Uluslararası Yerel Medya Zirvesi, Avrupa Gazeteciler Federasyonu’nun Genel Kurulu ile başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen zirve, Avrupa’nın 45 ülkesinden gazetecileri ve Türkiye’nin 50 şehrinden basın meslek örgütü temsilcilerini bir araya getiriyor.
Açılış konuşmasını yapan Başkan Soyer, iktidarın güç kaybı nedeniyle baskıyı artırdığını ifade ederek “Dezenformasyon Yasası” olarak bilinen yasa teklifine tepki gösterdi. Soyer, “Türkiye’de yolun sonuna geldik. Bu ülkede basın özgürlüğü üzerindeki baskı ve sansür çok yakında sona erecek” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) tarafından Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen Uluslararası Yerel Medya Zirvesi, Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Genel Kurulu ile başladı. Avrupa’nın 45 ülkesinden 110 gazetecinin katıldığı zirve kapsamındaki genel kurulun açılış törenine ev sahibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Murat Bakan, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı Mogens Blicher Bjerrega§rd, İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Dilek Gappi, ulusal, uluslararası ve yerel basının temsilcileri, akademisyenler ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
“Gerçeği yazmanın karşılığı ateşten gömlek giymektir”
Açılış konuşmasında Başkan Tunç Soyer, “Türkiye bugün estirilen havanın aksine demokrasiye sımsıkı bağlı insanların ülkesidir. Tüm eksikliklerine rağmen Avrupa Birliği, insanlığın en büyük barış projesidir. Bu nedenle doğamız gereği Avrupa Birliği ile ortak bir ufka bakıyor ve demokrasiyi savunuyoruz. Bedenlerimiz için nefes almak ne ise toplumlarımız için de haber almak aynı şeydir. Doğru ve tarafsız haber alamayan toplumlar, nefes alamaz ve sonucunda önyargıların içinde boğulur. Toplumumuzu hakikatle buluşturma sorumluluğunu siz değerli basın emekçilerimiz taşıyorsunuz. Taşınması zaten zor olan bu görev, düşünce özgürlüğünün olmadığı ülkelerde daha da ağır bir göreve dönüşüyor. Türkiye gibi özgürlüklerin ağır saldırı altında olduğu, basın özgürlüğünün her gün darbe aldığı bir ülkede, gerçeği yazmanın karşılığı ise tabiri caizse ateşten gömlek giymektir. Biliyoruz ki, ülkemiz çok yakında yeniden özgürlüklerine kavuşacaksa bunu o ateşten gömleği korkusuzca giyen yürekli insanlara borçluyuz” şeklinde konuştu.
“Türkiye’de yolun sonuna geldik”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmeye başlanacak ve kamuoyunda “Dezenformasyon Yasası” adıyla bilinen yasa tasarısı hakkında konuşan Başkan Soyer, “Belli ki iktidar seçime giderken sosyal medya üzerinden basın ve ifade özgürlüğünü daha da baskı altına almayı planlıyor. Emin olun ki bunu güçlü olduklarından değil, güçlerini kaybettiklerinden yapıyorlar. Basın ve ifade hürriyetini susturma çabaları, sadece ülkemize özgü bir durum değil. Tüm dünyada örneklerini gördüğümüz otoriter yönetimlerin, iktidarlarını korumak için kullandıkları en önemli araçlardan biri. Fakat Türkiye’de yolun sonuna geldik. Bu ülkede basın özgürlüğü üzerindeki baskı ve sansür, çok yakında sona erecek. Sizler tek bir zümrenin çıkarları için değil, halkımızın tarafsız habere erişmesi için çalıştığınız sürece umudumuz daima büyüyecek. Türkiye evrensel insan hakları, hukukun üstünlüğü, ifade ve basın özgürlüğü gibi temel konularda, yüzünü yeniden dünyaya dönecek” ifadelerini kullandı.
“İzmir’in Avrupa ödülü bir tesadüf değil”
İzmir’in 8 bin 500 yıllık kadim kültürüyle basın özgürlüğünde önemli bir misyon yüklendiğini dile getiren Başkan Soyer, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü tüm çalışmalar tam da bu mirastan, yani İzmir’in yüzyıllar boyunca dünya ile en güçlü biçimde iletişim kurmasından besleniyor. İzmir’in geçtiğimiz haftalarda Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından Avrupa değerlerini en iyi temsil eden kent seçilerek Avrupa Ödülü’ne layık görülmesi, bir tesadüf değil. Çok seslilik konusundaki kararlı duruşumuzun bir sonucu. Özgür düşüncenin en temel ayaklarından olan basın özgürlüğü için nitelikli yetişmiş iş gücüne ve doğru finansal modellere ihtiyacımız büyük. Değişen dijitalleşme koşullarına uyum sağlamak ise basının özgürleşmesi için diğer bir önceliğimiz. İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu konuların çözüme kavuşturulmasında daima basınımızın yanında yer aldı. Bu duruşumuz bundan sonra da devam edecek” dedi.
