Günaydın, Kahraman’a isnat edilen suça ilişkin daha önce 2 kez İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen “Soruşturmaya yer yoktur” ve İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinin “Beraat” kararlarını hatırlatarak, önergesinde şu sorulara yer verdi:
"1 – 2009 – 2023 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin “devlet memuru” olarak görev yapan, defalarca güvenlik soruşturmalarından geçen Tayfun Kahraman nasıl TCK 312. Madde ile ilgili bir suç ile ilişkilendirilebilir
2 – Tayfun Kahraman’ın Gezi protestoları esnasındaki faaliyetlerine dair daha önce iki kez İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen 30 Ocak 2014 tarih ve 2013/96961 sayılı; 27 Şubat 2014 tarih ve 2014/25504 sayılı “Soruşturmaya yer yoktur” kararları mevcutken, 10 yıl sonra aynı faaliyetleri nasıl TCK 312. Madde kapsamında suç olarak değerlendirilebilir?
3 – 13 Haziran 2013’te dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından belirlenerek Gezi Parkı'na ilişkin sorunun çözümü için görüştüğü heyetin içinde TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı olarak yer alan Tayfun Kahraman nasıl görüştüğü hükümeti devirmeye çalışmış olabilir?
4 – Tayfun Kahraman’ın bu heyet içerisinde yer alan uzman, aydın ve sanatçıların tanıklıklarının dinlenilmesi talebi mahkeme heyetleri tarafından hangi gerekçe ile reddedilmiştir?
5 – FETÖcü polis ve savcıların hukuksuz dinlemeleri ile oluşturulan ve aleyhte tek bir somut delil içermeyen dosyaya hiçbir yeni unsur eklenmemiş olmasına karşın aynı dosyaya bakan 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18 Şubat 2020’de “Oy Birliğiyle” verdiği 2019/74 E. ve 2020/34 K. Sayılı “Beraat” kararı ile 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “Oy Çokluğuyla” verdiği 2023/6359 sayılı “18 yıl mahkumiyet” kararı arasındaki uçurum nasıl açıklanabilir?
6 – Tayfun Kahraman’ın 13 Haziran 2013'te Hükümet ile arabulucu heyet arasındaki görüşme sonrasında Başbakanlık konutu önünde kamuoyuna yaptığı ve Gezi sakinlerini itidal ve diyaloğa çağıran açıklamaları İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin mahkumiyet kararı metinlerinde neden yer almamaktadır?
7 – Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın 20 Kasım 2023 tarihli komisyon toplantısında belirttiği gibi AİHM kararları siyasi saiklerle alınıyor, uluslararası ilişkilerde kullanılıyor ve bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti Devleti siyaseten tavır almak zorunda kalıyor ise; Tayfun Kahraman neden AİHM’ye başvurmak, adil yargılanma hakkını vatanı dışında aramak zorunda bırakılıyor?
8 – Bu hukuksuzluğu kim, ne için yapıyor, ne kazanıyor ve ülkemiz ne kaybediyor?
9 – Yargı organları bir insanın masumiyetine, hürriyetine ve adil yargılanma hakkına saygı duymuyorsa Devletin temeli olan adaletten söz edilebilir mi?"
Hibya Haber Ajansı