Altun’un konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Bugün dezenformasyonla, yine yeni medya düzeniyle karşımıza çıkan bilgi kirliliğiyle mücadele noktasında ana akım medya araçlarının hakikati araştırma, savunma ve sunma konusundaki kurumsal kabiliyetini öne çıkarmamız, vurgulamamız gerekiyor. Bu anlamda ana akım medyanın hakikati savunma noktasındaki tarihsel bilgi ve birikimini yeni medya düzeniyle birlikte karşımıza çıkan bu dijital faşizmle mücadelede, dezenformasyonla mücadele bir kalkan olarak kullanmak durumundayız.
Zanlarla, yalan ve kurgu haberlerle değil hakikat düsturuyla toplumun bilgilendirilmesi esastır. Bu prensip doğrultusunda hakikate ışık tutan bir medya düzeni, bir ülkenin ulusal demokratik kültürünü geliştirebileceği gibi onun uluslararası konumunu da güçlendirecek asli bir unsurdur.
Bütün dünya, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’de sürdürdüğü zulme tanık oluyor. Hepimiz biliyoruz ki, İsrail’in hukuksuz ve insanlık dışı saldırıyla Filistin’de son yılların en büyük zulmü, en büyük vahşeti yaşanıyor. Bir soykırım yaşanıyor. Bir halk, haksız bir şekilde yerlerinden, yurtlarından edilmeye, her türlü zulme, ayrımcılığa ve katliama maruz bırakılmaya çalışılıyor.
İsrail, Filistin’de bir savaş suçu işliyor, bir soykırım gerçekleştiriyor. Fakat üzülerek belirtmek istiyoruz ki küresel vesayet düzeni ve onların güdümündeki uluslararası medya kuruluşları, İsrail’in zalimce, acımasız saldırıları kamufle etmek, dahası çok daha acısı meşrulaştırmak için büyük bir ikiyüzlülük örneği sergiliyor, büyük bir kötülük performansı ortaya koyuyor. Biz, bu ikiyüzlülüğe, bu kötülüğe başından beri karşı çıktık, çıkmaya da devam edeceğiz. İsrail’in yalanlarını, sistematik dezenformasyon kampanyalarını ifşa etmeye dönük gayretlerimizi başından beri sürdürdük, sürdüreceğiz.
İnanıyoruz ki verdiğimiz bir hakikat mücadelesidir ve bu hakikat mücadelesi, Gazze’deki zulmün son bulmasına Allah’ın izniyle hizmet edecektir.
İsrail’in Filistin’de işlediği cürümlerin hesabını sormak adına dün başlayan Uluslararası Adalet Divanı’ndaki yargılama sürecini çok önemsiyoruz. Türkiye, başından itibaren bu sürecin içindedir ve sürecin yakın takipçisi olmaya devam edecektir.”
Hibya Haber Ajansı