Çin Medya Grubu, Çin ABD diyalogunu yorumladı. Gruptan yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Çin-ABD Kapsamlı Ekonomi Diyaloğu’nun baş müzakerecileri, dün video bağlantısı yoluyla 2022 yılındaki ilk görüşmeyi gerçekleştirdi.
Çin tarafının dün sabah yayınladığı “Çinli ve ABD’li yetkililer görüştü” başlıklı bir haberde Çin’in bu konudaki tutarlı ve kesin tavrı yansıtıldı.
Belirsizlikten çıkmak ve önünü görmek, dünyanın şu an en acil ihtiyacıdır.
Çin ve ABD arasındaki diyalogda yeni gelişmeler kaydedildi. Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Siyasi Bürosu Üyesi, Çin Başbakan Yardımcısı ve Çin-ABD Kapsamlı Ekonomi Diyaloğunda Çin tarafının başkanı olan Liu He, ABD Hazine Bakanı Janet Yellen ile dün sabah video yoluyla görüştü.
Bu görüşme dahil olarak, Çin-ABD Kapsamlı Ekonomi Diyaloğunun temsilcileri, Biden yönetiminin göreve başlamasından bu yana geçen bir buçuk yıl içinde toplam 5 müzakere yapmıştı.
Geçen yılla kıyaslandığında, uluslararası durumda büyük değişimler yaşandı. İki ülkenin liderleri, Mart ayında yapılan Çin-ABD liderler görüşmesinde Çin-ABD ilişkilerine yön vererek dünyanın karşılaştığı ciddi meydan okumaları ele almıştı.
Dünkü görüşme de iki liderin video görüşmede mutabık kaldığı görevlerin yerine getirilmesini amaçladı. Ancak geçen yılki temaslara oranla, bu defaki görüşmede iki değişiklik var.
İlk olarak, zamanlamaya bakıldığında geçen yılki görüşme Mayıs ayında yapılırken bu yıl biraz geç düzenlendi.
Fudan Üniversitesi Amerikan Araştırmaları Merkezi Direktörü Wu Xinbo, Biden yönetimi içinde Çin’e yönelik ekonomik ve ticaret politikaları hakkında yaşanan fikir ayrılıklarının Çin’le ekonomik ve ticari diyalogu geciktirdiğini kaydetti.
ABD ekonomisi belirsizlikten bunaldı. Bu da iki tarafın böyle bir zamanda iletişimde bulunmasının nedenidir.
Trump yönetiminin sözde “301 Soruşturması”nın sonucuna dayanarak ABD’ye ihraç edilen Çin mallarına tarife getirmesinin süresi, bu yaz sona erecek.
Janet Yellen’in açıklamalarından da ABD’nin artık belirsizlikten uzaklaşmaya çalıştığı hissedilebilir.
Çin’e gümrük vergileri getirmenin Amerikalı tüketicilere zarar vereceğini defalarca dile getiren üst düzeyli yetkililerden biri olan Yellen, Amerikan tüketicilerinin ve işletmelerinin somut çıkarlarına odaklanıyor.
İçten ve yapıcı bir görüşme
İki taraf makroekonomik durum, küresel endüstri ve tedarik zincirin istikrarı dahil çeşitli konularda somut ve içtenlikle fikir alışverişinde bulundu, bu görüşme yapıcı bir şekilde gerçekleştirildi.
Söz konusu görüşmede küresel endüstri ve tedarik zincirinin istikrarına dair yeni bir gündem ortaya koyuldu.
Çin Ticaret Bakanlığı Dış Ticaret Enstitüsü Müdürü Liang Ming, daha önceki Çin-ABD ekonomik ve ticari diyaloglarında küresel endüstri ve tedarik zincirinin istikrarına değinmeyen ABD’nin bu kez aceleyle bu konuyu masaya getirmesinin, kendi içinde enflasyonun gerçekten dayanılmaz hale gelmesinden kaynaklandığını, tedarik zincirinin ise enflasyonu etkileyen kritik bir unsur olduğunu vurguladı.
Enflasyon baskısı artıyor, diyalog şart
Bundan önceki diyalogdan sonra ABD’de son 8 yıldaki enflasyon verilerine bakıldığında, kısa vadeli bir düşüşün ardından enflasyon yine yeni tarihi rekor kırdı. ABD ekonomisi artık net ve öngörülebilir bir ortama ihtiyaç duyuyor.
ABD basınında yer alan haberlerde, enflasyonun kontrol altına alınamamasının nedeni olarak, emtia mal fiyatlarının yükselişine ve gıda krizine işaret ediliyor.
Söz konusu sorunları çözemeyen ABD’nin tavır değişikliği dünkü görüşmenin atmosferine yansıdı.
Bu kez “somut” sözcüğünün en başta yer alması, ABD’nin sorunları çözme hedefine yeniden dönmesini işaret etti.
ABD harekete geçmeli
Görüşme yapıcı bir şekilde gerçekleştirildikçe ABD’nin de harekete geçmesi gerektir.
Mevcut dünya ekonomisinin ciddi zorluklarla karşı karşıya olduğuna inanan iki taraf, Çin ile ABD arasındaki makro politikaların iletişimini ve koordinasyonunu güçlendirme ve ortaklaşa küresel endüstri ve tedarik zincirinin istikrarını sağlamanın büyük önem taşıdığını, Çin, ABD ve tüm dünya için faydalı olduğunu savundu.
