Çin, Türkiye’ye ne getirdi? Bu soruya Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Hua Chunying kısa süre önce twitter hesabında paylaştığı iki fotoğrafla yanıt verdi.
Söz konusu iki fotoğrafın ilkinde, “Çin, Türkiye’ye ne getirdi: ipek, porselen ve çay” şeklinde yorumu yazdı. Diğer fotoğrafta ise “Batılı ülkeler, Türkiye’ye ne getirdi: zırh, kılıç ve tüfek” şeklinde yorum yaptı. Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Hua Chunying, paylaştığı yazıda, “Bunların hepsi, İstanbul’da Topkapı Sarayı Müzesi’nde sergilenen tarihi eserler, birbirlerinden tamamen farklı olan iki medeniyetler arası etkileşimi yansıtıyor.” ifadelerini kullandı.
Çin ve Türkiye, tarihi ipek yolunun doğu ve batı ucunda yer alır. İki bin yıl öncesinde, bu dostluk ve ticaret yolu, Çin ve Türkiye’yi birbirlerine sıkıca bağlar. Çin’den Türkiye’ye sevk edilen ipek, porselen ve çay gibi mallar, iki ülke arasında geleneksel dostluğun önemli göstergesidir. Uzmanlar, Topkapı Sarayı Müzesi’nin Çin dışında en zengin Mavi-Beyaz Porselen koleksiyonuna sahip olduğunu savundu.
Günümüzde Çin’in “Kuşak ve Yol” inisiyatifi ve Türkiye’nin “Orta Koridor” planı arasında kenetlemenin yoğunlaştırılmasıyla birlikte, iki ülkenin siyaset, ticaret, kültür ve teknoloji alanlarındaki işbirliği gittikçe derinleşiyor. 2021 yılında iki ülke arasındaki mal ticaret hacmi, 35 milyar 900 milyon ABD Doları’nı buldu. Bu sayı, COVID-19 salgınının getirdiği olumsuz etkilere rağmen, yüzde 46 oranında arttı. Çin, Türkiye’nin ikinci büyük ticaret ortağı oldu.
Batılı ülkelerin Türkiye’ye ne getirdiğine bakıldığında, Batılı ülkeler, tarihte Türkiye’ye zırh, kılıç ve tüfek gibi silahlar getirmekle sınırlı kalmayıp, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Paris Barış Konferansı ve Washington Deniz Silahsızlanma Konferansı’nı düzenlemekle, Osmanlı İmparatorluğu’un topraklarını bölmeye kalkıştı. Günümüzde, başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler, sömürgecilik, savaş açmak ve yağmalamaya dayalı eski mantığını hiç değiştirmedi. Özellikle ABD, sıkça demokrasi ve insan hakları kisvesi altında, ABD ile müteffiği olan Türkiye’ye siyasi ve ekonomik yaptırımlar uygulamaya kalkışıyor. Örneğin, ABD, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi aldığı gerekçesiyle Türkiye’ye yaptırım uygulayacağı uyarısında bulundu. Öte yandan, ABD, dünya çapında ABD Doları’nın hegemonyacılığını korumakla, diğer ülkelerin mal varlığını “yağmalamaya” kalkıştı. Türkiye gibi yeni yükselen piyasalar, bu “yağmalama” girişiminden büyük zarar gördü.
Günümüzde, tarihi ipek yolunda Çin çayının mis gibi kokusu, yine de dünyanın dört köşesine yayılıyor, İstanbul-Ankara hızlı tren hattı, yerel halka ulaştırma kolaylığı sağlıyor. Türkiye dahil tüm dünya ülkeleri, kimlerin dünyaya barış ve kalkınma getirdiğini, kimlerin ise dünyayı savaş ve çatışmaya soktuğunu her geçen gün daha net şekilde görüyor. ABD gibi Batılı ülkelerin Çin’in kalkınma yeteneğini siyasi güç genişlemesi olarak görüp, önyargılarla Çin’e yaklaşmasının ciddi bir hata olduğu gerçekler tarafından kanıtlanacaktır.
“Kuşak ve Yol” inisiyatifi ve küresel kalkınma inisiyatifinin istikrarlı şekilde ilerletilmesiyle birlikte, Çin, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere daha fazla destek sağlayacak, daha çok müjde getirecektir.
Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu
Hibya Haber Ajansı