Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MYK gündemiyle ilgili Genel Merkez’de basın toplantısı düzenledi.
Erdoğan’ın enflasyonu “şaşırtıcı bir hızla” düşürme kabiliyetleri olduğu yönündeki sözlerini değerlendiren Öztrak, “Düşür o zaman, elini tutan mı var? Bu neyin havası, neyin cakası? Bu millete gareziniz ne? Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Erdoğan “Faiz sebep, enflasyon netice” dedikten sonra tabela faizini talimatla yüzde 19’dan yüzde 12’ye indirdi, bu sürede yüzde 19 olan tüketici enflasyonu yüzde 83,5’e sıçradı. Tüketici enflasyonu son 14 yılın, üretici enflasyonu ise Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı.
Makyajlı TÜİK rakamlarıyla bile, Türkiye tüketici enflasyonunun en yüksek olduğu beş ülkeden biri, üretici enflasyonunda ise dünya şampiyonu. Hükümet beceriksizliğine “epistemolojik kopuş”, “nero ekonomi”, “heterodoks politika” diye kulplar takmaya çalışıyor. Saray’ın model dediği safsata çerçevesinde vadettiği ne varsa tersi yaşanıp, enflasyonun zirve yaptı, dış ticaret açığının katlandı, döviz rezervlerindeki açık 55 milyar doları aştı. Bunlarda laf çok ama derde deva politika yok… Evet, dedikleri gibi ortada bir ‘kopuş’ var. Ama ‘epistemolojik’ değil, Hükümetin milletten kopuşu…” diye konuştu.
Hükümetin enflasyonu düşürmek için kadrosunun da vizyonunun da liyakatinin de olmadığını söyleyen Öztrak, “Enflasyonu düşürmek için tek umutları var: TÜİK’in makyajları ve Aralık ayından itibaren etkisini gösterecek baz etkisi… Ama vatandaş için bir şey değişmeyecek. Fiyatların artış hızı baz etkisiyle azalsa da yüksek fiyat etiketleri yerli yerinde duracak. Hayat pahalılığı baki kalacak” değerlendirmesinde bulundu. “Lafı uzatmaya, TÜİK verisi gibi eğip bükmeye gerek yok” diyen Öztrak, Hükümet gitmeden enflasyonun ve hayat pahalılığının düşmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Sermaye Piyasası Kurulu ve Borsa İstanbul’un, iki aydır Borsadaki manipülasyona seyirci kaldığına, ancak skandal patladıktan sonra kamu kaynaklarıyla zararın üstünü kapatabilmek için devreye girdiğine dikkat çeken Öztrak, SPK’ya şu soruları yöneltti:
“Madem manipülasyon yaptığını düşündüğünüz kişiler hakkında suç duyurusunda bulunabiliyor, para cezası ve borsada işlem yapma yasağı getirebiliyordunuz; iki ay neden beklediniz? Elinizi kim tuttu? Nebati Bakan küçük yatırımcıya ‘gel gel’ yapıp borsada silkelenmelerine vesile olacak tweetler atarken nerelerdeydiniz? Borsada küçük yatırımcıları korumakla görevli bir kurum olarak, Bakanın ‘gel gel’ tweetlerini beğenmekten başka ne yaptınız? Yaptığınız işin adı, görevi ihmal değil mi? Bu suç değil mi?”
Ucube Saray yönetiminin Orwell’in 1984 kitabındaki gibi milleti, “Cehaletin güç, savaşın barış, köleliğin özgürlük olduğuna” inandırmaya çalıştığını, bu çerçevede Cumhuriyet Halk Partisi ile terör kelimesini yan yana getirecek kadar zıvanadan çıktığını belirten Öztrak, “Hain darbe girişimini eniştesinden öğrenenler, bu defa da ellerinde DNA raporu olduğu halde ‘Teröristin kimliğini taksiciden öğrendik’ deyip partimize kumpas kurmaya kalktılar. Yetmedi, algı yönetimiyle Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni ve belediye çalışanlarını da hain terör saldırısıyla ilişkilendirmeye kalktılar. Utanmadılar, şehit çocuğunu PKK’lı diye teşhir ettiler. Arsızca Cumhuriyet Halk Partisi’ne ‘Milli güvenlik sorunu’ diye yüklendiler. Bir kendinize gelin! Biz Cumhuriyet Halk Partisi’yiz. Bizim vatan sevgimizin zekatı bile densiz müfterilere fazla gelir. Saray da yanaşmaları da kurtuluşun ve kuruluşun partisi, bu şerefli mirasın sahibi Cumhuriyet Halk Partisi’nin adını ağzına alırken iki kere düşünecek. Yoksa pişman ederiz” diye konuştu.
İktidarı millet hizmet etmek için bir araç olarak değil bir amaç olarak gören Saray ve şürekasının iktidarda kalmak için her şeyi yapabileceğini söyleyen Öztrak, “Bu kifayetsiz mızıkçıların, Haziran 2015 seçimlerini nasıl iptal ettirdiğini Suruç ve Ceylanpınar saldırılarıyla başlayan süreçte hain terörü nasıl fırsata çevirdiklerini, 2015 Kasım’ındaki seçimlere bu ülkenin nasıl götürüldüğünü hep birlikte tecrübe ettik. Bunlar iktidar için teröristle Oslo’da pazarlık masası da kurar. Terörist başının mektubundan himmet de umar. Terörist başının kardeşini devlet televizyonuna da çıkarır. Gerekirse papaz elbisesi bile giyer. Sonra da çıkar kendilerinden başka herkesi, milli güvenlik sorunu ilan eder. Dedik ya, bunlardaki utanmazlık en katmerlisinden” dedi.
Hain terör örgütünün de hiç boş durmadığına dikkat çeken Öztrak, “Terör örgütü DNA testi ortaya çıkınca ‘Söylenen terörist bizdedir, görevinin başındadır’ diye açıklamalar yapıyor, videolar çekiyor. Buradan açık seçik söylüyoruz. O gün Adalet Bakanlığı’nın kayıtlarında ‘gazeteci’ olarak geçen o teröristin sefer görev emri, 4. Yargı Paketinde getirdiği afla Tayyip Erdoğan tarafından verilmiştir” ifadelerini kullandı.
Altılı Masa’nın dünkü toplantısının Türk siyasetinde yepyeni bir merhalenin başlangıcı olduğunu belirten Öztrak, dün yapılan toplantıda Yepyeni ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçişin yol haritasının çıkarıldığını, belirlenen 9 temel sorun alanında ortak politikalar belirlemek ve ortak taahhütleri açıklama için yola çıkıldığını, Ege’deki son gelişmeler ve Rusya’nın Ukrayna’nın bazı bölgelerini ihlali hakkında net tavrın ortaya konduğunu ifade etti. Öztrak, “Masa sadece 13. Cumhurbaşkanını seçmek için gerekli oyu değil, aynı zamanda Meclis’te Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş için ihtiyaç duyulan çoğunluğu sağlama kararlılığını da açıklamıştır” dedi. Masa’nın yolunun da istikametinin de belli olduğunu ifade eden Öztrak, “Biz kazanacağız, 85 milyon yurttaşımız kazanacak! Biz kazanacağız, tüm Türkiye kazanacak!” şeklinde konuştu.
Hibya Haber Ajansı