okuyarak gelişen, dünyayı en fazla kirleten, fakat çevre hassasiyetini kullanarak gelişmekte olan ülkelerin gelişmesini önlemeye çalışan batı ülkelerinin de maskesini düşürüyor ve ellerinden önemli bir kozu alıyor.
Konuyu daha kapsamlı olarak tartışmak için, birkaç güncel bilgiyi daha paylaşalım.
Çin’de, kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla 12 bin dolar. Hızla orta sınıflaşan, kentleşen bir nüfus söz konusu ki orta sınıf, 400 milyonu geçiyor. Bu da tüketimi, büyümeyi, istikrarı olumlu etkiliyor. Çok sayıda küresel finans kuruluşu, Çin ekonomisinin 2024 yılında da olumlu bir seyir izleyeceğini, büyümesini sürdüreceğini, bunun da yurttaşların gelirine ve tüketimine yansıyacağını açıkladılar. Çin’de yurtiçi turizm gelirlerinde de büyük bir artış gözleniyor. Bu da ekonomik boyutları yanında toplumsal ve kültürel olarak tipik, klasik bir orta sınıflaşma göstergesidir.
Birkaç bilgi daha paylaşalım.
Çin’in merkez bankası olan Çin Halk Bankası’nın verilerine göre, 2023’ün Eylül ayına kadar ülkedeki finans kuruluşlarının toplam varlıkları, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,5 oranında artarak yaklaşık 64 trilyon dolara ulaştı. Çin’in döviz rezervleri, de Kasım ayı sonunda 3 trilyon 171 milyar 800 milyon ABD dolarını buldu.
Çin ile Avrupa arasındaki yük treni seferlerindeki artış da dikkat çekiyor, Çin tersanelerine yapılan gemi siparişindeki artış da. Bu artışlar, ticari yönü yanında, demir ve deniz yollarının önemini yansıtıyor. İstihdama, teknolojik atılıma, zenginleşmeye, üretim artışına zemin hazırlıyor.
Bu verileri paylaştıktan sonra, gelelim, Çin’in asıl başarmak istediği, ulaşmaya çalıştığı dengeli kalkınma hedefine. Çünkü kırsaldaki gelişmenin istikrarı, kent ve kır arasındaki gelişmişlik farkının azaltılması, kırdan kente göçü yavaşlatacağı gibi, zenginleşmeyi tabana yayacak, ekonomik ve politik istikrarı da pekiştirecektir. Çin liderliği, bunu çok önemsiyor. Çünkü 1.4 milyar nüfusu olan Çin’de nüfus eşit şekilde dağılmamıştır. Çin’in doğu ve güneydoğusu yoğun nüfusa, batı ve kuzeybatısı seyrek nüfusa sahiptir. Çin’de kişi başına düşen ekilebilir arazi, dünya ortalamasının yarısından az ve kişi başına düşen su kaynakları da dünya ortalamasının dörtte biri kadardır.
O nedenle yüksek nüfus, sınırlı kaynaklar, istikrarlı kalkınma ve çevreyle barışık büyüme arasında dengeyi tutturmak, Çin’in büyük başarısıdır.
Hibya Haber Ajansı