CHP’li Ocaklı: “Yaş çaya zam yoksa sokağa çıkmak var!”

Kuru çaya yüzde 15 zam yapılmasının ardından açıklama yapan CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, vatandaşlar açısından zamların kaldırılmaz noktaya geldiğini ifade ederek, “Aynı gün mazota ve diğer her şeye zam yapılırken ne yazık ki çay üreticisine yapılan haksızlık devam ediyor. Kuru çaya yapılan %80’i bulan zamma karşılık yaş çay üreticisine henüz hiçbir zam yapılmadı; 11,30 TL konvansiyonel ve 18 TL organik çay üretimindeki fiyatlar stabil olarak duruyor. Bu büyük bir haksızlıktır. Bunun bir cezası, bir karşılığı olmalı.” ifadesini kullandı.

“Sokağa çıkma zamanı geldi”

CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, "Yaş çay fiyatı açıklandığında dolar kuru 19,50 TL idi, bugün 27 TL civarında. Gıda enflasyonunda dünya dördüncüsü olan Türkiye’de her şeye zam yapıldı, bir tek yaş çay fiyatı olduğu gibi duruyor. Çay üreticileri emeğinin karşılığını alamamaktan şikayetçi" ifadesini kullandı.

Ocaklı, “Buradan iktidarı uyarıyoruz. Bu kadar bu insanları, çay üreticisini, ÇAYKUR çalışanlarını ezemezsiniz. ÇAYKUR çalışanını kadrosuz bırakarak, 6 ay çalıştırarak diğer zamanlarda ne yapacağına kayıtsız kalmanızı artık kabullenmiyoruz. Bunun için sokağa çıkma zamanı geldi, bilesiniz. Ya yaş çaya zam vereceksiniz ya da sokaklara çıkacağız.” diye konuştu.

Hasta çocuklar üzerinden ihale vurgunu!

CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, Diyabet Tip-1 hastaları için çok önemli olan glukoz ölçüm cihazının (sensör) devlet tarafından karşılanması gerektiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan, bu konudaki yetkinin niçin Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) alınarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına devredildiğini, sensör temin edilen çocukların sayısının neden düşürüldüğünü sordu.

Ocaklı, hasta çocuklar arasında yardıma muhtaç olan-olmayan şeklinde ayrım yapılmasını doğru bulmadığını ifade ederek, sensör temini için açılan ihalenin iki kez iptal edildiği ve ihalenin iktidara yakın tek firma davet edilerek şişirilmiş fiyatlarla o firmaya verildiği iddialarına yanıt istedi.

"Cumhurbaşkanının sözü bürokrasiye geçmiyor mu?"

Türkiye'de 30 bin diyabet tip-1 hastası olduğunu, bunların 20 bininin 18 yaş altı olduğunu, 0-14 yaş arası çocuk sayısının ise 11 bin 500 olduğunu belirten Ocaklı, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 27.06.2022 tarihinde, "Tip 1 diyabet hastası 0-14 yaş arası evlatlarımızla ilgili müjdemiz var. Bu teşhisle insülin tedavisi gören evlatlardan 11 bin 500 kişiye sürekli glukoz ölçüm cihazı veya ikamesini temin edeceğiz." açıklamasını yaptığını hatırlatarak, “Diyabet Tip-1 hastaları için sevindirici olan bu açıklamanın gereği ne yazık ki yerine getirilmemiştir.” dedi.

Hasta çocuklar ihale malzemesi mi?

Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamasından sonra yetkinin SGK’dan alınıp, “Diyabetli çocuklara sensör yardımı” adı altında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı içindeki Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğüne devredildiğini hatırlatan Ocaklı, “Bu birim, yardıma muhtaç olanlar/olmayanlar diye hasta çocukları ikiye ayırdı. Sosyal yardım alan hanelerdeki hasta çocuklar uygulamadan yararlandırılırken, sosyal yardım almayan hanelerdeki çocuklar kapsam dışında bırakıldı. Bu şekilde sensör temin edilecek çocuk sayısı 6 bin olarak belirlendi. Hayat boyu süren bu hastalık için sensör yardımının süresi ise 2 yıl ile sınırlandırıldı.”  ifadelerini kullandı.

CHP'li Ocaklı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan şu sorularına cevap istedi:

"Ülkemizde Diyabet Tip-1 hasta sayısı yaş dağılımına göre kaçtır? Devlet kaç hastaya sensör temin etmektedir?

Devlet, temel insan hakkı olan sensör teminini, niçin tüm Diyabet Tip-1 hastaları için yapmamaktadır?

Bu konudaki yetki neden Sosyal Güvenlik Kurumundan alınarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı içindeki Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğüne devredilmiştir?

Diyabet hastası çocukları yardıma muhtaç olan ve olmayan diye ayırmak yerine devletin tüm hasta çocuklara şefkat elini uzatması gerekmiyor mu?

Ömür boyu süren hastalık için yardıma muhtaç olarak belirlenen ailelerin çocuklarına sensör yardımını 2 yıl ile sınırlandırmak doğru mudur?

Sensör ihalesinin iki kez iptal edildiği, şartname değiştirilerek üçüncü kez yapılan ihaleye iktidara yakın tek bir firmanın davet edildiği ve ihalenin yüksek meblağla o firmaya verildiği iddiaları doğru mudur? Değilse, ihaleye kaç firma katılmış, ihale kaç TL bedelle hangi firmaya bırakılmıştır?

Haberlerde iddia edildiği üzere; sensör ihalesinde rakamlar şişirilmiş midir ve dünya ortalamasının iki katı ödeme mi yapılmaktadır? Bu konuda araştırma ve inceleme yaptırmayı düşünüyor musunuz? Devlet zarara uğratılmışsa, bunun sorumluları hakkında idari ve adli işlem başlatacak mısınız?

Hastaların/hastalıkların şişirilmiş ihaleler yoluyla sömürülmesi gereken birer araç olarak görülmesini doğru buluyor musunuz? Bu şekilde hastaları/hastalıkları sömürenler hakkında ne gibi yaptırımlar uygulamayı düşünüyorsunuz?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 27 Haziran 2022 tarihindeki Kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada ifade ettiği üzere; Diyabet Tip-1 hastası 0-14 yaş arası 11 bin 500 çocuk için verilen sensör temini sözünü yerine getirecek misiniz? Bu sözü ne zaman yerine getireceksiniz?"

Hibya Haber Ajansı