CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, son olarak sevilen bir müzisyen olan Onur Şener’in Ankara’da çalıştığı eğlence mekanının çıkışında acımasızca öldürülmesi ve yine Ankara’da Adalet Bakanlığı’nda Daire Başkanı olarak görev yapan bir hakimin eşini öldürüp sonrasına intihar etmesi olaylarında görülen şiddet, saldırı ve artan suç olaylarını değerlendirdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Açıkel’in değerlendirmesi şu şekilde:
“AK Parti ’nin körüklediği hoyratlık ve aşındırdığı sosyal dayanışma yüzünden yurttaşlarımızın huzuru ortadan kalktı; psikolojik gerginlik ve buhrana dönüştü. Sosyal eşitsizlik dışlanmayı artırdı; vatandaşlar birbirlerine yabancılaştı. Rant düzeni ve mafyatik kültür, insanlarımızı şiddet sarmalına itti. Evde, iş yerinde, trafikte, sokakta saldırı, dövme, hakaret, yaralama, öldürme vakaları adeta sıradanlaştı. Sokaklarda kaos, kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri, çocuklara yönelik istismar haberleri, hayvanlara yönelik eziyet olayları ve nefret suçları her gün daha fazla artan şekilde kamuoyuna yansımaya başladı. Bu şiddet sarmalı karşısında, yurttaşlar çaresiz bırakıldı.
Otoriterlik ikliminin cezasızlık ile birleşmesi, kendinde cezalandırma hakkı gören saldırgan bir kişilik modeli yarattı. Toplumda, kendi çarpık adalet anlayışını çevresindekilere empoze etme hakkı gören “mikro otokrat” kişilikler türedi. Kendinden görmediği ve rahatsız olduğu kesimleri cezalandırma hakkı olduğunu sanan otoriterlik iklimi, kanserli hücreler gibi her yere yayıldı. Bu keyfi otoriterlik ikliminin gündelik hayatı etkisi altına alması, büyük bir toplumsal güvenlik ve kamu otoritesi krizinin zeminini oluşturmaktadır.”
Diğer yandan; sınır güvenliği başta olmak üzere pek çok alanda yaşanan güvenlik açıkları yüzünden Türkiye’de, dünyanın önde gelen suç örgütleri adeta cirit atmakta, kendi çatışmalarını ülkemizin sokaklarına ve mahallelerine taşımaktadır diyen Açıkel, “Sokaklarda, alışveriş merkezlerinde, eğlence mekanlarında ve kamusal alanlarda mafyatik gruplarca silahlı çatışma olayları yaşanmakta; yabancı suç kartellerinin yöneticilerine ülkemizde suikastler düzenlenmekte; yurtdışına deport edildiği açıklanan suç örgütü yöneticileri Türkiye’de öldürülmektedir. Bu çatışma ve saldırı olayları yüzünden Türkiye giderek kamu düzeninin ortadan kalktığı, mafyatikleşmiş ve güvenliksizleşmiş bir ülke durumuna sürüklenmektedir.
Saray iktidarının, aciz ve tavizkar göçmen politikası nedeniyle bakımını üstlendiği sığınmacılar, sınır güvenliğini sağlayamaması nedeniyle ülkemizde bulunan düzensiz göçmenler ve konut satın alma karşılığında Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı verilen yabancılar da suç ve terör örgütlerinin etki alanını genişletmektedir. Türkiye’de yasal zafiyet ve göçler yüzünden kayıt dışılığın ve kontrolsüzlüğün artması, güvenlik krizini derinleştirmektedir. Fedakar güvenlik güçleri ve güvenlik kurumlarımızın kapasitesi, liyakatsiz yönetim ve kontrolsüzlük yüzünden yetersiz kalmakta; asayiş sorunları artmaktadır. Emniyet güçlerimiz, suç ve şiddet olaylarına karşı mücadelesinde yeterli bir kamu desteği alamamaktadır. Devlette yaşanan bu kontrolsüzlük, keyfilik ve savrukluk yüzünden vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği tehdit altında bırakılmaktadır.” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında; Türkiye, yeniden tüm vatandaşlarının huzur ve esenlik içinde ve güvenli bir şekilde yaşadığı bir ülke olacaktır diyen Açıkel sözlerini şunları diyerek tamamladı:
“Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında; anayasal kamu düzeni altında yurttaşların huzuru ve esenliği yeniden sağlanacaktır. Kutuplaştırmayan, birleştiren, düşmanlığı ve saldırganlığı değil, yurtta ve sokaklarda barışı esas alan, vatandaşlarına refah ve huzur içinde bir arada yaşamalarını sağlayacak yeni bir sosyal düzen tesis edeceğiz. Yurttaşlarımıza yönelik bireysel şiddet, mafyatik eziyet ve onur zedeleyici tüm uygulamaları ortadan kaldıracak ve bir devlet politikası hâline gelen cezasızlık uygulamalarına son vereceğiz. Kamu düzenini ve yurttaşların esenliğini Şiddete karşı gerekli hukuki düzenlemeleri tavizsiz bir biçimde yapacak ve sosyo-ekonomik önleyici tedbirleri alacağız.
İktidarımızda; sınır güvenliği, “Sınır Namustur” felsefemiz doğrultusunda tavizsiz sağlanacak, yerli ve yabancı suç örgütlerinin, terör örgütlerinin şehirlerimizde ikamet etmesi; Türkiye’nin bir suç coğrafyası haline gelmesinin önüne geçilecektir. Kamusal alanların, gündelik hayatın suç, şiddet, cezalandırma ve mafya iklimine teslim edilmesini önleyecek her türlü tedbir alınacaktır.”
Hibya Haber Ajansı