Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik, “Öfke ve nefret diliyle, ona buna hakaret ve küfür yağdırarak bir ülkenin cumhurbaşkanlığı yapılmaz. Böyle ülke yönetilmez. Gaziantep’te bir esnaf ‘Not tutuyorlarmış, deftere yazıyorlarmış. Getirin o defteri, ben burada yırtıp atayım’ diyor. Böyle vatandaşı tehdit ederek bir yere varamazsınız. Bu büyük sorunu ‘Biz’ diyerek aşarız.” ifadelerini kullandı.
“İlk 48 saatte kurtarılabilecek canlar vardı”
“Donarak ya da enkaz altında kaldığı için hayatını kaybeden vatandaşlarımız oldu.” diyen Babacan, şunları kaydetti:
“İlk 48 saatte neden hemen harekete geçilmedi? İlk 48 saatte neden kamunun, özel sektörün vinçleri, iş makineleri hemen devreye girmedi? Bunlar gittiğimiz her yerde soruluyor çünkü can kaybının önemli bir kısmı enkaz kaldırma çalışmalarının gecikmesi sebebiyle meydana geldi. Bu soruları da biz sürekli olarak hükümete soruyoruz. İlk 48 saatte kurtarılabilecek canlar vardı. O canlar kurtarılmadı, kurtarılamadı. İktidar neden devlet sistemini çalıştıramadı?”
“Krizin makro ekonomi ve finans yönetimi de son derece önemli”
Babacan, depremin ekonomik etkileriyle ilgili kapsamlı bir çalışma başlattıklarını dile getirerek, “Bu sadece bina inşa etmekle atlatabilecek bir facia değil. ‘Yıkıldı, yenisini yaparız’ demekle iş bitmiyor. Çünkü Türkiye, zaten son 5 yılda defalarca ekonomik kriz yaşayan bir ülke. Bu krizin makro ekonomi ve finans açısından yönetimi de son derece önemli. Eğer bu doğru yönetilmezse ‘Binalar yapalım’ derken tekrar büyük bir enkaz kalabilir. Bunun bedelini de bütün millet olarak öderiz.” dedi.
Hibya Haber Ajansı