“Türkiye’nin özellikle seçim döneminde basın özgürlüğüne önem vermesi lazım”
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ise AB’ye aday ülke olan Türkiye’yi yakından takip ettiklerini belirterek şöyle konuştu: “Özellikle de Türkiye’nin katılım sürecindeki koşulları ne kadar sağladığını yakından takip ediyoruz. Kopenhag kriterlerine baktığımızda bunlardan en önemlilerinden birisi basın ve ifade özgürlüğü. Her yıl komisyon aday ülkelerin ifade ve medya özgürlüğü konularında değerlendirme raporu sunulmaktadır. Sonuncusu Ekim 2021’de yayımlandı. Bu raporda ne yazık ki Türkiye’de görünen olumsuz bir gidişat vurgulanmıştır. Özellikle demokrasiden uzaklaşma ve basın özgürlüğünün kısıtlanması vurgulanmıştır. Eğer bizim sağlıklı bir kamu tartışmasına ihtiyacımız varsa Türkiye’nin özellikle seçimler doğrultusunda bu konuya önem vermesi gerekiyor. Özellikle sosyal medya üzerinden hala çok önemli bir bilgi yayılımı var. Bu da kendi içinde zorluklar doğurmaktadır. Bu durumun desteklenmesi, beslenmesi ama baskı altına alınmaması lazım. Türkiye’de AB olarak yerel kuruluşlarla işbirliği içindeyiz. Bu sayede yasal ve düzenleyici bir ortamın oluşmasını sağlıyoruz.”
Rakamlarla Türkiye’de basın özgürlüğü
Toplantıda Türkiye’deki basın mensuplarının yaşadığı zorluklardan söz eden TGS Başkanı Gökhan Durmuş, “Dünya basın özgürlüğü sıralamasında 149’uncu sırada olan ülkemizde son bir yılda 23 meslektaşımız cezaevinde. 31 gazeteci 52 gün gözaltında kaldı. 60 gazeteci hakkında soruşturma açıldı. 28 davada 273 gazeteci yargılandı. Yargılanan gazetecilerin toplam aldığı ceza 75 yıl. 57 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı. 54 haber sitesine ve 1355 haber içeriğine erişim engeli getirdi. RTÜK 61 milyondan fazla para cezası verdi. 600’e yakın basın kartı iptal edildi. Sektörümüzdeki işsizlik oranı yüzde 18. Böyle bir tablo içerisinde baskılara boyun eğmeyen, kalemlerini satmayan, meslek ilkelerinden ödün vermeden gazetecilik faaliyetini sürdüren binlerce meslektaşımız var. Bizlerin mesleğe olan bağlılığı her şeyi değiştirecek. Dayanışmayla, sendikayla bu zor günler geçecek. Basın özgür, hukuk bağımsız ve demokratik bir ülke olacak Türkiye” ifadelerini kullandı.
“Zamanınızı gazetecilik yerine mahkemelerde harcadınız”
Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı Mogens Blicher Bjerrega§rd ise, “Pandeminin ardından sizlerle bir araya gelmek bizim için büyük bir mutluluk. İzmir’de olmaktan çok mutluyuz. Burada hep birlikte İzmir’in güzelliklerini yaşıyoruz. Türkiye’deki gazetecilerin yaşadığı davalarda buradaydım. Tüm gazetecilere sokaklarda kamuoyunda büyük bir destek vardı. Burada gazetecilere verilen değerin ne kadar olduğunu gördük. Türkiye’de bunları görmek gerçekten umut verici. Sizler Türkiye’de gazeteciler olarak yargılandınız. Zamanınızı gazetecilik yerine mahkemelere çıkarak harcadınız. Bu gazetecilere yapılmaması gereken bir şey. Binlerceniz defalarca mahkemelere çağırıldınız. Ülkenizde çok başarılı işler yaptınız. Biliyoruz ki daha yapılacak çok iş var ve biz de bu yüzden buradayız” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından toplantı, TGS Yöneticisi gazeteci İpek Yezdani’nin “Türkiye’de gazeteciliğin durumu ve basın özgürlüğü mücadelesi” adlı sunumuyla devam etti.
Uluslararası Basın Merkezi Havagazı’nda açılıyor
İki günlük zirve kapsamında Türkiye’de ve İzmir’de gazeteciliğin sorunları, genel durumu ve geliştirilmesi için çok sayıda panel, sunum ve tartışma platformu düzenlenecek. Genel kurul ve zirvenin yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İGC işbirliğiyle bu akşam Tarihi Havagazı Gençlik Yerleşkesi’nde kurulan Uluslararası Basın Merkezi’nin de açılışı yapılacak.
Hibya Haber Ajansı