Bu cümlede “dünya” ve “küresel”den söz edildi. Çin-ABD ilişkilerinin dünya için anlamı çok belirgindir. Günümü dünyası en çok önünü görebilmeye ihtiyaç duymaktadır.
Bir önceki diyalogda iki taraf, dünya ekonomisinin toparlanmasının kritik bir dönemeçte bulunduğu görüşündeydi. Bu kez iki taraf dünya ekonomisinin ciddi meydan okumalarla karşı karşıya olduğunu savundu.
Bu yılki “Kara Kuğu” olayı, küresel ekonominin yüzde 86’sını oluşturan 143 ülke için yılın ekonomik büyüme tahmininde aşağı yönlü revizyona yol açacak.
Çin ve ABD’nin bu arka planda iletişimde bulunması, büyük anlam taşıyarak iki tarafın makroekonomik durum, küresel endüstri ve tedarik zincirin istikrarı, enerji krizi ve gıda krizine müdahale ve iklim değişikliğine müdahale gibi alanlardaki işbirliğine yararlıdır.
Liang Ming, her ekonomik krizde, Çin ile ABD arasındaki koordinasyon ve işbirliğinin dünya ekonomisinin toparlanmasının teşvik edilmesinde çok önemli bir rol oynadığını söyledi.
Bu defaki diyalogda “küresel endüstri ve tedarik zinciri istikrarından iki kez söz edilerek bunun ortaklaşa sağlanmasına vurgu yapılması nadir görülen bir olgudur.
Çin’in “ortak” vurgusu, Soğuk Savaş zihniyetine dayalı küresel endüstri ve tedarik zincirinin istikrarını baltalayan kötü eylemlere yönelik bir uyarıdır.
Küresel kalkınma süreci şu an ciddi kesintiye uğradı. Yaklaşık 70 ülkede 1,2 milyar insan salgın, gıda, enerji ve borç krizleriyle karşı karşıya. Geçtiğimiz on yıllarda küresel yoksulluğun azaltılmasında edinilen neticeler boşa gidebilir.
Büyük ülkeler, karar ve eylemlerde bulunurken sadece kendi çıkar ve taleplerine odaklanmamalı, aynı zamanda küresel sıcak sorunların doğru bir şekilde çözülmesine de dikkat etmeli, küresel istikrarı ve milyarlarca insanın üretimini ve yaşamı dikkate almalı.
ABD’nin sadece siyasi cesaret göstererek “yüzyılın sorununa” cevap vermekle kalmayıp, aynı zamanda dünya halklarının endişe duyduğu “çağın sorusuna” cevap vermek için siyasi sorumluluğu üstlenmesi gerekir.
Çin tarafı, ABD’nin Çin’e uyguladığı ek tarifelerin ve yaptırımların kaldırılması ve Çinli şirketlere adil muamele gibi konulardaki endişelerini dile getirdi. Her iki taraf da diyalog ve iletişimi sürdürmeye devam etme konusunda mutabık kaldı.
Çin-ABD işbirliğine vurgu yapılırken, ABD’nin Çin’in temel kaygılarını ele alması ve işbirliği için elverişli bir atmosfer ve koşul yaratması gerekir.
Çin tarafı bu diyalogda üç önemli endişeyi bir kez daha dile getirdi:
-Çin mallarına uygulanan ek tarifeler kaldırılmalı;
-Çin’e karşı yaptırımlar kaldırılmalı;
– Çinli şirketlere adil davranılmalı.
Bunlara bakıldığında, ABD’nin hâlâ düşünce kalıbından tamamen kurtulamamış olduğu ve iki tarafın aynı yönde ilerlemesinin dünyaya yararlı olacağı anlayışına net olarak varamadığı görülüyor.
Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü’nden elde edilen verilerde, Çin mallarına uygulanan ek tarifelerinin kaldırılması halinde, ABD’deki enflasyon oranının yaklaşık yüzde 1 düşebileceği aktarıldı.
Aklın yolu bir, ancak karar almak zor…
“Wall Street Journal”da yer alan haberde, Biden yönetiminin yakında Çin mallarına uygulanan bazı tarifeleri iptal etmeye karar vermesinin beklendiği, en erken bu hafta içinde bir duyuru yapılacağı belirtildi.
Ancak Bloomberg’de yer alan haberde Biden’ın nihai bir karar vermediği ve zamanın ertelenebileceği belirtildi.
Rasyonel seçeneğin hangisi olduğunu artık gören ABD yine de bir karar veremiyor.
İç yönetiminde kararsız olan ABD, dış ilişkilerinde ideoloji, önyargı ve jeopolitik hırsların etkisinde kalarak dünya çapında zıtlaşmayı körüklüyor.
ABD kendi kendine yetme yaklaşımını değiştirmezse, sadece kendisine zarar verecektir.
Böylesine büyük bir ülke olan ABD, kararlı ve rasyonel kararlar alıp büyük bir ülke olmanın itibarını geri kazanmaya çalışmalıdır.”
Kaynak Çin Uluslararası Radyosu
Hibya Haber Ajansı