Türkiye ekonomisini yakıtı bitmiş bir otomobile benzeten Babacan, “Suudi Arabistan’a yalvar, 3 milyar dolarlık yakıt koy; Katar’a yalvar, 5 milyar dolar daha yakıt koy. Biraz daha gitsin. Etraftan sağlanan geçici kaynaklarla ekonomik çarkların dönmesi asla mümkün değil. Bir ülkenin cumhurbaşkanı; bir başka ülkenin veliaht prensinden bire bir para isteme durumuna düşüyorsa, borç alan emir alır. Ülkeler arası ikili borç alıp verme ilişkisi ülkelerin ekonomik ve siyasi bağımsızlığına gölge düşürür. Borcu yalvar yakar alırsanız, o krediyi veren bunu boşa vermez, karşılığını ister.” dedi.
AK Parti iktidarının ilk yıllarındaki Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) uygulamalarını hatırlatan Babacan, “TMSF’nin attığı her adım siyasi etkiden uzak, bağımsız mahkemelerin denetiminde yürüdü. Biz bunu başka türlü yapsaydık Türkiye’ye asla sermaye getiremezdik. Sermayeyi ürkütürdük. ‘AK Parti geldi, ekonominin başında da Ali Babacan diye birisi var ve eline kılıcı alıp herkesi doğruyor’ derlerdi. Öyle bir şey yok. Bağımsız TMSF, bağımsız mahkeme… Hak hukuk yerine gelsin. Bu milletin malvarlığını birileri bir yere kaçırdıysa, o gelsin, tekrar milletin malı olsun. Gene öyle olur. Bunun için yasal düzenleme gerekir. Ona bakarız. Hangi kurum olacağı önemli değil, o kurumun hükümetin talimatıyla iş yapmaması, bağımsız çalışması gerek.” ifadelerini kullandı.
Hibya Haber Ajansı