Özel'in konuşmasından satır başları şöyle:
"Arkanızda kim var diyenlere arkamızda bayramda babasına kavuşturamadığımız Vera’ya verdiğimiz söz var diyenlerin, Şenyaşar ailesine getiremediğimiz adalet var diyenlerin hikayesidir. Ekmeğini çöpten çıkaran Bader beye süt veren ineğini kesen Meliha hanımın hikayesidir. 30 yıldır sönmeyen Madımak ateşinin zaman aşımı kararıyla yürekleri dağlamasına engel olamamanın acısını hissedenlerin hikayesidir. Ergenekon’da canına kastedilen Kuddusi Okkır'ın eşi Sabriye hanımdan kaz dağlarını savunan Hanife teyzeden utananların hikayesidir. KPSS’de derece yapmasına rağmen atanmayan Salih Can’ın Bartın’da madende babasını kaybeden Emrullah’a somada ölen babalarının haklarını mahkemede ararken büyüyen çocuklara söyleyecek sözü olmayanların hikayesidir. Ve bu insanlardan dilenmemiş samimi bir özrün utancını yaşayanların hikayesidir. Bu seçimin kaybedilmesine dur diyemeyenlerin bu kayba engel olamamanın üzüntüsünü duyanların kahrını çekenlerin hikayesidir. İçi yananların vicdan azabı çekenlerin sorumluluk duyanların hikayesidir. Ve bir daha aynı hataları yapmamak için azim inanç ve kararlılık taşıyan gençlerin kadınların hikayesidir. Bu hikayedeki gençler kadınlar Atatürkçüler cumhuriyetçiler Türkiye’yi yönetebileceklerine Türkiye’yi geliştirebileceklerine aydınlanma meşalesini yeniden yakıp cumhuriyet devrimleri devam edebileceklerine inancı olanlarındır. Türkiye’yi değiştirmek için CHP’yi değiştirmeye inanan kadroların hikayesidir. Bu bir lider değişikliğinin ötesinde gücü kadrolardan alan ve kadrolarına güç veren bir hareketin hikayesidir.
Bizler bu yürüyüş ile cumhuriyet devrimimiz ve lideri gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimci dönüştürücü karakterini esas alan büyük bir meydan okumayı hedefliyoruz. En büyük değişimler en büyük kırılmaların yaşandığı dönemlerde gerçekleşir. Bu bilinçle yeni yüzyılda yeni bir siyaset için yeni yaklaşımlarla yol alacağız. Seçim öncesi Türkiye’de oluşan büyük umut ve değişim inancı hızla derin bir hayal kırıklığına dönüştü. Toplumsal talep ve ihtiyaçların aksine partimizin yönetimi yenilginin nedenlerini ciddiyetle araştırıp yeni bir yol haritası çizmedi. Alınan sonuca farklı bahaneler üretti ve yenilginin siyasi sorumluluğunu maalesef üstlenmedi. Parti içi iktidarı korumaya odaklandı. Güven duygusunu yitiren seçmenimiz partimizi hatta siyaset kurumunu terk edebilecek kadar yoğun bir duygusal kopuşa sürüklendi. Parti yönetimi bu durumu tespit etmek bu yöne adımlar atmak yerine bu kırılmayı gözden gelmeyi tercih etti.
Tek adam rejiminin dayattığı ve beslediği toplumu ayrıştıran farklılıklardan yararlanarak birbirinden uzaklaştıran ve kutuplaştıran siyaset anlayışını reddediyoruz. Biz ve onlar ayrışmasını etnik mezhepsel ve toplumsal kutuplaşmayı kabul etmiyoruz. Tüm toplumsal kesimlerin yaşam eşitlik beslenme barınma ve örgütlenme hakkını birlikte savunuyoruz. Tüm farklılıkları kucaklıyor toplumun tüm yoksullarına işsizlerine güvencesizlerine birlikte sahip çıkıyoruz. Hepsinin talep ve umutlarını ortak hedefimiz olarak belirliyoruz. Toplumu dikine kesen ve ayrıştıran siyaseti reddediyor toplumun her kesimine dokunan yatay siyaset anlayışını savunuyor ve sahipleniyoruz.
Partimizin seçilecek sıralardan 39 milletvekilini başka partilere vermesi parti vicdanında parti tarihinde unutulmayacak bir hasar bırakmıştır. Bu süreç hiçbir parti içi müzakereye üzerinde uzlaşılmış bir iç hukuka objektif ölçme ve değerlendirme kriterlerine dayanmaksızın ve parti içi denetime kapalı olarak yürütülmüştür. Aynı şekilde partiler arası protokollere dair seçilmiş kurullara bilgilendirmenin dahi yapılmadığı süreçler işletilmiştir. Bu ölçüde aşkın yetkiler kullanıp sorumluluk üstlenmeyen bir yönetim tarzı kabul edilemez.
Hedeflediğimiz değişim emekten yana üretimden yana çevreden yana kadınlardan yana gençlerden yana ve olan tüm güçler bir araya getirdiğimiz yeni özgüvenli siyasetimizle hayat bulacaktır.
Geçmişte istisnai örnekler hariç örgütlerin görev alınması hiç görüşmemişken bazı illerde kongre delegesine etki edecek büyüklükte ilçelerde kongre yapılmasının engellenmesi sorunlarımızın sadece yazılı metinlerden kaynaklanmadığını ve her şeyden önce bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Ülkede anayasasızlaştırmaya itiraz eden bir partinin kendi içindeki tabii olduğu tüzükten mahrum bırakılması girişimleri asla hak edilmemektedir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin iyi yönetilmesine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulmaktadır. Bu amaçla kapsamlı bir üye reformu gerçekleştirilerek üyelerin genel başkanı doğrudan seçmesi dahil olmak üzere tüm süreçlere katılımları sağlanacaktır.
CHP’deki değişim ülkenin değişimi için ön koşuldur. İşte bizim hikayemiz de tam burada başlamaktadır. Parti içi iktidarı kazanmak için değil Cumhuriyet Halk Partisi’ni Atatürk’ün partisini iktidar yapabilmek için cumhuriyet halk partisi genel başkanlığına adaylığımı ilan ediyorum. Herkesi bu yürüyüşe davet ediyorum çağrımız tüm üyelerimize tüm seçmenlerimize Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm vatandaşlarınadır. Gelin bu yeni yolu birlikte açalım birlikte yürüyelim çünkü CHP değişirse Türkiye değişir. Bu memleket bizim bu davet bizim bu hasret bizim."
Hibya Haber Ajansı