Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin son ABD ziyareti hakkında Associated Press’te “Çin-ABD ilişkilerinin gelişimine dair umut ” başlığı kullanıldı.
ABD’den gelen davet üzerine, Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Bürosu Üyesi ve Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, 26-28 Ekim tarihlerinde ABD’ye resmi ziyarette bulundu. Ziyaret sırasında ABD Başkanı Joe Biden, Wang Yi’yle bir araya geldi. Wang Yi ayrıca ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ve ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’la görüştü.
İki ülke liderlerinin kasım ayında San Francisco’da düzenlenecek APEC Zirvesi esnasında görüşmesi planlanıyor. Son dönemde Çin ile ABD arasında sıklığı artan temaslar, liderler zirvesine hazırlık anlamı da taşıyor. Xi-Biden zirvesinde tarafların mutabık kalması, ikili ilişkileri belli bir süre iyimser bir havada tutmak adına önem taşıyor.
5 şart, 3 görev
Çin’in bu ziyaretler sırasında ortaya koyduğu beş temel şart var:
"İki lider arasında daha önce varılan uzlaşmaya sadık kalınması,
İkili ilişkilerde istikrarın korunması,
İletişim kanallarının pürüzsüz tutulması,
İhtilafların kontrol altına alınması,
Kazan-kazan iş birliğinin ilerletilmesi."
Bununla birlikte Çin, iki ülkenin birbirinin stratejik niyetlerini objektif bir şekilde anlamak, Çin-ABD ilişkisindeki rekabet unsurlarını doğru bir şekilde ele almak ve ulusal güvenlik konseptini doğru bir şekilde açıklamak gibi üç göreve odaklanıyor.
Çin, ikili ilişkilerin sağlıklı bir yörüngeye yeniden oturtulması için net bir planlama ortaya koymak istiyor. ABD de bu konuya nispeten olumlu yaklaşarak iki ülke arasındaki ilişkilerin istikrarı ve sürdürülebilirliğinin korunmasına ilişkin arzusunu ifade etti.
2024 ABD Başkanlık Seçimleri’nin getirdiği baskıyla karşı karşıya kalan mevcut yönetim, diplomatik alanda giderek daha fazla ekstra puana ihtiyaç duyuyor. Elverişli bir Çin-ABD ilişkisinin kurulması ve ardından Çin ve ABD’ye fayda sağlayan sağlıklı bir kalkınmanın gerçekleştirilmesi, diplomatik açıdan Biden yönetimine puan kazandırabilecek en olası alan haline geldi. Çin ile ABD arasında gerçekleştirilen son görüşmede ABD beklendiği gibi aktif ve pragmatik bir tutum sergiledi.
Çin-ABD ekonomik çalışma ekibi ve finansal çalışma ekibinin peş peşe aktif hale getirilmesi ve yerel temaslar, ikilim değişikliği gibi alanlardaki iş birliğinin sürdürülmesiyle, iki ülke arasında çeşitli düzeylerdeki temaslar gittikçe yoğunlaşıyor. İki taraf, yakın zamanda denizcilik işleri, askeri kontrol, silahların yayılmasının önlenmesi, diplomatik politikalar gibi konularda müzakerelerin gerçekleştirilmesinde mutabık kaldı. Ayrıca iki ülke arasında yolcu uçuşlarının sayısının daha da artırılması kararı alındı. Tüm bu gelişmeler, ABD pragmatik bir tutum benimsediği sürece ilişkilerin olumlu sonuçlar verebileceğini gösteriyor.
Dünyanın en önemli ikili ilişkisi olan Çin-ABD ilişkileri, insanlığın geleceğinde ve kaderinde kritik rol oynamaktadır. Tarafların asıl odaklanması gereken görev, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in ileri sürdüğü karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazan iş birliği ilkelerinin hayata geçirilmesidir.
ABD tarafı San Francisco görüşmesinin başarılı geçmesi için çaba göstermeli. Bir yandan Çin’le iş birliği gözetip, diğer yandan Çin’i çevreleyecek adımlar atmak çelişkili bir yaklaşımdır. Özellikle Çin-ABD ilişkilerinin en önemli meselesi olan Taiwan bahsinde, ABD tarafı ateşle oynamaktan vazgeçmek zorundadır. Wang Yi son temasları sırasında da Taiwan meselesinin Çin için nasıl bir kırmızı çizgi olduğunu Amerikalı muhataplarına iletti.
Çin-ABD ilişkileri ciddi çalkantılı bir süreçten sonra bu aşamada nispeten iyimser bir atmosferde ilerliyor. Daha önce Bali’de yapılan Xi Jinping-Joe Biden görüşmesindeki olumlu hava temelinde San Francisco'daki görüşmenin de dünyaya umut vermesi bekleniyor. Aksi bir durum, hem iki ülke hem de dünyanın geri kalanı için hayal kırıklığı olur.
Hibya Haber Ajansı