Hayatta geçirdiğimiz her an kıymetli. Geri getiremeyeceğimiz o anlara dilediğimizde bakabilmemizi sağlayan, tarihin adeta kaydını tutan fotoğraflar ise en değerli armağan. Çekimi 8 saat süren ilk fotoğraftan deklanşöre her basışımızla saniyeye birçok kare sığdırabildiğimiz teknolojilere doğru evrilen fotoğrafçılık, geçen her dakika değişiyor ve gelişiyor.
Yapılan araştırmalara göre her geçen yıl artış gösteren bu rakamın 2030 yılında 2.3 trilyona ulaşması bekleniyor.
Fotoğraf çekmek kadar, çekilen fotoğrafların hikayesine ortak olabilmek, fotoğrafı çeken kişinin duygularını paylaşabilmek ise paha biçilemez bir değer oluyor. Fotoğrafçılık; güzel bir manzaradaki tepenin ardında bulunan cenneti, eşsiz bir portredeki tılsımlı bakışları, tarihi bir yapının yaşanmışlıklarını, bir şehrin karmaşasındaki asıl dünyayı keşfedebilmek demek. Temelinde bu kadar özel meziyetler barındıran bu tutku, günümüzde sosyal medyanın da etkisiyle hikayelerin çok daha büyük kitlelere ulaşmasına vesile oluyor. Artık kaydedilen anlar yalnızca birer fotoğraftan ibaret değil, hepsi birer içerik! İçeriklerin oluşturulmasının arkasındaki süreç ise kuşkusuz bu durumun hem en keyifli hem de emek isteyen tarafını oluşturuyor.
İşte Canon çekilebilecek onca mekân, kaydedilebilecek yüzlerce anı için 1937’den beri durmadan görüntüleme teknolojileri alanındaki ürünlerini uzmanca üretmeye devam ediyor. İnsanların olasılıkları yeniden değerlendirmesine ve sınırları zorlamasına yardımcı olmaya gönülden bağlılığıyla geliştirdiği lens ve kameraları, 100 yıllarca aynı canlılıkta saklanabilecek baskı kalitesi ile fotoğrafçılıkta uçtan uca çözümler sunarak her an fotoğrafın ve fotoğrafçılığın yanında olmak için çalışıyor.
Hibya Haber Ajansı