enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
9°C
İstanbul
9°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Az Bulutlu
10°C
Salı Az Bulutlu
12°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
13°C

Bebeklerde ilk bin gün çok önemli

Bebeklerde ilk bin gün çok önemli
03.08.2023 12:33
6
A+
A-

Prof. Dr. Cengiz Kara ilk 1000 günü "Gebeliğin başlangıcından bebeğin ikinci doğum yıldönümüne kadar olan süreyi tanımlayan ve giderek yaygınlaşan bir terimdir. Gebeliğin 270 günü ile doğum sonrası ilk 730 günün toplamını ifade eder. Günümüzde çocuk ve toplum sağlığını iyileştirmek için hassas bir dönem, bir “fırsat penceresi”  olarak değerlendirilmektedir" şeklinde tanımladı.

“İlk 1000 gün”ün önemi nedir?

Kara, anne karnı ve çocukluk döneminde yaşanan olumsuz olayların obezite, kalp hastalıkları ve diyabet gibi kronik hastalıklar için zemin hazırladığını vurguladı. Prof. Dr. Cengiz Kara, " Anne karnında temeli atılan bu hastalıkları "İlk 1000 gündeki olumsuz olayların yaşam boyu süren zararlı etkileri “metabolik programlama” ile açıklanmaktadır. Doğum öncesi ve sonrası dönemlerde beslenme ve büyüme-gelişme ile ilgili sorunlar hücrelerin ve organların gelişimine etki ederek vücut yapısını değiştirir, fizyolojik sistemin ayarını bozar ve düzenleyici mekanizmalarda dengesizlik yaratır. Endokrin ve metabolik yanıtlardaki değişikliklere genlerin çalışma düzenini değiştiren ‘epigenetik etkiler’ de eşlik eder ve böylece ömür boyu sürebilen ve hatta sonraki kuşaklara da aktarılabilen zararlı etkiler ortaya çıkar." ifadelerine yer verdi.

Hastalıkların temeli ilk 1000 günde atılır

Anne karnı dönemi ve doğum sonrası beslenme sorunlarının sebep olduğu metabolik programlanmanın yetişkinlik döneminde obezite, tip 2 diyabet ve kalp-damar hastalıkları olarak ortaya çıktığını vurgulayan  Prof. Dr. Cengiz Kara " Obezite vücutta, özellikle karın bölgesinde ve iç organların çevresinde aşırı ve anormal yağ birikmesi durumudur. Bu aşırı yağ birikimine insülin direnci, tip 2 diyabet, hipertansiyon ve kan yağı düzeylerindeki bozukluklar (dislipidemi) eşlik ettiğinde metabolik sendrom olarak adlandırılır. Metabolik sendrom ayrıca karaciğer yağlanması, siroz, koroner kalp hastalıkları ve inme gibi hastalıkların da eşlik ettiği yaşam kalitesini ciddi bozan ve erken ölümlere neden olabilen önemli bir sağlık sorunudur. Günümüzde tüm dünyadaki ölümlerin %60’ından obezite ve metabolik sendrom bileşeni hastalıklar sorumludur ve bu kronik hastalıkların temeli ilk 1000 günde atılır." diye konuştu..

Kara, erken metabolik programlamaya yol açan 3 tür mekanizmayı şöyle açıkladı:

"Anne karnında yetersiz beslenmeyi takiben doğum sonrası dönemde aşırı beslenme ile ortaya çıkan uyumsuzluk.

Anne karnında ceninin aşırı beslenmesi.

Doğum sonrası aşırı beslenme ile erken hızlı büyüme."

Annenin gebelik dönemindeki beslenme sürecine dikkat çeken Kara, "Annenin zayıflığı, gebelikte yetersiz beslenmesi, kilo alımının az olması ve yüksek tansiyon vb. hastalıklar nedeniyle rahim damarlarının zarara uğraması ceninin beslenmesini bozar ve düşük doğum ağırlığı ile doğmasına neden olur. Anne karnındaki bu kronik açlık ve yetersiz beslenme dönemi bebeğin bulduğu her enerjiyi depolayan ve sarfiyatı en az indirmeye çalışan ‘tutumlu yapı’ geliştirmesine neden olur. Az kalori ile idare etmeye programlanmış bu küçük ve zayıf bebeği bir an evvel büyütmek telaşı ile aşırı besleme çabası ters teper ve bebekte aşırı yağ (enerji) birikimine neden olur. Diğer yandan, annenin şişman olması, gebelikte aşırı kilo alması ve kontrolsüz diyabete bağlı yüksek şeker düzeyleri bebeğin daha anne karnında iken aşırı beslenmesine, hızlı büyümesine ve sonuçta fazla doğum ağırlığı ile doğmasına neden olur. Aşırı kalori ile anne karnında karşılaşan iri bebeklerde yağ dokusu ve iştah doğuştan fazladır. Obez ve/veya diyabetli anne bebeği olarak şişman ve iştahlı doğan bu çocuklarda hayat boyu obezite ve diyabet riski artmaktadır. Ayrıca, bebek normal kilolu anneden, normal ağırlıkla doğsa bile, doğum sonrası aşırı kalori alımı bebeğin şişmanlamasına neden olur. Anne sütü alamama, mamalarla aşırı beslenme, yüksek kalorili ek besinlere erken başlanması gibi nedenlerle doğum sonrası hızlı kilo artışı ve erken hızlı büyümenin etkileri de erken çocukluk dönemi ile sınırlı kalmaz, vücudu obezite ve metabolik sendroma ömür boyu programlar." diye ekledi.

Prof. Dr. Cengiz Kara Obezite ve metabolik sendromu önlemek için ilk 1000 günde yapılması gerekenleri şu şekilde açıkladı:

"Gebelikten önce annenin vücut kitle endeksi normal hale getirilmeli, fazla kilolu anne adayları zayıflamalı, zayıf olanlar da kilo alarak ideal vücut ağırlığına ulaşmalıdır.

Gebelik ve emzirme döneminde sigara içilmemelidir.

Gebelikte vücudun kaldırılabileceği ölçüde egzersizlere devam edilmeli, fazla kilo almaktan kaçınılmalıdır.

Gebelik diyabeti olanlarda sıkı şeker kontrolü sağlanmalıdır.

Düşük doğum ağırlığı ile doğan bebeklerde hızlı kilo alımından kaçınılmalı, yakalama büyümesinin 1-2 yaşa kadar yavaş tempoda gerçekleşmesi sağlanmalıdır.

Doğum sonrasında bebekler 6 ay sadece anne sütü ile beslenmeli ve 2 yaşına kadar emzirmeye devam edilmelidir.

Katı besinler ve şekerli içeceklerin başlanması ertelenmelidir. Özellikle, anne sütü verilemediği için mama ile beslenenlerde katı gıdalara erken başlanmamalıdır.

Bebek doyduktan sonra öğünü bitirmek için zorlanmamalıdır.

Bebeklikte yüksek protein alımı kısıtlanmalıdır. Anne sütü alamayan bebeklerde düşük protein içerikli mamalar tercih edilmelidir.

İnek sütünün protein yoğunluğu yüksektir ve bebeklere ilk yıl verilmemelidir.

Obez anne bebeklerinin büyümesi yakın izlenmelidir. Hızlı kilo alımı varsa emzirme düzeni kontrol altına alınmalıdır. Ek besine geçiş döneminde enerji yoğunluğu düşük gıdalar seçilmelidir."

 

Hibya Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.