Antibiyotik direncinin, bakterilerin antibiyotik tedavisine verdikleri cevapla ilgili olduğunu belirten Yıldız, direncin bakterilerin antibiyotiğe maruz kaldıklarında hayatta kalma yeteneklerini geliştirmeleriyle ortaya çıktığını açıkladı. Bu durumun, antibiyotiklerin bakterilere zarar verme seviyelerine karşı geliştirdikleri savunmalar sonucunda gerçekleştiğini ifade etti.
Antimikrobiyal Direncin, "Tek Sağlık" perspektifinden ele alınması gerektiğini söyleyen Yıldız, şunları ifade etti:
“Antibiyotik direnci aslında bakteri açısından değerlendirildiğinde bir hayatta kalma stratejisidir. Bu nedenle, yeni herhangi bir antibiyotik, dirence yönelik soruna çözüm olmaktan çok uzaktır. Direnç azaltılabilir bir sorun olmaktan ziyade yönetilebilir bir sorundur ve bu yönetim sadece insan sağlığı değil, birçok sektörün birlikte çalışması ile mümkün olabilecektir. Bu amaçla geliştirilen Tek Sağlık yaklaşımı direncin yönetilmesindeki en önemli perspektiftir.”
Yıldız, bu yaklaşımın farklı sektörler arasında koordinasyon ve iş birliğini teşvik ettiğini söyledi. Antibiyotik direncinin sadece insan kullanımıyla değil, hayvancılık, tarım ve endüstri sektörlerindeki kullanımlarla da ilişkili olduğunu vurgulayan Yıldız, bu konuda geliştirilecek politikaların ortaklaşa oluşturulması ve uygulanması gerektiğini vurguladı.
Doç. Dr. Serap Süzük Yıldız, antibiyotik direnciyle mücadelede farklı sektörlerdeki profesyonellerin ve halkın eğitilmesinin önemli olduğunun altını çizerek sağlık profesyonellerine yönelik antibiyotik kullanımı ve seçimine ilişkin yönergelerin takip edilmesi çağrısında bulundu. Öte yandan Yıldız, soğuk algınlığı gibi durumlarda reçetesiz antibiyotik kullanmama konusunda çağrıda bulundu.
Antibiyotik Direnci konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl 18-24 Kasım tarihleri arasında düzenlenen Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası'nın önemine de değinen Yıldız, antibiyotiklerin doğru tanı ve hekim önerisiyle kullanılmasının önemini vurguladı.
Hibya Haber Ajansı